Soner Duman Yazdı: Sonra “Kusur” Oldu. Ardından “Hata”ya Dönüştü. Derken “Kişisel Tercih” Diye Anılır Oldu

Önceleri Adı “Haram” İdi.
Sonra “Kusur” Oldu.
Ardından “Hata”ya Dönüştü.
Derken “Kişisel Tercih” Diye Anılır Oldu

Adı haram iken sevilmezdi. Kusur ve hataya dönüşünce kimse umursamamaya başladı. Kişisel tercih diye anılınca saygı bile beklendiği oldu.

Haramın adı değişti değişmesine ama haramın varış noktasının adı hep aynı kaldı: Cehennem.

***

Şeytanın en büyük hilelerinden birisi insanlara kötülükleri, günahları süslü göstermesidir. Hz. Âdem’e cennetteki yasak ağacın meyvesinden yemeyi nasıl süslü gösterdiğini ve bunun sonucunda ne olduğunu biliyoruz.

Peki şeytan, nasıl oluyor da günahları insanlara süslü, güzel gösterebiliyor?

Bunun iki yol ve yöntemi var:

Birincisi, günah olan şeyi, normalde olduğundan farklı şekilde göstermektir.

Mesela içki insanın aklına, sağlığına zararlıdır. İnsanın hem Rabbi ile arasını açar, hem de diğer insanlarla. Gelgelelim şeytan insana içkiyi öyle bir süsler ki… “Bunu içince derdini unutursun”, “kafan güzel olur”, “sıkıntıların biter” der.

Kumar insanın malını-mülkünü tüketir, ocakları söndürür, yuvaları yıkar, cinayetlere yol açar. Gel gör ki şeytan insana “bunu oynarsan kazanırsın, zengin olursun, istediğini yapabilecek kadar paran olur” diyerek insanı kandırır.

İkinci yöntem ise günah ve haramların adını değiştirmektir. Rabbimiz Kur’an’da günah olan fiillerden insanları uzaklaştırabilmek için onları son derece kötü bir şekilde tasvir eder. Mesela içki ve kumara “şeytan işi pislik” der. Gıybete “ölmüş kardeşinin etini yemek” der. Faize “Allah ve resulü tarafından savaş açılan bir günah” der. Zinaya “iğrenç ve çirkin iş” der.

Peki şeytan ne yapar? Allah tarafından bu şekilde kötü tasvir edilen günahları şayet insanlara süslü gösteremiyorsa bu defa günah olan fiillerin isimlerini değiştirir. İçki olur “aslan sütü”, içki sofrası olur “çilingir sofrası”, Zinanın adı “kaçamak”, “çapkınlık” olur. Kumarın adı “piyango, toto, loto” vb. olur. Faizin adı “nema, kazanç” vb. olur.

Böylece günahlar yumuşatılır, sevimli hale getirilir.

Rabbimiz Kur’an’da kâfirlerin bir özelliği olarak “sözü, konulduğu anlamın dışına taşırarak tahrif etmek” olduğunu söyler. Yani kelimelerin içini boşaltmak, bir kelimeyi Allah ve resulünün kullandığı anlamın dışına çıkarmak, kötüyü iyi göstermek, iyiyi kötü göstermek. Mesela dinin gereklerini yapmak “gericilik”, “yobazlık”, “tutuculuk” olur.

Kelimelerin bu sihirli etkisi karşısında yeterince güçlü bir imana sahip olmayanlar teslim bayrağını çeker. “Gerici” görünmemek adına dinin emirlerini yerine getirmekten uzak durur veya topluluk içinde yapmaya utanır. “Medenî” ve “ilerici” görünmek adına günahları işler, haramlara bulaşır.

Birileri haram ve günah olan şeylerin adını istediği kadar değiştirsin. Allah’ın lanetlediği, kötülediği şeyleri istediği kadar süslesin, makyajlasın. Bunların isimlerini değiştirebilirsiniz ama haramların (eğer tövbe edilmezse veya inkârcılık yapılırsa) insanı götüreceği son durağın adı kâinat kurulalıdan beri değişmemiştir ve değişmeyecektir: Cehennem.

Rabbimiz haramlardan uzak durmayı, taat ve ibadetleri hakkıyla yapmayı bizlere nasip eylesin. Şeytanın tuzağına düşerek kötü şeyleri farklı isimlerle anarak “sakıncasız” ve hatta “şirin” gibi görmekten ve göstermekten bizleri muhafaza eylesin.

Kaynak: Soner Duman/2 Rebîülevvel 1446 – 05 Eylül 2024 / Perşembe

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.