Mehmet Ali Abakay Yazdı: Müzik Ahvâl ve Kurban Bayramı – Mizahla Harmanlanmış Yazılar-
Müzik Ahvâl ve Kurban Bayramı
– Mizahla Harmanlanmış Yazılar-
“Musıkî” müziğe ya da music’e dönüşeli, yüz yıl oldu.
Arada bir arşivden plâklar dinleriz, kendimizce. Hatırı sayılır bir plâk biriktirmişliğimiz var, kasetler dışında.
Önceden pikaba alınan plâkla beraber, herkes susardı.iki – üç dakika bir yüzü tamamlanınca eserin devamı öbür yüzünden dinlenirdi.
Kimi plâk, iki eserden oluşurdu.
Biz, yaşlılar meclisinde sazsız saatler süren musıkî demlerine çocukken alışkındık.
Elini kulağına atmadan önce birkaç kez boğazını temizleyen, öksüren, bu arada etrafına göz gezdirip ortamı süzen, her şeyi kontrol altına alan sanatkârlar gördük.
Sadece nefes alıp dinlenme esnasında kendisine eşlik eden hazirûn bir katkı sunar ve kesintisiz fasla devam edilirdi.
Bazen na’at ya da kaside irad edilirdi.
Def- Arbana eşliğinde söylenen bu eserler, tasavvufî neş’e ile doluydu.
****
Günümüzde istediğiniz şarkıcının ya da türkücünün sesinden, yaşamıyla ters orantılı bu eserlerin bazısını dinleyebilirsiniz.
Söylediği ile yaşadığı birbirine zıt olan, samimîyetten eser taşımayan bu manzarada söylenecek çok söz var, dile gelmeyen.
Mal bulmuş magribî misali ” Vur Abalıya” pozisyonunda hazır kıt’a duranların dil altı baklalarını ıslattığına şehadet etmemişiz, bu durumlarda.
İçinde ” Mevla”, geçen bu musıkî eserlerini dinleyen ya da işitenlerin arenada şişlenmeye hazır, kırmızı renginden haz etmeyen boğalar misali geri geri gidip sivriltmiş boynuzları ile gövde gösterisi, sahiplerinin alkışlarıyla ulvîleşen törene, âyine döner.
****
Dün kaçan boğa ve kovalayan kameraman ile muhabir görüntüleri vardı.
Zavallı boğa, trafiği alt üst eder, kışkırtmalarla yol nereye kadarsa koşup giderdi.
Muhabirin heyecanlı konuşmaları ve nefes nefese kalma hali, ” Nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan…” repliği ya da ” Acı var mı acı?” ile akılda kalan sevgili reha muhtarı hatırlatır.
Kurban derisine el konulan vatandaşı yerden yere vuran, kurban derilerinin tayyare cemiyetine yasal olarak verilmesini ifade edenlerden biri de sanırız uğur idi.
Arada bir cart-curt sesleri çıkartıp ünlü olmalarına kapı aralanan, adına kaplan ya da panter denilen kadınlar da yok değildi.
Bu arada hayvanın acı çekmemesi için şokla bayıltılmasını öneren mi olmadı, tavukla kazın kesilmeden, bogdurulmasını, akıtılmayan kanın ete tad verdiğini söylemeyen mi kalmadı!..
****
Ramazan süresince mevcut idarî yönetimin hoşlanacağı şekilde programlar yapanlar, el değiştiren yeniler olursa yüz seksen derecede dönüş manivelasına tecrübeli olduğunu da belirtelim…
****
Efendim, Kurban bir ibadettir.
Hayvanın ne eti ne derisi ne kanı adıyla kesilene ulaşır.
Maksad niyettir.
Fakir ve fukara için bir rahatlıktır.
Yalnız bir poşette birkaç kilo et ile fakiri kandırmaktır, kimi işlemler…
İş ve aş olsun, ete gerek kalmaz.
Eti verdiniz, üç- dört gün et gören sofralarda sonraki günlerde ekmek ve su olacak.
Bunu niçin görmezden geliyoruz?
****
Her gün on binlerce hayvan kesilir.
Bonfileden antrikota bilmem fümeden neye kadar sınıflandırılır, hayvan eti.
Siz, kurban ibadetini yok sayabilirsiniz, kendinizce sınırlı.
Kurban’a karşı çıkanlar, bir ay et yemesin!..
****
Bir yazar ki ölmüş, isim vermeyelim.
Fakirin et yemesi için domuz etinin serbest tüketiminden bahs etmişti, bir yazısında.
Müslüman olma iddiası olmayan biri için mantıklı.
Yalnız kurban kesme, hayvan katliamı değildir.
Domuz da hayvan değil mi?
Yeryüzünde insanlık katliamının temsilcileri belli iken…
****
Bir vatandaş, kurban kesme yerine eti kasaptan alma tavsiyesinde bulunmuş idi.
****
Kurban Bayramınız İbrahimî geçsin, Efendim!…
Mehmet Ali Abakay
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024