Sadettin BAYRAM YAZDI: ÇIĞ GİBİ GELEN FELÂKET
Şöyle etrafımıza baktığımızda; kavga, gürültü, eşe şiddet, yaralama ve cinayet gibi aile facialarına üzülerek şahit oluyoruz. Geçimsizlikten meydana gelen olayların sonuçları çok acı olabiliyor ve en ağır bedelleri hiç hak etmedikleri halde çocuklar ödüyor.
Hâlbuki Yüce Peygamberimiz (S.A.V) “ Kişinin yuvası özel cennetidir.” Buyuruyor. Lakin insanlar özel cennetle yetinmeyip kendilerine hiç gereği yokken özel cehennem tesis ediyorlar. Özel cennet ve özel cehennem kader değildir, bu noktada her şey insanın elindedir.
İnsan denen mahlûk, Yaratıcımızın bizlere sunduğu nimetleri inkar etmektedir.
İnancımıza göre yuvanın temeline konacak harç bellidir. Sevgi, saygı, samimiyet, sadakat ve sabır bu harç için yeterlidir. İşte mutluluk iksiri bu harcın içerisindedir. Bu iksiri yudum yudum sabırla içenler mutluluğun şahikasına ulaşmayı başarırlar.
2012 yılında 124.000 ahmak çift özel cehennem yolunu seçerek boşanmışlar. (Bunun içinde istisnai durum çok azdır.)
Evlenme sayısı azaldı. Evlenme yaşı yükseldi. Etrafımız kartlaşmış, kaşarlanmış müzmin bekârlarla doldu. Anlayacağınız felâket iki yönlü işlemekte.
İnsanlar sorumluluk ve ilgiyi artık bir külfet olarak görüyorlar.
Parçalanmış ailelerin çocukları bunalım içerisinde. Kendimizden önce çocuklarımızı düşünmeliyiz. Bu çocukları her türlü tehlikeye maruz, kanadı kırık kuşlar durumuna düşürmenin insanlıkla bağdaşan bir yönü yoktur.
İnsan okul bitirdikçe, paraya, pula, şan ve şöhrete kavuştukça, makam ve mevki sahibi oldukça çığırdan çıkmamalıdır.
Hiçbir kaynaktan hatalarımıza fetva aramayalım.
Televizyon kanalları, Aile Bakanlığı, Belediyeler evlileri irşad programları yapıyor. Allah razı olsun ama bu programların yeterli olduğunu sanmıyorum. Eğitim sisteminin içinde bu irşad meselesi derinden yer almalıdır. İnsanların manevi açlığı sürdükçe bu konularda başarı elde etmek mümkün değildir.
Çocuklarımızı ve biz büyükleri bekleyen pusuda değil açık tehlike sanal alemdir. Bu konuyu ayrıca bir yazı mevzuu etmekte fayda vardır.
Aile mefhumunun temeline konan dinamitler bertaraf edilmelidir. Yoksa cinayetlerin önüne geçmemiz mümkün değildir. Uyuşturucu, sigara ve alkol kullanım yaşı oldukça düşmüş. Yeşilay Cemiyetinin faaliyetleri ile yetinmeyelim. Her konuda çözümü devletten beklemeyelim. Bizler toplumun bireyleri olarak, anne ve baba olarak, abi- abla ve kardeş olarak üzerimize düşeni yapmaktan geri kalmayalım.
Kadın cinayetleri ve boşanmalar konusunda istatistikle sizleri boğmak istemiyorum.
Kendimize, eşimize ve çocuklarımıza, kısacası toplumumuza kıymayalım.
Lütfen çığ gibi gelen felâketi fark edelim.
bayramsadettin@hotmail.com Sadettin Bayram
- Edirne’de ‘Huzurlu Sokaklar’ Uygulaması - Eylül 20, 2024
- TMO’dan Buğday İddiaları Sonrası Açıklama: Maksatlı, Kasıtlı! - Eylül 20, 2024
- Yavuz Bülent Bâkiler Yazdı: Âh! Biz Ne Günler Gördük Beyefendi..! - Eylül 20, 2024
