Sadettin BAYRAM YAZDI, Gezi NOTLARI: YANIK ÜLKE “KULA”

​YANIK ÜLKE “ KULA “
​Cennet gibi bir vatana sahip olduğumuzu bir türlü fark edemiyoruz. Fark etseydik sürekli birbirimizle didişmez, birbirimizle kavga etmez ve milli potansiyelimizi ve gücümüzü heba etmezdik. Ülkemizde ulaşamadığım altı ilimiz kaldı. Her yerin kendine has özellikleri, görkemli, sırlı güzellikleri ve özellikleri var. Bu defa yolumuz “ Yanık Ülke” ye düştü.
​Bizi Kula’ya çeken; dostluk, arkadaşlık ve samimiyetti. İlyas, Şükrü ve Enes Macun’lar ile hiç yüz yüze görmeden dost olduğumuz Faik Şentürk Hocamız oldu. Onlar davet ettiler ben erteledim, Şükrü Macun’un düğününde geleceğim dedim. Ve Mevlâ’m Balıkesir de başlayıp Kulada biten düğün için Ankara’dan yollara düştük.
​Abdulkadir Sarıbay, Emre Çalışkan, Burak Çalışkan, Yusuf Bozdemir, Zekeriya Öztürk, Kağan Ziya Yenihal gibi yürekleri sevgi ve samimiyet dolu gençler beni de genç kabul ederek aralarına aldılar ve şen şakrak yollara düştük. Emre Balcı, Tahir Koyun ve İstanbul’dan gelen Fatih Koyuncu yanık ülkede buluştuk.
​Çok sıcak karşılandık. Kula’da Yüce Peygamberimizin emri gereği selâm yaygınlaşmış. İnsanlar tanısın tanımasın selam alıp veriyorlar ve hoş geldiniz diyorlar. Kulalılar sıcakkanlı ve simimi, mert insanlar, içten pazarlık sezintisi vermiyorlar.
​Akşamdan yarının programını yapıyoruz. Misafirhanede Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun Bey ile Tanışıyoruz. Çok değerli bir insan, samimi bir Müslüman kardeşimiz. Sosyal yönü çok güçlü ve başarılı bir belediye başkanı. Kula’yı tanıdıkça Manisa Büyükşehir Başkanı Cengiz Ergün ile uyumlu çalıştıkları “ Yanık Ülke”nin fiziki, kültürel ve sosyal çehresine baktıkça hemen anlaşılıyor.
​Hep birlikte sabah kahvaltısı yapmak üzere çok güzel ve tabii bir yer olan “ Kent Ormanı”ndaki tesislerde sohbetin koyu çeşninin bol ve lezzetin mükemmel olduğu bir kahvaltı yaparak müthiş bir enerji depoladık. Çünkü çetin bir gezi bizi bekliyordu. Bulunduğumuz tepe Kula’ya hakim bir yer, buradan Kula’nın her tarafını temaşa etmek mümkün. İlyas Macun kardeşim dürbün de getirmiş. Baharın kokusunun yayıldığı zevkli bir ruh ve beden dinlenme yeri olan “ Kent Park Ormanı”ndan mihmandarımız olan Faik Şentürk kardeşimizle buluşmak üzere ayrılıyoruz.
​Faik Şentürk Hocamızla İlyas Macun tarafından gıyaben tanıştık. Bu gün bu güzel tanışmayı vicahiye çevireceğiz. Faik Hocam esasen bir eğitimci, başarılı bir belediyeci ve spor adamıdır. Jeopark Kula Belediye Spor Takımının Efeler ligine çıkmasında katkıları büyüktür. Mübarek bir mekân olan Tapduk Emre ve Yunus Emre Hazretlerinin kabirlerinin bulunduğu Emre Köyünde bizi bekler buluyoruz. Sarmaş dolaş ve kucaklaşmadan sonra türbe ziyaretimizi gerçekleştiriyor ve mihmandarımıza teslim oluyoruz.
​Yunus ve Hocası Tabduk Emre Hazretlerinin Türbelerinin bulunduğu mekânda çevrenin daha kullanışlı hale getirilme çalışmaları Kula Belediyesi tarafından yapılıyor. Faik Hocamızın anlattıklarına göre Emre Köyünde her yıl Kadir Gecesi anma programları düzenlenerek onbin kişiye iftar yemeği ikram ediliyor, lokma, şerbet, karpuz ve meyveler ikram edilip sahur sonrasına kadar dualar devam ediyormuş. Ayrıca İzmir’den üç ayrı dernek üç bin civarında ziyaretçi ile otobüslerle gelerek anma törenleri düzenliyorlarmış. Mutat zamanlarda da Emre’lerin ziyaretçisi hiç eksik olmuyormuş. Emre Köyünde iki cami var. Carullah bin Süleyman Camii adını veren muhterem tarafından yaptırılmıştır. Çok ilginç süslemesi var. Süsleme motifleri birbirinin aynısı gibi gözükse de aynı değildir. Caminin çevresinde bir külliye ve medresenin varlığından söz ediliyor. Güneyindeki çok oluklu çeşmenin suyundan kana kana içmek nasip oldu. Doğusunda ise kubbesi hala ayakta olan bir hamam kalıntısı mevcuttur. Emre Köyünden uzaklaştıktan sonra ilk köy olan Gökçeören köyünde bir çay molası veriyoruz.
​Faik Hocamla sanki kırk yıldız tanışıyoruz, gençler de iyi kaynaştılar. İstikamet Sandal Krateri oldu. Yolda Krater ağzına çıkmak her babayiğidin kârı değil. Kırk beş dereceden daha dik bir yamaca ahşaptan emek sarf ederek yürüyüş yolu yapmışlar ki ancak çıkabildik. Yürüyüşü oldukça zor fakat bir o kadar da zevkli olan, motora su kaynattıran ahşap yol ve merdivenler de dört defa mola verip nefeslerimizi topladık. Gençlerle buraya çıkmayı başarabildiğimiz için kendime ve Faik Hocama aferin verdim. Kraterde yanardağ izi azalmış, tepenin bir cephesi çıplak ve lav izleri taşırken çıkış cephesi oldukça yeşil ve çamlarla süslü durumda. Zirvede su yok. Su olsaydı iyi bir piknik alanı olurdu. Ama bu defa da insanlar buralara çöp ve naylon torbalar atarlardı. İncelemelerimiz bitince merakımız da tatmin olunca Sandal lav kraterinden aşağıya doğru iniyoruz. Fakat iniş çıkışın aksine oldukça zevkli lakin fren balatalarının sağlam olması icap ediyor. Aşağıya inince ilk işimiz yakıt ikmali yaparak susuzluğumuzu gideriyoruz.
​Faik Hocamız şimdi Kula’da Volkanik Jeopark alanını gezdirecek.

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.