Tarım Kredi Marketlere Dair

Tarım Kredi Marketlere Dair

Tarım Kredi Marketler, Türkiye’nin en yaygın marketlerinden biridir. Ama politikası gereği çok büyük alanlara sahip olmayan eskinin büyük bakkalı gibidir. Arkasında devlet desteği var mı yok mu kamuoyunda tartışılmaktadır. Yoksa da devletin marketi kabul edilmektedir. Halk, bu marketlere teveccüh göstermektedir. Fakat daha fazla çeşit ve daha etkin bir politika izlemelerini de istemektedir.

Ben de çoğunlukla bu marketleri tercih etmek istiyorum. Ancak bazı tavsiyelerim var. Bu marketleri kendi marketim gibi gördüğümden umarım faydasını görürüm.

1- Bu marketler en kısa zamanda isimlerini kısaltmalıdır. Bunun bir maliyeti olacak ama mesela TAR MAR ismi uygun gibi duruyor.

2- Sattığı ürünler diğer marketlerden daima en az bir lira eksik olmalıdır.

3- Mutlaka manav ve sebze bölümü çok zenginleştirilmeli ve pazara gidecek olan da orayı tercih etmelidir. Bunun için en az yeni iki personel alınmalıdır.

4- Her şehirde veya yerleşim yerinde bir veya iki tane, o yerin büyüklüğüne göre çok büyük market açılmalıdır.

5- Markette bazı mutfak eşyalarının satılmaya başlanması güzel bir gelişme. Bu artırılmalıdır.

6- Personel az. Buna takviye yapılmalı ve personellerin haftalık çalışma şartları ve özlük hakları yeniden gözden geçirilmelidir.

Burada en çok Tarım Kredi Marketlerden beklenen, manav ve sebze politikasında devrim gibi bir değişikliğe gidip çok zengin bir reyon hazırlamalıdır.

Bunu Tarım Kredi Marketlerden özellikle ve aceleyle bekliyorum. Çünkü ben de marketçilik yaptım bir zamanlar birkaç aylığına. Şunu çok iyi biliyorum ki manav ve sebze reyonu bir marketin yarısıdır. Bunun için sırf bu konuyu sevk ve idare eden bir birim vardır zaten veya olmalıdır.
Ben yarı veya tamamen devletin olan bu kurumun bir istikrar unsuru olması taraftarıyım. Bu konuda çok kıymetli genel başkan Yılmaz Bademli Beyden ve ekibinden çok şey bekliyorum.

KENAN IŞIK DA ÖLMÜŞ

Her akşam TV’de yarışma sunduğu programa kitlenir kendi bilgimizi de o sorularla yarıştırırdık. Adeta evimizin adamı olmuştu rahmetli. Bilmiyorum inancı var mıydı? Var ise Allah rahmet eylesin. Çektiği hastalığı günahlarına kefaret olsun. Çok çekti. Tam 10 yıl. Dile kolay. Ona sabır gösteren eşine ve çocuklarına da tebrik gönderiyorum. İşte hayat. Hepimiz bir gün sevdiklerimiz ile dostlarımıza veda edeceğiz.

Evet, ölüm kimleri alıp götürmüyor ki? Ülkede tanıdıklarımızdan, yakınımızda tanıdıklarımızdan… Son bir yıl içinde de kanser ve ani kalp ölümleri o kadar çoğaldı ki! Genç yaşta insanlar ani kalp kriziyle aramızdan ayrılıyor. Buna bilir bilmez halk covid aşılarının sebep olduğunu söylüyor.

Öyle veya böyle; küllü insanin merhun: Her insan için rehin alınmış bir vakit var. Sona doğru gidiyoruz.

SON ZAMANLARDA BAZI SANATÇI

BOZMALARINA NE OLDU?

Gün geçmiyor ki bazı sözüm ona sanatçılar ağızlarını açıp İslam’a saldırıyorlar. Eskiden de bunu yapıyorlardı muhakkak ama bilen, duyan, ifşa eden pek yoktu. Tepki de gösterilmiyordu. Tepki gösterebilecek bir sınıf oluşmamıştı. Sadece duyan fısıltı gazetesinden yanındakinin kulağına fısıldıyorsa o kadar! Hâlâ tepki göstermekte yeterli değiliz. Bu alanda yetersiziz. İnancı olmayan ve çoğu köken itibariyle Rum, Ermeni, Yahudi olan ailelerin daha önce sanat dünyasına hakim olanların çocukları hem iktidarı yıpratırım diye hem de bilinmeyen yüzlerini açık etmek için kutsala saldırıyorlar. Prim yapıyor ya.

Eskiden dikkat çekmek için soyunuyorlardı. Şimdi soyunmanın cazibesi kalmadı onlar için. Çünkü çıplaklık sokağa indi. Bir şey bulmaları lazım. O da toplumun değer yargıları. Araştırın bakın kökeni gayrimüslimdir.

Peki, ne yapmalı? Kırmadan dökmeden tepkimizi göstermeliyiz. Çünkü bu ülke bizim. Onlar sıkışınca kaçacak yer bulur. Biz ancak devlet düşmanı olursak sığınacak yer bulabiliriz. Fetö’cüler gibi. Maalesef bu memleketin düşmanı çok. Kimi tarihten gelen hınçla, kimi son 22 yılda yapılanlarla bize düşmanlar. Asla Türkiye ayağa kalkmamalıdır. Asla dünyada söz hakkı olmamalıdır.

Eleştirenler ikide bir “Müslüman ülkeler nerede?” sorusunu soruyor. Müslüman ülke var devlet yok. Hepsi Amerika’nın veya Avrupa’nın test alanı. Hoşuna gitmeyeni iktidardan indirir. Kuklayı iktidar yapar. Ziyaül Hak gibi Mursi gibi aradan sıyrılanlar olursa devirir.

Bizim derdimiz o kadar çok ki. Vesselam.

Kaynak: İdris Günaydın

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.