MİSAFİR KALEMLER: Recep DUYMAZ YAZDI= FİLİBE’NİN ‘GAYRET’İ
Istiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstanbul Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebi’ni 22 Aralık 1893 tarihinde birincilikle bitirmesinden hemen dört gün sonra, Ziraat Bakanlığı Baytarlık İşleri Şubesi’ne atanmıştır. Görev merkezi İstanbul olmakla beraber, hayvan hastalıklarının görüldüğü şehir ve kasabalara da gönderilmiştir. Onların başında Edirne gelir. Buna göre Mehmet Akif, çalışma hayatında yirmi yıl sürecek baytarlık mesleğine Edirne’de başlamıştır.
Onun Edirne’ye vilayet baytarı olarak geliş tarihini ay ve gün olarak tespit edememekle beraber, bu tarihin 1894 yılının ilk günleri olduğunu kuvvetle tahmin ediyoruz. Onun Edirne’deki ilk işi, arkadaşlar edinmek olmuştur. Mehmet Akif’in gözünde “memleketler insanlar” demektir. Ünlü Fransız edebiyatçısı Lamartine’den gelen bu düşünceyi o, içtenlikle benimsemiş ve gerek ziyaret ve gerek görevli olarak gittiği şehirlerde kısa zamanda arkadaşlar edinmiştir. Edirne’de edindiği arkadaş ve dostlarının başında Sahhaf Süleyman Efendi, tarihçi Ahmet Badi, şair Ömer Seyri ve akranlarından Mehmet Şeref Aykut gelir.
O hem şehir merkezinde, hem arkadaşı Şeref Aykut’un yaşlı beygiri ile köylerde dolaşarak hayvan hastalıklarının tedavisinde çalışmış ve bu yolla ilerde çok verimli geçecek sanat hayatı için bol bol malzeme toplamıştır. Mehmet Akif, Edirne’de bir yandan mesleğine devam ederken, bir yandan da daha Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebi’nde öğrenciyken başladığı şiir yazma çalışmalarına burada da devam etmiştir. Yazdığı şiirlerinden bir kısmını bir şiir defterinde biriktirirken, bir kısmını da dönemin ünlü sanat ve edebiyat dergilerine göndermiştir. Haine-i Fünun ile Mektep dergileri, onun Edirne’de bulunduğu yıllarda çalışmalarını bastırdığı dergilerin başında gelir.
Mehmet Akif’in arkadaşlık ve dostluk halkasının zamanla Edirne’nin dışına taştığını ve Bulgaristan’ın çeşitli şehirlerini içine alacak kadar genişlediğini de görüyoruz. O şehirlerin başında Filibe gelir. O yıllarda bir grup genç Filibe’de Gayret adlı bir dergi çıkarmaya karar verir. Mehmet Akif, bunu duyar duymaz onların başında bulunan Rıza Bey’e bir mektup gönderir ve basılmak üzere bir şiirini de ekler:
“Muharrir hazretleri,
Allah’ın beğeneceği bir şevkle neşrine başlanacağını evvelce övünçle işittiğim Gayret’in bu günlerde matbuat sahasına tam bir ışık olduğunu, irfanın meziyetlerine âşina olan Nazım Bey kardeşimizden müjdesini aldım. Şu ciddi gayretinizle İslam âlemini kendinize minnettar etmek gibi bir şanlı muvaffakiyete mazhar olabileceğinizi söylesem güzel girişiminizin vereceği neticenin parlaklığını ileri görüşlülüğünüze şimdiden arz etmiş olurum.
Hamiyet kaleminizin ürünü olan Gayret’in ilk nüshasının okunmasıyla vicdanımın görüşünü aydınlattığım zaman iktidarınızın büyüklüğünü tam bir hayretle takdir etmekteyim. Böyle ciddi bir eserin beka arzusuna ait kalbimin halis duygularına sadık bir tercüman olan lisanım,
Ber-devam olsun Rızâ’nın himmeti
güzel mısraını kendiliğinden söyleyiverdi”.
Dergi yetkilileri, bu mektubu ve ekindeki şiiri, sonraki sayılarında bir üst yazıyla neşrederek okuyucularına bildirir, Mehmet Akif’e teşekkür eder ve çalışmalarını göndermeye devam etmesini isterler.
Buna uygun olarak Mehmet Akif, İstanbul’daki sanat ve edebiyat dergilerinin yanında, Filibe’de çıkmakta olan Gayret dergisine de çalışmalarını göndermeye başlar.
Mehmet Akif’in Edirne yılları üzerinde çalışırken en çok zorlandığımız konu, Gayret mecmuasının koleksiyonuna ulaşmamak oldu. Uzun araştırmalarımıza rağmen onu henüz elde edemdik. Derginin 13, 14 ve 16. sayılarında Mehmet Akif’in şiirlerinin bulunduğunu görüyoruz; fakat derginin 16. sayısından sonraki nüshalarına ulaşmak bir türlü mümkün olmadı.
Trakya Üniversitesi’nin öncülüğünde Balkan Kütüphaneler Birliği 2009 yılında kurulduğu zaman büyük umutlara kapıldığımızı hatırlıyorum. Bu birlik, öncelikle süreli yayınlara erişimi büyük ölçüde kolaylaştıracaktı. Süreç içinde faydalı çalışmalar yapıldı. Ama Filibe’de çıktığını ve İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un çalışmalarının basıldığını bildiğimiz Gayret mecmuasına erişimin hala sağlanamayışını görmek bizi üzüyor. İki ülke arasındaki ulaşım ve iletişimin bu kadar kolaylaştığı bir dönemde umarım küçük bir gayretle Filibe’deki Gayret’e de ulaşılabilir ve Mehmet Akif’in oradaki metinlerini de okuyabiliriz.
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024