Soner Duman Yazdı: KISSADAN HİSSE
Kıssadan Hisse
Kur’an’da anlatılan bir kıssa bir takım ayrıntıları sebebiyle öteden beri dikkatimi çeker.
Hani Hz. Musa, Mısır’da bir şahsı yanlışlıkla öldürünce Firavun’un kendisini öldürmesinden korkarak Medyen’e kaçmıştı. Medyen’e vardığında aç, yorgun bir haldeydi. Derken yolu Medyen halkının hayvanlarını suladığı yere düştü.Orada çobanlar hayvanlarını sularken hayvanlarını geride tutan iki kadın gördü Kıssanın buradan sonrasını Rabbimizin kelâmından dinleyelim:
“Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? [Siz niçin hayvanlarınızı sulamıyorsunuz?] dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır. Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarlarını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra (lütfuna) muhtacım, dedi. Derken, o iki kadından biri utana utana yürüyerek ona geldi: Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanları) sulamanın karşılığını ödemek için seni çağırıyor. Musa, ona (Hz. Şuayb’a) gelip başından geçeni anlatınca o: Korkma, o zalim kavimden kurtuldun, dedi.” (Kasas, 23-25)
Şu üç âyetin gönül dünyamıza ilham ettiği güzelliklere bakar mısınız?
a) Babaları yaşlı olduğu için hayvanları sulamak durumunda kalan iki kız kardeş erkek çobanların arasına karışmıyorlar, geride duruyorlar.
Rabbimiz bunu bize Kur’an’da anlatıyorsa bununla mutlaka bir mesaj vermek istiyordur. Burada da bir mesaj veriyor. Birbirine yabancı erkek ve kadınların iç içe hep bir arada bulunmasını hoş görmediğini bu iki kadın üzerinden bizlere ima ediyor.
b) Onların Hz. Musa’nın sorusuna cevap vermeleri, sonrasında Hz. Musa’nın onlara yardımcı olarak hayvanlarını sulaması bir ihtiyaç olduğunda birbirine yabancı erkek ve kadınların ihtiyaç miktarınca konuşabileceklerini gösteriyor.
c) Yine burada Hz. Musa’nın bayanlara yardımcı olması kendisinin yardımseverliğinin de bir göstergesi. O, daha peygamber olarak seçilmeden önce de merhamet ve yardım hisleriyle dolu.
d) Hz. Musa’nın aç, bitkin bir halde iken bu durumunu su başındaki insanlara ve kendilerine yardım ettiği bayanlara değil de Allah’a arz ettiğini, “Allah’ım hâlimi görüyorsun, ben senin vereceğin her şeye muhtacım” demesi ne kadar hâyâ ve iffet sahibi olduğunu gösteriyor. Dilese kendilerine iyilk yaptığı kadınlardan “size yardım ederim ama siz de bana yiyecek getirin” diyebilirdi. Rabbimiz Hz. Musa’nın bu tavrı üzerinden bize hem “karşılık bekleyerek iyilik yapmayın” mesajı verirken hem de “ihtiyaçlarınız Rabbinize arz edin” mesajı veriyor.
e) Bu kadınların babasının (rivayetlere göre bu zât Hz. Şuayb aleyhisselam imiş) ne kadar kadirşinas olduğu, yapılan iyiliği görmezden gelmediğini görüyoruz. Kızlarına yardımcı olan bu adamın iyiliğinin altında kalmak istemiyor, karşılığını vermek istiyor. Onun için kızlarından birini göndererek onu çağırtıyor.
f) İşte kıssanın en önemli cümlesi… Hz. Şuayb’ın kızı Hz. Musa’yı çağırmaya gelirken güle-oynaya, hoplaya-zıplaya gelmiyor! Utana sıkıla, hâyâlı bir şekilde gelip o şekilde konuşuyor. Bu olay üzerinden Rabbimiz birbirine yabancı olan erkek ve kadınların birbiriyle konuşmaları gerektiğinde nasıl konuşacaklarına dair ipucu sunuyor.
Rabbimizin kelâmı hem anlattığı olaylar, hem bunları ele alış biçimi ile her dâim aklımıza, kalbimize ve azalarımıza hitap ediyor.
Kur’an’ın ortaya koyduğu insan modeline ne kadar muhtacız!
Rabbimiz Kur’an’da çerçevesini çizdiği müminler sınıfına cümlemizi dahil eylesin.
Kaynak: Soner Duman
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024