Mehmet Ali Abakay Yazdı: Şehir ve Biz-1
Daima ” Ben” diyen kaybetmiştir, kişi güçlü olsa da. Güçlü olan haksızlığını ” Ben” ile örtbas ettikçe ” Biz” ortadan kalkar, riyâkarlik ihtirasla halaya durur, ekip başı olmanın nefse verdiği haz, ruhun bedende misafir olduğunu unutturur, insana.
Günümüzde kendisini çoğul ifadesinden uzak tutup, ” Ben” ile ifade etmenin oluşturduğu içtimaî bünyede tahribat, dünyanın bir çok yerinde aynı harabiyet zemin hazırlamakta ve sebep- sonuç ilişkileriyle önümüze tarihten güzel, ders alıcı, ibret alınsaydı tekerrürü imkansız manzaralar ortaya koymaktadır.
” Ben” ile başlayan cümlelerde varılan sonuç, hiç bir vakit, ” Biz” ile noktalanmaz.
Âile içinde, sokakta, caddede, mesaîde, toplulukta ” Ben” ile başlayan her cümle dinleniyorsa biline ki bu mal varlığıyla alakalı bir durumdur, yaşa ve bilgiye hürmeten değil.
ŞEHİR ARAŞTIRMALARI MERKEZİ ‘ yle ilgili şu sevmediğimiz ” Ben” ifadesini arada bir kullanmamız, kimseyi rahatsız etmişse özür beyanı ile ifade ederiz ki gayemiz, durumu izah etmek ve konuyu ele alırken anlaşılmasını sağlamaktan öte mana taşımayan durumdan kaynaklı.
Şehirlere dair yolculuğunuzda tek başına hareket etmenin verdiği sıkıntı ve yol arkadaşı bulamamanın yansıması, sudaki aksimizi çoğunlukla huzursuz kılmış, tebessüm etmemizi çirkin görüntülere yorumlamaya kalkışan kimilerine malzeme kılmaktan kendisini kurtarmamıştır.
Biz, ne yapmalıyız?
Yanımızda kim var?
Madem ki “ben” yok, “biz” varsak, niçin yalnızız?
Çoğunlukla bir gün içinde haber ajansı misali yazıları ardarda paylaşırken, sesimizi ve sıkıntımızı duymazlıktan gelip, bir hatamızı incir çekirdeğinden ceviz büyüklüğünde göstermenin bir hükmü var mıdır?
Bilemiyoruz, biliyoruz da belki nefsimize hoş gelecek sözleri kullanmıyoruz…
Değerli Okur;
Şehirden yola çıkarak hayat ve Insan çerçevesinde medeniyeti yeniden yüz yılımızda inşâ hareketi olarak gördüğümüz bu hayırlı uğraşta gayemiz dünyadan göçerken sadece geride hayırlı bir eser, iz, emmare, belirti bırakmaktır, sadece.
Bu alanda en akıllısı biz değiliz, biliyoruz.
Yaptığımız çalışmalar, bize az da olsa söz hakkı vermektedir, ehl-i vicdan sahibi olanların nazarında. Bunu bu şekilde yorumluyoruz.
Biz, ehl-i cüzdan olmadık, olmaya niyetimiz yok.
Kitap fuarlarının hızlandığı ortamda prensib olarak davet almadığımız hiç bir yere gitmedik. Gittiğimiz zaman içinde eş ve dost muhabbeti için bulunduk.
Kitap fuarlarında ” Ben” saplantısı, üç-dört beş kitap satmak, akşam hesabını bol sıfırlı hale getirmek için en olmadık biçimde taktikler sergileyen kimilerini gördükçe fuarlara yayınevleri dışında kendi kitaplarıyla katılan yazarlar ve şairler için kimi zaman ezaya dönüştüğünü bilmekteyiz.
Bu ay içinde fuarların haberlerini aldıkça bunu düşünmekten kendimizi alamadık.
Şehir Araştırmaları, bizim öncelikli alanımız.
Kendi çabamız ve kendi alınterimiz…
Haram bulaşmamış, kul hakkından uzak, medeniyet eksenli uğraşımız pek ses getirmiyorsa ve yankısını, aksini bulmuyorsa yazarlar arasında, kendimizi sorguladık, hesaba çektik.
Beceriksizliğimize yorumlasak da haksız olmadığınızın sonucuna vardık.
( Devam Edecek)
Kaynak: Mehmet Ali Abakay
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024