Özcan Güner Yazdı: CAN BULA CANANINI BAYRAM O BAYRAM OLA
Can Bula Cananını Bayram O Bayram Ola
Dostlar sözlerime başlarken hepinizin mübarek Kurban Bayramınızı en içten
dileklerimle tebrik ederim. Rabbim sizlere, ailenize, ilçemize, ülkemize ve tüm insanlığa barış
huzur, kardeşlik ve güzel günler nasip etsin.
Bayram günleri insanları ortak keder ve sevinçte buluşturan günlerdir. Böylece millet
ve ümmet bilinci gelişir. Yardımlaşma ve dayanışmanın, çalışmasının yapıldığı günlerdir.
Günümüzde değişimin hızla arttığı, popüler kültürün tesiri ile ferdiyetçiliğin tavan yaptığı bir
dönemde bayramlar dünyaya hâkim kültüre dur demenin bir fırsatını sunmaktadır. Artık
çocuklarımız üniversite hayatında yurtları pek tercih etmiyor. Daha rahattır diye evler
tutulmaktadır. Yalnız yaşamak daha kolayına gelmektedir. Düşünsenize bayramlarda bütün
kardeşler eşleri ile çocukları ile baba ocağında toplanmışlar. Bayram sabahı yeni elbiseler ile
bayram namazına gitmeler. Caminin önünde tüm köylüler veya mahalleli bir birileri ile
bayramlaşıyor. Sonra eve geçip hep birlikte yemekler yenip akraba ve komşuların, yaşlıların,
hastaların evine gidilip ziyaretler ediliyor. Evin büyükleri kaybolunca bu fırsatlar bir daha ele
geçmez. Haberiniz olsun. Maalesef bu anlattıklarım yavaş yavaş tarih oluyor. Son birkaç
gündür haberlerde izliyorum bayram dolayısı ile tatil beldelerinde doluluk yüzde doksanları
geçmiş. Tabi bu durum turizmcileri sevindiriyor ama tatil anlayışımız değişti. Bayram tatili
deyince kavramın anlamı değişti.
Bayram dolayısı ile yakınlarımızın kabirlerini ziyaret edip birer Fatiha ve ihlas ile
onları selamlayalım. Mümkünse kabirlerinin üzerine çiçekler ekelim. En önemlisi de
bizlerinde bir gün ölümü tatacağımızı, ölümün kapımızı çalacağını unutmayalım. Dostlar!
Zannediyoruz ki ölüm hep başkası için vardır. Dünya hayatında bile bir yolculuğa
çıktığımızda yanımıza yeteri kadar para veya yiyecek alıyoruz da dönüşü olmayan ebedi
yolculuğa neler hazırladık. Şairin dediği gibi “Eli boş gidilmez gidilen yere Rabbim boş
gelmedim ben suç getirdim Dağlar çekemezken bu ağır yükü İki kat sırtımda pek güç
getirdim” (Tâhirü’l-Mevlevî).
Bayramlar aynı zamanda çocukların anı biriktirdiği günlerdir. Özellikle bayram
günlerinde onlara bayramı hissettirelim. Yaşı uygun olanları bayram namazına, yeni elbiseleri
ile camiye getirelim. Büyüklerimizden sevdiklerimizden ahirete geçenlerin kabirlerini beraber
ziyaret edelim. Bayram harçlıklarını unutmayalım. Kurban ibadetini onlara anlatalım. Bakın
bizim hiç unutamadığımız anılar hep çocukluk çağına ait anılardır.
Maalesef dış destekli propagandalar ile kültürel açıdan büyük tehditler altındayız.
Hırıstiyanın yılbaşı hindisine kimse ses çıkarmaz. Ağlama duvarına canlı tavuğu vurarak
öldüren ve böylece daha çok günahlarının af edileceğine inanan Yahudi’ye laf eden yok.
Müslümanların Kurban Bayramı geldi mi ağzı olan konuşuyor. Dostlar bizler onun bunun
sözüne değil âlemlerin rabbinin sözüne kulak vermek zorundayız. Sakın ha anonsta geçtiği
gibi ahiret yurdu herkes için ebedi istirahatgâh sanmayalım. İnşallah o bahtiyarlardan oluruz
ama ahiret yurdu aynı zamanda hesap yeri ve ceza yeridir. .
Peygamber Efendimizden bir Bayram Sabahı hatırasını nakletmek isterim. Peygamber
Efendimiz, bir bayram günü, sokakta çocukların neşe içinde oynadığını gördü. Ancak
içlerinden bir tanesi, yırtık ve eski elbiseler içinde idi. Diğer çocuklar gibi gülüp oynamıyor, bir
kenarcıkta oturmuş ağlıyordu.
Peygamber Aleyhisselâm onun yanına gitti.
“Niçin ağlıyorsun?” diye sordu. “Neden çocuklarla beraber oynamıyorsun?”
Çocuk, üzüntülü bir şekilde cevap verdi:
“Babam, falan savaşta Peygamber Aleyhisselâm ile birlikte savaşırken şehid oldu. Annem ise
başka biriyle evlendi. Üvey babam beni evinden kovdu. Yiyecek, içecek, giyecek ve sığınacak
bir yerim de yok. Analı babalı çocukların, böyle yeni yeni elbiseler giyerek oynamalarına
imrendiğim için ağlıyorum.” Resulullah Efendimiz, çocuğun elinden tutarak şöyle dedi:
“Benim, senin baban olmamı, Aişe’nin annen, Hasan ve Hüseyin’in de kardeşlerin olmasını
ister misin?” Çocuk, konuştuğu kimsenin Allah’ın Resulü olduğunu anladı ve sevinçle:
“Nasıl istemem yâ Resulullah” dedi. Bunun üzerine Peygamber Aleyhisselâm çocuğu alıp
evine götürdü. Onu yedirip içirdikten sonra, güzelce giydirdi. Çocuk sevinç içinde
arkadaşlarının yanına döndü. Diğer çocuklar onu gördüklerinde:
“Az önce ağlıyordun.” dediler. “Sana ne oldu da sevinç içinde yanımıza geldin?”
Çocuk olanları anlatınca, arkadaşları ona şöyle dediler:
“Keşke bizim babalarımız da o savaşta şehid olsalardı ve keşke biz de senin gibi olabilseydik!”
Bayram üzerine yazılmış bir çok şiir var. Ancak benim çok sevdiğim sizlerle
paylaşmak istediğim Alvarlı Muhammed Lütfi Efendinin “Bayram o bayram ola” şiiridir.
Hepinizin Bayramınızı en içten dileklerimle tebrik eder .Sağlıcakla kalmanızı ve Allaha
emanet olmanızı dilerim
BAYRAM O BAYRAM OLA
Can bula cananını,
Bayram o bayram ola
Kul bula sultanını,
Bayram o bayram ola
Hüzün ve keder def ola
Dilde perdeler kalka
Cümle günah aff ola
Bayram o bayram ola.
Mevlâ bizi af ede
Gör ne güzel kutlana
Kusur ve hatâlar gide
Bayrâm o bayrâm ola. …………………………. 27/06/2023 SALI UZUNKÖPRÜ
Kaynak: ÖZCAN GÜNER
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024
Çok doğru
Gidişat kötü
Çok doğru
Gidişat kötü
Her bayramda…diyoruz NERDE O ESKİ BAYRAMLAR