Mehmet Ali Abakay Yazdı: Bağışla 2…
Bilmezdik, küçüktük.
Firar etmemişti, henüz aklımız.
Siyah beyazdı televizyon.
Uykular haramdı boks maçında.
Maçın mucidi onlardı, savaşanlar siyah.
Birini tutardık, öbürü düşman.
Sormazdık, bu kavgadan nemalanan kim?
Aslında unutturdular bize istikameti.
Futbol maçlarını bilirim seyretmedim statlarda.
Mabede dönüştürüleli acır yüreğim insana.
Onlardı, mucidi bu hastalığın.
Yendiysek unuturduk acılarımızı bir bir…
Kalecimiz onlardandı golcülerimiz onlardan.
Alkışlardık avuç ayalarımız patlardı adeta…
Bir de gavur olsaydı rakibimiz sahada.
Bilmezdik, söylemediler oyun olduğunu.
Harcadığımız para tonlarca dense atma yabana…
Talih kuşu konsa bir başımıza
Hayır hasenat Camiî yaptırma…
Unuttuk bunları baştan
Öyle dediler anlattılar bir şey olmaz…
Ev al araba al ihtiyacıdır, çağın…
Patenti yerliydi içimizde banka kuranların…
Şimdi desem ötesini yanlış anlarsın…
Her birimizin geleceği ipotekli…
Çocuklarımıza mirasımız onların değil…
Söylemek istemezdim günahlarımızı…
Ne yemek bizim ne şu gıdalarımız ithal değil mi bizim?..
Ne elbisemiz ne ayakkabımız hatta ekmeğimiz…
Yerli malı desen etiket değişir biz biz değiliz…
Desem içimdekini gel hicret edelim başka şehre…
Her şehir bizimdir tükettiğimiz bize ait değil…
Gel yakma desem yazdığımız mektupları…
Ele verir bizi gençlik heyecanı…
Yaşadığımız hayatta yokuz veya biz devrana ait değiliz…
Ne dense itirazlar yükselir, kendince insanın.
Recme hazır kimisi ellerinde kaldırımdan sökülü taşlar…
İşlediğimiz kendi günahlarından değil…
Söylediğinizi anlasalar ah keşke bilseler denileni…
Konuşmazlardı dost görünen içimizdeki o yabancılar…
Onlar ki bu toprağın insanı, eğitmenleri bizden değil.
Ne çekmişse ağaç, balta suçsuz sapına ağlar daîm.
Biz bu toprakların çocuğu olmakla övünürüz topraklar kısırlaştı…
Yetişmez artık her sebze ve meyve…
Onlar tohum vermezse topraklar bize aid değil…
Bağışla!..
Kabre koyduğumuz yaşayanlardı, bir dönem.
Yeryüzünde kalanlar, ölmemiş ölülerdir, yaşayanı belli değil.
Biz, şehirleri mezarlara çevirdik, kabirler çoktan katlı.
Ne bir kitabesi var, mezarların üzerinde ne bir işaret.
Her sitenin önünde kimlik soran görevli vardır, isimleri konutların üzerinde şaşaalı.
Sormazdı kabristanda hiç kimse.
Ne kimlik ne sual, ziyaretlerde.
Fatiha okursun, kabir başında.
Dalarsın geçmişe, çocukluk hatıralarına.
Yaşadıkların canlanır, bir bir.
Yanağında ıslaklık…
Yaşayan ölüler kabristanında dua bilen de kalmadı.
Ölmeyeceklermiş gibi saltanat.
Bağışla, bizi Rabbim!..
Biz şehirdeniz, şehirler bizden değil…
Kaynak: Mehmet Ali Abakay
- Edirne’de Alkol Bağımlılığı Tedavisine Başvuru Artıyor - Kasım 9, 2024
- Akar, Gazi Mihal Bey Hamamı’nda Yapılacakları Açıkladı - Kasım 8, 2024
- Emine Erdek Yazdı: İftira, İnsanın Ahiret Hayatını İflasa Götürür - Kasım 8, 2024