Mehmet Ali Abakay Yazdı: ĶÖPRÜLER KURMAK İSTERİZ İNSANLIK İÇİN – ŞEHİR ve İNSAN YAZILARI-

Kolay değil, iki taşı üst üste bırakıp üçüncüsünü üstüne yerleştirmek.

Kucağınızdaki taşı, kan- ter içinde kaldırırken üst üste bıraktığınız iki taşın olmadığını görürsünüz.

Gözünüzden iki yaşın ve kucağınızdaki taşın ağırlığınca gönlünüze incinen ruhunuz eşlik eder.

Neden taşlar, üst üste değil?

Bir hayal midir, üst üste koyduğunuz taş?

Hayalse döktüğünüz alın teri neyin nesi?

Kırdığınız, balyozla ayırdığınız, şekil verdiğiniz, emek harcadığınız, taşıdığınız, ağırlığına katlandığınız taşlar, niçin yerli yerinde değil?

Bunun müsebbibi kim?

Bunca sıkıntı çekmişlik ve harcanan emek, ortaya çıkarmak istediğiniz eseri istemeyen kim?

Bu asırda neden iki- üç taşın üst üste bırakılmasından korkanlar var?

Geçmişte yaşanan sıkıntılar, bu dönemde neden artıyor, fazlasıyla?

Korkusu nedir, Modern Dünyanın?

Hani özgürlük vardı!..

İnsanlar istedikleri biçimde yaşardı!..

Dayatılan tek tip yaşam.

Kendisinden başka her şeyi red!..

Mimarîyi belirleyen modernlik.

Giyim kuşam aynı.

Yeme- içme farksız…

Neden korkar oluyor, Modern Yaşam?

Kendisinden başkasının nefes almasından neden rahatsızlık duyar?

O halde bunun adı dayatmadır.

Bu bir kuklacı tarafından kuklaları oynatmadır.

Üstündeki gömleğin kumaşını, ipliğini, düğmesini, fiyatını belirleyen ve bunu sana giydirmeyi modernlik sayan anlayış, kendi çizdiği çerçeveden dışarı çıkmana da izin vermez.

Biz, bize giydirilen istenen deli gömleğini reddediyoruz, istediğimiz dünyayı kurma adına varlığımızın mevcudiyetini ifade ediyoruz.

Asrın idrakine giydirilmek istenen her gömleğe karşı çıkmanın bir ınsanlık görevi olduğunu ifademiz, kimleri ürkütürse gam duymayız.

Yeni şehirler kurma adına, birbirinden uzak düşmüş olanlar arasında köprü olmak için, taşları göz yaşı ve kan-ter içinde insanlık için kendi kimliğimizin birer nişanı biliyoruz.

Çağın kölelik anlayışına, zihne vurulan her prangayı kabullenemiyoruz.

Denebilir ki, yaşadığın müddetçe tüm imkanlar senindir.

Bilinmesi lazım gelen tek ifade budur, cevaben:

– Sağ elimize Şemsi, sol elimize kameri verseniz başımıza elmas û zümrütten taç taksanız, oturduğumuz taht som altından olsa değışmez kararımız var. İnsanlık, zindana dönüşen bu şehir yapısından kurtulmalı, medenî yaşamla tanışmalı, medeniyetin ne olduğunu bilmelidir!..

Kaynak: Mehmet Ali Abakay

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.