Soner Duman Yazdı: Eğer Bu Hayatta Bir Şeyden Ödün Vereceksen..!

Eğer Bu Hayatta Bir Şeyden Ödün Vereceksen..!
Eğer bu hayatta bir şeyden ödün vereceksen; uyumaktan, gezip tozmaktan, televizyon seyretmekten, internette vakit harcamaktan ödün ver ama her gün Kur’an okumaktan, Allah’ı zikretmekten ödün verme! Rabbe ayırdığın vakit safâ, boşa geçen vakitler cefâdır.

Bu sözümü biraz açayım:

Son zamanlarda hemen herkesin şikâyetçi olduğu hususların başında “zaman darlığı” geliyor. Sanki herkes öyle meşgul öyle meşgul ki… Hiçbir şeyi yapacak zaman yok.

Ama kendim de dahil olmak üzere insanların zamanlarını nasıl beyhude yere geçirdiğine bakıyorum da aslında zamanı kendimize dar eden bizleriz. Öyle boş şeylere öyle zamanlar harcıyoruz ki…

Dünya ve âhirette bize zerre miktarı hayrı dokunmayacak, bırakın hayrın dokunmasını her açıdan bizim için şer olan şeylere çok zaman ayırıyoruz.

Ama iş asıl zaman ayırmamız gereken şeye gelince…. Namaza zaman bulamıyoruz. Namaz için bulduğumuz zaman, tıpkı AVM’lerde mescit için ayrılan mekânlar gibi. Hani oralarda nerede köhne, bodrum kat vardır mescitler sanki kimse görmesin diye oralarda olur ya… Bizim de hayatımızda namaz, Kur’an, dua, zikir öyle köhne zamanlara yerleştirilmiş.

Bir namaz kılıyoruz ki paldır küldür. Yangından mal kaçırır gibi. Sanki herkesin uçağı kaçıyor, sanki herkes son otobüsü yakalamanın derdinde…

Hani bir Cuma günüydü. Peygamberimiz Cuma namazı için hutbe veriyordu. O zamanlar hutbe namazdan sonra idi. Birden şehre aylardır beklenen bir kervan geldi. Medineliler bu kervanı çok beklemişlerdi; çünkü şehir halkının ihtiyaç duyduğu mallar hep şehre dışarıdan kervanlarla gelirdi. Kervan şehre geldiğini belli etmek için davul zurnalar eşliğinde şehre giriş yapardı. İşte sahabe Cuma namazını kılmış ve peygamberimizin hutbesini dinlerken bir anda kervanın geliş sesini duyunca birer ikişer mescitten çıkmaya başladılar. Nihâyet mescitte yalnızca on iki kişi kaldı. Bunun üzerine Rabbimiz şu âyeti indirdi:

“Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah’ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha yararlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cuma 11)

Evet… Müminin hayatında ne ticaret ne de eğlence ibadetin önüne geçmemeli. Ticaret de eğlence de hayatın bir gerçeği ama bunların hepsi gelip geçici, bu dünyada kalacak, toprak olacak. Bizimle gelecek olan ise ibadet olacak.

Şunu da bilelim ki; beş vakit namazı düzgün bir şekilde kılmıyor, her gün Rabbimizin kelâmı olan Kur’an’dan hiç değilse bir sayfayı anlayarak okumuyor, her gün belirli bir miktarda peygamberimizin tavsiye ettiği dua ve zikirleri yapmıyorsak hayatımızın diğer işlerinden de bet bereket kesilecektir.

Rabbimiz namazı dosdoğru kılmayı, her gün Kur’an’dan düzenli ve sürekli bir biçimde anlayarak okumayı, Mevlâya ayırdığımız vakti kayıp değil kazanç olarak görmeyi bizlere nasip eylesin.

Kaynak:Soner Duman/29 Muharrem 1446 – 04 Ağustos 2024 Pazar

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.