“Vücutlarının 100 Katı Kan Emebilirler!”
Uzmanından ‘kene’ uyarısı!
Yaz aylarının gelmesiyle vatandaşların korkulu rüyası kenelerin de popülasyonunda atış yaşanırken, Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Adil Yılmaz alınması gereken önlemlere dikkat çekti… Özellikle tarımla uğraşanlar ve doğa yürüyüşü yapanlara vücutlarının çıplak yerlerini örtmeleri konusunda uyarıda bulunan Yılmaz, “Ne kadar erken teşhis edilir ve tedaviye başlanırsa, ölümden kurtulma oranı o kadar artıyor. Keneler, son derece dikkat edilmesi gereken hayvanlar” dedi…
Yaz aylarının gelmesiyle vatandaşların korkulu rüyası kenelerin de popülasyonunda atış yaşanırken, Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Adil Yılmaz alınması gereken önlemlere dikkat çekti.
Dünya genelinde ilk olarak 20’nci yüzyılın ortalarında görülen, Türkiye’de ise ilk kez 2002 yılında rastlanan Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) hastalığına neden olan keneler, yaz aylarının gelmesiyle birlikte yeniden uyanışa geçiyor. Vatandaşların korkulu rüyası olan kenelerin son derece dikkat edilmesi gereken hayvanlar olduğunu söyleyen Özel Trakya Hastanesi Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Adil Yılmaz, özellikle tarımla uğraşan ve doğa yürüyüşü yapan vatandaşları uyardı.
‘VÜCUTLARININ 100 KATI KAN EMEBİLİRLER’
Kenelerin kan emerek yaşayan ektoparazit canlılar olduğunu dile getiren Yılmaz, “Kenelerin çoğaldığı aylar genellikle bahar ve yaz aylarıdır. Kış aylarında ise kuytu alanlarda saklanırlar. Yaz aylarında, insanların ve hayvanların üzerinde kan emerek hayatlarını sürdürürler. Vücutlarının 100 veya 200 katı kadar kan emebilirler. Bu süreçte, hastalığa neden olan salgılarını insan vücuduna bırakırlar. Kene, yapıştığı yerde hemen o anda bulaştırması söz konusu değil. Girdiği yerde 24 saat kadar kalabilir. Kan emme işlemi tamamlandıktan sonra kendiliğinden düşer, ancak bu süre zarfında hastalık etkeni olan virüsü insana bulaştırabilir” dedi.
‘ERKEN TEŞHİSLE ÖRÜM ORANI DÜŞÜYOR’
Hastalığın ölüm oranının yüzde 3 ile 30 arasında değiştiğine de dikkat çeken Yılmaz, “Hastalık etkeni kısa sürede ortaya çıkmıyor. Genelde bunlar Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) dediğimiz ateşli, kanamalı bir hastalığa sahip. İlk olarak 1946 yılında Kırım’da, ardından 1956 yılında Kongo’da görülmüştür. Türkiye’de ilk vaka 2002 yılında Tokat’ta tespit edilmiştir. Aldığımız son verilere göre 2019 yılına kadar Türkiye’de toplam 10.800 vaka görülmüş ve bu vakaların 1.800 kadarı ölümle sonuçlanmıştır. Hastalığın ölüm oranı yüzde 3 ile yüzde 30 arasında değişmektedir. Tabi son zamanlarda erken teşhis ve tedavi ile ölüm oranı düşmektedir” diye konuştu.
‘HASTALIĞIN İLERLEYEN DÖNEMLERİNDE KANAMALAR GÖRÜLEBİLİR’
Kenenin mutlaka uzman kişilerce vücuttan çıkarılması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Keneyi vücudumuzda taşıdığımız sürece ya da vücuttan çıkarılmak istenirse, bu hastalığın bulaştırılma olasılığını arttırmış oluyoruz, mutlak surette bir sağlık ocağına veya hastaneye gidilerek, oradaki uzman kişiler tarafından yapılması gerekmektedir. Kenenin yanlış çıkarılması, virüsün insana bulaşma riskini artırır. Kene çıkarılırken kafasının kopmaması ve salgısını bırakmaması önemlidir. Kenelerin hastalık yapma riski 1 ile 3 gün veya 9 güne kadar çıkabiliyor. Bu dönem de ateşle başlayan bir durum, halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk, kas ağrıları, öksürük, bulantı ve kusma gibi semptomlarla devam ediyor. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde kanamalar görülebilir” ifadelerini kullandı.
‘KENE DÜŞMANI TAVUK, BILDIRCIN VE GÜVERCİN GİBİ HAYVANLARI KORUMALIYIZ’
Kenelerle karşılaşma riski yüksek olan tarımla uğraşan ve doğa yürüyüşü yapan vatandaşlara da uyarılarda bulunan Yılmaz, “Ne kadar erken teşhis edilir ve tedaviye başlanırsa, ölümden kurtulma oranı o kadar artıyor. Keneler, son derece dikkat edilmesi gereken hayvanlar. Kenelerden korunmak için açık alanda çalışan çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar ve doğa yürüyüşü yapan kişiler, vücutlarının çıplak yerlerini örtmeli, çoraplarını pantolonlarının içine almalıdır. Kenelerin sevmediği bazı gıdalar olsa da (portakal, limon, nane gibi), bu gıdalara güvenip korunmamak doğru değildir. Kene kovucu losyon veya kremler de yeterli koruma sağlamayabilir. Keneler çevre koşullarına son derece dayanıklıdırlar. 75 derecede inaktive olurlar, ancak tuzlu ve dondurulmuş suda yıllarca canlı kalabilirler. Kenelerin doğal düşmanları olan tavuk, bıldırcın ve güvercin gibi kanatlı hayvanları korumak da önemlidir” şeklinde konuştu.
hudutgazetesi
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024