Mehmet Ali Abakay Yazdı: PAZAR YAZILARI UNESCO FERMAN EYLEMİŞ!.. Mizahla Harmanlanmış Yazılar

Hafta sonu gazetelere bakmak istedim. Bir çok gazete haberleştirmiş, Ayasofya ve Kariye…

UNESCO, bildiğiniz üzere beş devletten birinin kabul etmediği zaman, dünya da ayağa kalksa kararların kabul görmediği BM alt kuruluşu.

Bu kurum, kendince “Dünya Kültür Mirası ” adı altında tarihî değere sahip gördüğü yapıları, eserleri ve doğal güzelliklere sahip mekânları, denizleri, şehirleri koyduğu kriterlere göre oluşturduğu komisyon ile belirler ve listesine kabul eder. Bazen kimi eserleri, yapıları ya da şehirleri aday listesine alır.

Elbette bu iş, burada bitmez. Gastronomi alanına da el atar, şehirlere ait kimi coğrafî işaretleri de uzaktan olsa ilgi alanında bilir.

Bu globalleşen ortamda her şeye el atan ya da bir çok konuyla ilgilenen kuruluş, kurucular kurulunun istemediği bir şey varsa ültimatomunu yayınlar.

Parmak salladığı bir konuda, muhakkak beğenmedikleri bir şeyler vardır.

Mülkiyeti size ait bir yapıya mührünü vurduktan sonra sahipleri olarak kendilerini görmeye yakın davranışlar sergilerler.

Dünyada kendi perspektifleri dışında, kendilerince na- hoş durum olunca kılıçlar mı kınından çıkar yoksa kalemler mi kırılır?

Bu bilinmez de kafaya taktıkları bir şey oldu mu, hemen bir şeyler olur.

Diyelim ki size ait bir yeri, kullanıma açtınız.

Size ait bu mekânı istediğiniz şekilde kullandınız…

Sizin olan, tapusu sizde bulunan bir taşınmaza ait bir şey ifade ettiniz…

N’ayır ve n’olamazlar sağnak gibi ardı ardına sıralanır.

Ayasofya, İstanbul’un alınışında Cami haline getirildi. Sonrası müzeleşti, müzeleştirildi. Şimdi ilk alınışı şekliyle bir senedir, mabede dönüştü.

Kariye de öyle.

Kıbrıs ve Maraş bağlantılı gelişmeler, bu güzide kuruluşu kaygılandırmış ki ne kaygı?

Size ait bir yapının tasarrufu size ait ise ve bir şeyler yapıyor iseniz, önce kendilerine danışacaksınız…

Okeylemedikleri bir şey olursa bir şeyler ya-pa-maz-sı- nız!..

Yoksa bu size ait eser, yapı ya da köy, kasaba, kaza, vilayet her ne ise listeden çıkartılır.

Şimdi mercimek çorbasının tarifi patent almışsa ve biz buna sarımsak sosu ilâve ediyorsak, patent geri mi alınacak?

Arabanın rengini değiştirsek ne olur?

Marka sahibi, yerinde hoplar zıplar mı?

Köyümüzde bir kale var ve biz onun sahibiyiz.

Kaleye ulaşım için yol yapsak, onlara mı danışacağız?

Yapılan restorasyonların kimisinin ne derecede fecî olduğunu da biliyoruz, aslında.

Efendim yazılı anlaşmalara göre onların onayı olmadan bir şey yapamazsınız.

****
Savaşlarda yüzbinlerce yıkımlar olur.

İbadethane, müze, kale, konak, han, hamam, köprü,…

Onları yıkanlar niçin sorgulanmaz?

Bunlar tarihî eser değil mi?

****

Yine birileri siyasetten yapamadığını kültür varlıkları üzerinden yapmak ister gibi.

Doğrusu bu.

Eeee de haydi, listeden çıkarın!…

Ne olacak?

Bizim değirmenin taşı, yine buğday öğütecek.

Bizde çorba yine sağ elle kaşıkla içilecek…

Sol elle mi?

Bıçak, kaşık, çatal, peçete mi?

Her yemek öncesi elimizi yıkar, sonrasında yıkamayı tekrarlarız.

Diş macunu ile dünyayı zehirleyenlere inat, ağzımızı temizleriz.

Bir zibidî ” Misvakkk!.” demesin, bozarız.

Misvak ile kast edilenin ne olduğunu bilmekteyiz.

****
UNESCO’suz tarihî yapıların özgürlüğü hayırlı olsun, efendim…

Mehmet Ali Abakay

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.