Özcan Güner Yazdı: “İstanbul’un Fethi”
“İSTANBULUN FETHİ”
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
N. FAZIL KISAKÜREK
Çocukluğumuzda sadece köy kahvesinde televizyon vardı. Herkeste televizyon yoktu.
Çizgi film veya film izlemek için köy kahvesine gittiğimizde belirli kahramanları izlemekten
zevk alır; Kovboy filmlerine bayılırdık. Kızılderililer ile yaptıkları savaşta beyaz adamı
desteklerdik. Daha sonra oyun oynarken. Arkadaşlarımıza bu sahte kahramanların adlarıyla
hitap ederdik. Gençlik yıllarımızda ise jean-Claude Van Damme, Rocky, İron Man,
Süpermen gibi çizgi karakterler ve diğer kahramanları izleyerek büyüdük. Sonradan fark ettik
ki bu küresel çapta kültür emperyalizmin önümüze koymuş olduğu sahte kahramanlarmış.
Ne zaman kendi tarihimizle barıştığımızda, tarihe merak sardığımızda, baktık ki bize
kahraman olarak gösterilen şahıslar bizim kahramanlarımızın yanında bir nokta bile
olamazlar. Ama maalesef biz kendi kahramanlarımızı tanımıyoruz. Tanıtmıyoruz.
Öğrenmiyoruz. Öğretemiyoruz. Onun için çağ açıp çağ kapatan, genç yaşta devletin başına
geçerek devlet ebet müddet fikri ile Kızıl Elma peşinde koşan Fatihi gerçek anlamda ne
anlayabildik, ne de anlatabildik. Hâlbuki O, Yetiştiği dönemde nasıl bir eğitim aldı ki, birçok
dil biliyor? Askeri ve mühendislik alanında dahi derecesinde bilgiye sahiptir. Dünyanın incisi
İstanbul’u bize hediye eden Fatih Sultan Mehmet hanın kabri ziyarete ancak yıllar sonra
açılabilmiş.
Peygamberimizin gelecekle ilgili hedef göstermeleri olmuştur. Kıbrıs’ın Fethi,
İstanbul’un mutlaka feth edileceğini gibi müjdeleri olmuştur. Bu müjdeye ulaşmak için
birçok kimse gayret göstermiştir. Ancak, Peygamberimizin bu müjdesine hemşerimiz Fatih
Sultan Mehmet Han. Hazretleri nail olmuştur.
Bişr bin Sühaym -radıyallahu anh- şöyle anlatır: Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi
ve sellem- Efendimizin şöyle buyurduklarını işittim:
“İstanbul elbette fetholunacaktır; onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu
fetheden asker ne güzel askerdir!”
Abdullâh bin Amr bin Âs’ın -radıyallahu anh- yanında idik. Kendisine Kostantiniyye
ve Rûmiyye’den (Roma’dan) hangisinin önce fethedileceği soruldu. Abdullah -radıyallahu
anh- halkaları olan eski bir sandık getirtti. İçinden bir yazı çıkardı ve şöyle dedi:
Resûlullâh’ın -sallallahu aleyhi ve sellem- çevresinde toplanmış mübârek hadislerini
yazdığımız bir esnada ona:
“–Hangi şehir önce fethedilecek, Kostantiniyye mi yoksa Rûmiyye mi?” diye soruldu.
Allâh Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-:
“–Hiraklin şehri (yani Kostantiniyye) önce fethedilecek!” buyurdular. (Ahmed bin
Hanbel, Müsned, II, 176
Fatih Sultan Mehmet Han Edirne Sarayı’nda dünyaya gelmiştir. Babası 2. Murat Han
İlçemizin aynı zamanda kurucusudur. Çok iyi bir eğitim alan Fatih Sultan Mehmet Han daha
çok genç yaşta devletin başına geçmiştir.
Tarihimizde o kadar çok kahraman var ki biz bunların kıymetini bile bilmiyoruz.
Nihayet. Fatih Sultan Mehmet Hanın doğduğu şehir olan Edirne’de adına bir müze açılmış
olup eğitim gördüğü yıllara ait karalama defterleri yayınlanmıştır. Devletin başına geçtiği
zaman birçok dili ana dili gibi konuşan aynı zamanda, muhteşem biridir. Hani 10 parmağında
10 marifet var dedikleri var ya? İşte onun gibi devlet işlerinin yanında şiir yazabilen şair
padişahlarımızdandır. Yazdığı şiirler bir araya getirilerek Avni Divanı adı altında
yayınlanmıştır.
Fatih Sultan Mehmet Han’da Peygamberimizin müjdesine nail olmak için İstanbul’un
Mutlaka Feth edilmesi gerektiği fikrine sahip olmuştur. 1363 yılında Balkanlara geçildi
Edirne, Kosova, Varna savaşlarıyla artık bir ayağımız Anadolu’da bir ayağımız balkanlarda
idi. Fatih Sultan Mehmet Han devletin başına geçince Edirne’de hazırlıklara başladı. Ilk
etapta büyük surları yıkabilecek topların dökülmesi gerekiyordu. Toplardan önce 1452 yılı
mart ayında Rumeli Hisarı’nın inşasını emretmişti. Bu inşaatı protesto gayesiyle gelen Bizans
elçilerine “Benim kudretimin yettiği yerlere sizin imparatorun uzun ümit ve emeli bile
yetişemez.” diyerek kovup aynı yıl Anadolu Hisarını tamir ettirmiştir. 1452 yılının kış
mevsimini Edirne’de geçiren Fatih Sultan Mehmet Han harp hazırlıkları yaparken Bizans
İmparatoru da bütün Hıristiyan âlemini imdada çağırmış İstanbul kapılarını kapatarak şehir
içindeki Türklerin cümlesini hapsetmiş, Haliç’in ağzını zincirle kapatmış, Cenevizli,
Venedikli, Rodoslu, Giritli, İspanyol ve Fransız gönüllüleriyle gelen mühimmatı şehirde
toplayıp beklenen Türk kuşatmasına karşı gerekli tedbirleri almıştır. 1 Nisan 1453 yılında
Pazar günü İstanbul önlerine getirilen ve Şahi diye anılan büyük top geçici olarak Eğri Kapı
karşısına konulmuş ve bu büyük topun Edirne’den İstanbul’a naklinde evvel yol. 50 usta ile 2
yüz işçi tarafından tesviye edilmiştir. Bu büyük topun Edirne’deki ilk tecrübesinde bütün
şehir duman içinde kalmıştır. Bu Şahi denilen topun. Macar Usta Urban tarafından döküldüğü
söylenmektedir. Urban Usta Rumeli Hisarı’nın inşaatında keşfedilmiştir. İstanbul’un
muhasarasında kullanılan topların tamamı bu Urban tarafından dökülmemiştir. Özellikle
Uzunköprü’müzün de mimarlığını yapan ilçemizde bir okula adını veren Mimar Muslihiddin
ve Saruca Paşa gibi zatlar da irili ufaklı pek çok top dökmüş ve döktürmüştür.
29 Mayıs İstanbul’un Fethinin yıl dönümü münasebeti ile tüm Şehit ve Gazilerimize
rahmet diliyorum. Gerçek Kahramanlarımıza sahip çıkalım. Allaha emanet olunuz. Sağlıcakla
kalınız Efendim.
24.05.2023
Kaynak: Özcan Güner
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024