Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-4
Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-4
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Bundan önceki yazımda Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimizi üç farklı bölümde hem anmaya hem de olabildiğince anlatmaya devam ettim ve özellikle Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu’nun O’nu çok veciz bir şekilde anlatan “BİR ALLAH DOSTU: AHMED TAHİR SATOĞLU” başlıklı yazısının en sonundaki çok önemli bölüm ile sona erdirdim…
Mehmet, Reşat ve İsmail (İsmail Er Bacak) olarak biz üç arkadaş, 1970’li yıllarda, Akevler Sitesi’ndeki büyükçe Akyol Matbaası’nda çalışmalarımızı sürdürüyorken, hemen bitişikteki blokta ikamet eden en önemli ‘hal-hatır soran’ ziyaretçimiz ve büyüğümüz daima Ahmed Tahir Satoğlu Ağabeyimiz olmuştur; Allah kendisinden razı olsun…
İsmail kardeşim ile önce İzmir’deki Akevler çalışmalarımızda (1970’ler), sonra S. Arabistan’daki üniversite öğrenciliği yıllarımızda (1980’ler) ve (1990’lardan itibaren) İstanbul yıllarımızda yani tam 50 yıldır beraber olduk; halen de özellikle İslam Medeniyeti Vakfı merkezli İstanbul çalışmalarımızda beraberliğimizi devam ettiriyoruz; elhamdülillah…
İsmail kardeşimden de Ahmed Tahir Ağabeyimizi yazmasını rica ettim; yazdı…
“Ahmed Tahir Satoğlu: “Dostlarım yıllarca bana ‘kime bağlısın, senin saygı duyduğun büyük kim’ diye sordular. Onlara hep ‘arıyorum’ dedim. Bazıları ‘aramakla bulunmaz’ dediler. ‘Olsun, bulanlar, arayanlardır’ dedim. Aslında bulmuştum da kimselere söylemiyordum.” Ahmed Hocam’ın (kendisine hep ‘hocam’ diye hitap ettim. Allah razı olsun, O da kabul etti) bahsettiği dostlarından biri olma bahtiyarlığına eriştim. Sorumluluk mevkiinde olması için çok ısrar edip ilk talebesi olmayı istedim. Kendisi bunu istemedi. Her konuşanın sözlerine itibar eder, saygı ile dinlerdi. Dinlemeyi de seven ender değerlerimizden biri idi.
Konuşunca de hep sizleri; “HAK” ve “HAYIR” olurdu. Yolu bir şekilde kendisine uğrayan herkese mutlaka yardımı dokunmuştur. Samimi olan herkese sözü geçerdi. O’nu tanıyanların söylediği, istediği bir şeyi veya verdiği görev için (istisnalar vardır) hayır demeleri mümkün değildi. Bazı şeyhlere (kendisi de iyi görüştüğü halde) söylenmesi/uyarılması gereken konuları birilerini görevlendirerek söyletirdi. Kendisine “Hocam, siz bu dostunuzla teklifsiz görüşecek yakınlıktasınız, niye bizden istiyorsunuz” dediğimde; “Benim edebim izin vermiyor ama size gelince sizinki bir görev ve edepsizliğe girmiyor” derdi.
Bakara 168. ayetteki “halâlen tayyiben” lafzını belki de en iyi anlayan ve de tam tatbik edenlerdendi. Helal O’nun için hiçbir zaman yeterli olmadı. Hep helal ötesi “tayyib” tatbikatını yapardı. Ben, kendisi tanıtırken “YAŞAYAN SAHABE” diye söze başlardım.
Benim “öngörü” dediğim, bazıların “keramet” diye söz edebilecekleri çok önemli davranış ve “hissi kable’l-vuku”larına şahid oldum. Bunların bilinmesini istemediği için başkalarına söylemedim. Özelden soranlara anlatırım.
Muayenehanesini ilk açtığı sene doktorlar arasında İzmir vergi şampiyonu olması hiç yadırganacak bir durum değildi. İhtiyaç sahiplerini ve dostlarını ücretsiz muayene ederdi. Bunu yapan birçok doktor var. Ahmed Hocam’ı başkalarından ayıran önemli konu ise ücretsiz muayene ettiklerinden listedeki fiyatı almış gibi hepsine de fatura keser ve almadığı ücretin KDVsini ile gelir vergisini ayrıca öderdi. “Hocam, niçin buna gerek duyuyorsunuz?” soruma cevabı kulaklarımda halen çınlar: “Biz Müslümanlar insanlığın öncüleriyiz. Hiç kimseye bizim aleyhimizde (yalan da olsa) söz söyleme fırsatı vermemeliyiz. Devletin hakkını vermiyor dedirterek kutsal davamıza dil uzatmalarına izin veremeyiz.”
Hz. Ebu Bekir’in İslami hakikati tereddütsüz ama/fakat demeden teslimiyeti “Sıddîk”, Hz. Ömer’in örnek anlayışı “adalet”, Hz. Osman’ın edep, hoşgörü vs. “Hilm” sıfatı, Hz. Ali’nin konu iman olunca “tavizsiz” tutumunu O’nda (söz ve davranış olarak) gördüğümü şehadet etmezsem Allah’a hesap vermekten korkarım.
O’nu anlatmak ve tanıtmak için sayfalarca yazabilirim ama Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu arkadaşımızın yazdığı gibi; ‘Bir okyanusu bir sürahiye sığdırmak mümkün olmuyor.’ Vessselam…” (Devamı var)
- Abdullah Bayrak Yazdı: İyi Bir Tezgahtar İyi Bir Don Seçemezseniz Başınıza Gelmeyen Kalmaz! - Nisan 28, 2025
- Prof. Dr. Ahmed Tahir Satoğlu ağabeyimiz…-4 - Nisan 28, 2025
- İdris Günaydın Yazdı: Ne Diyorlar, Ne Diyoruz? - Nisan 28, 2025