Soner Duman Yazdı: Sorun, Zannettiğinizden Daha Derin Olabilir!
SORUN ZANNETTİĞİNİZDEN DAHA DERİN OLABİLİR!
Yüzünüzde bir türlü geçmek bilmeyen sivilceler çıkıyor, doktora gidiyorsunuz. Doktor birtakım tahliller yaparak bu sivilcelerin çıkma nedenini araştırıyor. Şayet bir şey tespit ederse ona göre ilaç veriyor. Anlıyorsunuz ki mesele, yüze bazı kremleri sürmekle geçecek cinsten değil.
Başınızda bitmek bilmeyen ağrılar var. Ağrı kesici atarak anlık rahatlama hissetseniz bile bu ağrıların başka bazı sebepleri olabilir. Doktora gidiyorsunuz, tahliller, filmler derken asıl sebep bulunuyor, ona göre tedavi yapılıyor.
Nasıl ki bedenimizde ortaya çıkan sorunların, görünürdekinden daha derinlerde kimi sebepleri oluyor ve bunlar ancak uzun araştırmalar sonucunda ortaya çıkıyorsa insanların Allah’ın koyduğu kurallara uymamaları, Onun çizdiği sınırlara riayet etmemeleri, ibadetlerini aksatmaları ya da tembellik göstermeleri gibi sorunların da görünürdekinden başka sebepleri olabilir.
Bir insanın ibadetlerde tembellik göstermesi, başkalarının yanında iken daha dindar görünüp kendi başına iken dinî sınırları hiçe sayması, daha derinlerdeki nifak hastalığının bir sonucu olabilir.
Bir insanın haramlar konusunda nefsini dizginleyememesi, aklında fikrinde hep günah işleme düşüncesinin olması onun Allah’ı tanıma konusundaki eksikliğinden, O’na iman etme noktasında yeterince samimi olmayışından kaynaklanabilir.
Şimdi size bir mahşer tablosundan söz edeyim. Karşımızda dünyada iken çeşitli günahları işlemekten bir türlü vazgeçmeyen, geri durmayan bir insan tipi var. Bu kişinin asıl sorunun ne olduğu mahşerde yüzüne şöyle vuruluyor:
“Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah’ın bilmeyeceğini sanıyordunuz. Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz.” (Fussilet 41/22-23)
Demek ki bu insanların sorunu Allah’ı yeterince tanımamalarıymış. Eğer yeterince tanısalardı, Onun her şeyi görüp bildiğini içlerine tam olarak sindirselerdi bu günahları işlemeyeceklerdi!
Şimdi düşünün… Bir markete bir kampanya ürünü piyasaya göre biraz daha ucuz geleceğinde insanlar marketin açılış saatinde kapısında yığılıyorlar. Birbirleriyle itiş kakış bir biçimde bir şeyi ucuza almak için adeta yarışıyorlar, hatta savaşıyorlar! Peki bu insanların namaz vakitlerinde cami kapılarında birbirleriyle yarıştığını hiç görüyor muyuz? Bizi bir malı üç kuruş ucuza almak için markete koşturan motivasyonumuz böyle iken, imanımız bizi niçin camilere yürütmüyor?
Peki sorun ne? Sorun, Allah’ın âhirette vermeyi vaad ettiği sevabı bizim çok uzak görüyor oluşumuz. Peşin olana, gözümüzün gördüğüne itibar ederken cennet, sevap gibi kavramlar bizim için çok çok ötelerde kalıyor. Rabbimiz bu hastalığın sebebi hakkında ne diyordu: “Hayır! Doğrusu siz, âcil olanı seviyorsunuz da, âhireti bırakıyorsunuz.” (Kıyamet 75/20-21).
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bütün bu örneklerden şunu anlıyoruz: Bizim davranışlarımızda dinî açıdan bir takım problemler, tembellikler, aksaklıklar, gevşeklikler varsa mutlaka ama mutlaka bunun imanımızla ilgili bir yönü olduğunu bilmemiz ve imanımızı takviye etmemiz gerekiyor.
Çare ve çözüm ne?
Kim bilir belki de işe en baştan başlamalıyız. Rabbimizi en baştan isim ve sıfatlarıyla tanımalıyız. Allah Resûlü’nün ve onun değerli arkadaşlarının İslam’ı hangi zor şartlarda, nasıl mücadelelerle yaşadıklarını bir kere daha görmeli, gözden geçirmeliyiz. Dünya-âhiret dengesinde terazimizin âhiret kefesini ağırlaştırmak için gayret göstermeliyiz. Bu yönde okumalar yapmalı, bu yönde sohbetler dinlemeliyiz.
Rabbimiz imanlarımızı kendisinin rızasına uygun ve sorunsuz eylesin. Eylesin ki bu imanlarımız salih amellere dönüşsün, bizleri kötülüklere ve günahlara karşı frenlesin.
Kaynak: Soner Duman/10 Zilkade 1445 – 18 Mayıs 2024 / Cumartesi
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024