Mehmet Ali Abakay Yazdı: Muharrem’le Sohbetler 32-2

MUHARREMLE SOHBETLER 32+2

Yaz, çiz, oku !..

Artık, dayanılmaz acılar içinde kıvranır oldu, ruhum.

Dermanı yok derdin tahammül edilmez ızdırabı içinde çaresizlik içre haldeyiz.

Bazen terk edilmiş, harap bir evin viranesi gibiyiz.

Bu viranede hayat vardı, insanlar yaşardı, çocukların cıvıltısı eksik olmazdı, misafir ağırlanırdı, demek zor.

Ne yapmalı?

Ne demeli, Muharrem?

Her şey gönlüne göre olmuyor, insanın.

Kişi, hayal etmekle her daîm muradına ermiyor.

Ehil olmayan el üstünde, işini bilen ayak altında.

Fakiri ekmek derdinde zengini tatil peşinde.

Muharrem, aynı yolun yolcuları birbirine güvensizlik içinde.

Muharrem, elif ba’yı söken âlimlik taslar oldu.

Üç kitap okuyan dünyayı düzeltme niyetinde.

Parayı bir yolla bulan, kendisine saygı arzular, süslü iltifatlar ister.

Muharrem, ömründe muz yememiş çocukların derdi, akşam sofrada sıcak çorbadır.

Muharrem, biz marka elbiselere hayran olmadık, bırakıldık.

Köy ortamında bizi şampuanla saç yıkamaya zorlayan sebep nedir?

İlçe ortamında bizi, evi eşyalarla dolu hale getiren sebep nedir?

Şehir ortamında kazandığımızı harcama alanlarını beyni koşullandırarak, güç kullanmadan, AVM’lerden elimizden alan kim?

Köyün kuytu, ilçenin gözden ırak, şehrin varoşunda aç ve perişan, yardıma muhtaç insan sayısı neden artar, durur, mantar gibi.

Muharrem, yoruldum iki gözüm, can sırdaşım…

Neden ve niçin?

Bu hengamede olan ve biten yetmemiş gibi, ” Şehir” diye tuturmuşum.

İnsan olmadıktan sonra şehirler haraptır.

Aç insan ne yapsın kitapları, dergileri, gazeteleri?

Evine aş götürmeyen, işi olmayan ne yapsın, şehrin kalesini, hanını, hamamını, köprüsünü, şairini, yazarını?

Muharrem, farkında değilim, sanma.

Biz yanlış zamanda dünyaya gelmedik.

Muharrem, zannetme ki bilmiyorum.

İnsanımızı değiştiren, bizi bize yabancılaştıran kim?

Muharrem, dünya bu.

Yaşadığımız zaman belli.

İstedik ki bizden sonrakiler bu günleri hatırlasın ve bilsin.

Onlara yol göstersin, bu sohbetler.

Kitaplaşmış görürsek, okuyanı çıkar.

Muharrem, bilirsin ki kendime yazıyorum, sen aynadaki sûretimsin…

Kendi kendime derdimi âşikâr etmemdir, dile gelen.

Muharrem, birçok Muharrem vardır, bilmediğimiz.

Muharremlere selam olsun!…
Kaynak: Mehmet Ali Abakay

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.