Yusuf Şahin Yazdı: Milli Eğitim Sisteminde Fulbright Anlaşması Hakkında Bakana Açık Mektup
Milli Eğitim Sisteminde Fulbright Anlaşması Hakkında Bakana Açık Mektup
Sayın, Yusuf Tekin
Milli Eğitim Bakanı
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ve
FULBRİGHT KOMİSYONU..
(Çok önemli bir konu)
Sayın Bakanım, Yıllardır Türkiye’nin en büyük sorunlarından bir tanesi, hiç kuşkusuz Milli Eğitim Sistemi…
Sizde takdir edeceksiniz ki, bugün gençlerimiz elimizden kayıyor ve de eğitim sistemimiz nedeniyle başkaların kucağına itilmektedir.
Gençlerimiz tarihi derinliğimizden bi-haber yetişmekte.
Milli ve manevi değerleri hafife alırcasına başka milletlere özen içinde yaşama özlemi alabildiğinde artmaktadır.
Gençliğimiz homoseksüellik, legebeticilik ve daha nice olumsuz ve tehlikeli mecralara sürüklenmektedir.
Gençliğimiz hakiki tarihimizi, dini vecibelerimizi, anne-babaya saygıyı, vatana ve milletine sahip çıkmayı unutur hale sokulmaktadır.
Evet sizlerin bir gayret içinde olduğunuz muhakkaktır. Lakin yetmemekte.
Çok kapsamlı ve derinlemesine daha RADİKAL kararlar alıp hayata geçirmemiz kaçınılmazdır.
Bugün Milli eğitim sistemi denildiğinde ise yıllardır içeriği çok bilinmese de hep konuşulan bir anlaşma ve bu anlaşma ile kurulan komisyon dillerden düşmemektedir.
O da FULBRIGHT ANLAŞMASI.
Türk Milli Eğitimi’ni bu anlaşma ile Amerika’nın yönlendirdiği iddiaları dönem dönem gündeme gelse de bu iddiaların üzeri hemen her seferinde örtülür…
Kamu oyuna yansıtılmaz.
NEDİR BU ANLAŞMA?
27 Aralık 1949 tarihinde,
Türkiye ile Amerika arasında bir tür “Eğitim Anlaşması” imzalanıyor.
Bu anlaşmaya göre, Türk çocuklarına İlk, orta ve Lisede öğretilecek derslerin müfredatı,
karma bir komisyon tarafından belirleniyor.
Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında!
Dikkat ediniz,
Komisyonun görevi, müfredatı tayin etmek.
Yani okullarımızda okutulacak derslerin konularının ne olması gerektiğine karar vermek.
Bu anlaşmanın ilgili maddesine göre komisyon;
1) “4’ü Türkiye vatandaşı,
2) 4’ü ABD vatandaşı olmak üzere 8 üyeden oluşacaktır.
Oylar eşit çıkarsa, kararı ABD’li Büyükelçi belirliyor.
(Garabete bakarmısınız)
ABD’nin Türkiye’deki diplomatik misyon şefi, komisyonun fahri başkanı olacak ve komisyonda oyların eşit olması halinde kararı komisyon başkanı verecektir!
Projenin mimarı, dönemin ABD başkanı Truman’ın meşhur doktrinini “eğitim ve kültür” alanında projelendiren kişi olan senatör William Fulbright’tı.
1946-1953 yılları arasında ABD Senatörü olarak görev yapan William Fulbright, daha çok Amerikan karşıtlığı yüksek ve yer altı kaynakları zengin olan Latin Amerika ülkelerine dönük projeleri ile bilinen sömürgeci bir isim.
Bu şahıs sözlerinde;
“Türkiye’nin anahtar bir ülke olduğunu biliyorum” ifadesi geçiştirilemeyecek kadar önemli.
Bugün projenin başında kızı Harriet Fulbright
bulunmaktadır.
2015 yılında Amerika dışındaki ilk Fulbright Enstitüsü’nün açılışına katılmak üzere Türkiye’ye gelen Bayan Fulbright, Hürriyet’e verdiği röportajda “Türkiye’nin anahtar bir ülke olduğunu biliyorum.” diyerek eğitimin önemine dikkat çekmişti.
ABD Dışişleri Bakanı komisyon kararlarını denetleme hakkına sahiptir.
Amerikan kültürünün aşılanması;
Zihinlerin köleleştirilmesi, uyuşturulması ve toplumda ciddi bir bilinç kaymasının yaşanması için eğitim bulunmaz bir fırsattı. Onlar için.
İşte o gün korkunç bir biçimde eğitimi maalesef ABD’nin hizmetine de sunmuş olduk.
O gün bu gün hala onların ellerinden gerçek manada eğitim sistemimizi alamadık.
Geleceğin bağımsız ve güçlü Türkiye’si bu şartlar altında nasıl gerçekleşebilir ki. Gerçekleşmediğide bariz bir şekilde olayların seyrine baktığımızda görülmektedir maalesef….
Dünyada başka bir örneği olmayan ve çeşitli ülkeler tarafından örnek eğitim modeli olarak alınan
KÖY ENSTİTÜLERİ, Demokrat Parti iktidarı döneminde dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin imzası ile 27 Ocak 1954 tarihinde kapatılır…
Buna Eğitimde Teslimiyet diyebiliriz.
Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarına Demokrat Parti iktidarı ile birlikte, 1950 yılından itibaren pek çok Amerikalı isim “uzman” ve “danışman” sıfatı ile yerleşiyor ve 1950 sonrasında Türk milli eğitimini Amerika Birleşik Devletleri eğitim sistemine benzer şekilde yeniden dizayn ediyorlardı…
Kısacası,Türk çocuklarının eğitimi Amerikalılara teslim edilmişti.
Maalesef hala onların elinde imiş gibi uygulamanın sürdüğü sokaklarımıza baktığımızda, olayları tahlile kalktığımızda çıplak gözle görülmektedir.
74 yıldır neredeyse tamamında Türkiye, kendilerini Milliyetçi-Muhafazakar diye tanımlayan hükümetler tarafından yönetildi.
Hiçbiriside çıkıp nedir bu komisyon, bu komisyonu dağıtıyoruz, bundan böyle Türk çocuklarının ne tür bir eğitim alacağına biz karar vereceğiz demedi.
(Nedense Nedense Nedense…)
Yukarıdaki konuya ilgisiz kalıp bana ne deme gibi bir lüksümüz yok sayın Bakanım.
Çünkü şöyle yada böyle herbirimizin ailesinde öğrenciler var.
Bu nesil bizim geleceğimiz.
Dolayısıyla Ülkemizin,
TÜRKİYENİN ve de Milletimizin geleceği.
Bu gençlere bilimin ışığında, aileden başlayarak, topluma ve ülkesine olan sorumluluk bilinci,
Dini ve Manevi sorumluluğun önemi, aşılanarak, Muasır medeniyetler seviyesine çıkarma bilinci verilmelidir.
Sözün özü, kendimiz olmalıyız. Müslüman gibi yaşamayı öncelemeliyiz.
Bağımsız ve kendimize özgü MİLLİ ve MANEVİ değerlere sahip bir eğitim politikasıyla büyüyen gençlerin zihninden, omuzlarından BÜYÜK TÜRKİYE CUMHÜRIYETI DEVLETİ yükselecektir!
Aksini iddia etmek başını kuma sokarak ve diş güçlerin kölesi ve uşağı olmaya evet demek olduğu unutulmamalıdır
Selam ve Muhabbetle. Saygılarımla.
Kaynak: Yusuf Şahin
04.09.2024
Emekli Müftü
Bursa/Orhangazi
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024