Malazgirt Ruhunun Anahtar Cümleleri!
Malazgirt Ruhunun Anahtar Cümleleri!
Bir toplunum geçmişi artısıyla eksisiyle geleceğinin şekillenmesinde müessir olduğunu biliyoruz. Denenmiş doğruları yaşatmak, yanlışlarını tekrar etmemek geleceğin şekillenmesini kolaylaştırır.
Ne hikmetse yüzyıllık cumhuriyetin yanlışlarını anlamayı ve o yanlışlardan ibret almayı beceremedik. 5816 numaralı yasa adıyla meşhur olan bir ucube yasamız var, bir türlü Meclis onu ilğa etmeyi başaramadı, 30 Bin küsur vatandaşlarımız bu yasa yüzünden davalık olmuş. Dolayısıyla bu yüz yılda meydana gelen yanlışlar, zulümler, haksızlıklar bize normal gibi geliyor.
Malazgirt meydan muharebesi, Seçuklu Sultanı Muhammed Alpaslan komutasında 40 bin kadar Selçuklu ordusu ve 10 bin civarında Mervani Kürtlerinin İslam’ın ortak değerleri etrafında kenetlenerek cihat ettiği ve Allah’ın inayetiyle kazandıkları bir zaferdir.
Bu ruhu günümüze taşıyabilsek bir çok sorunumuz kendiliğinden hal olur. Ne Kürt-Türk karşıtlığı, ne alevi Sünni mücadelesi, ne de laik anti laik belası yaşar. Üstelik bu basit değerler üzerinde siyaset yapan parti pirtiler de yaşama imkanı bulmaz. Siyaset hizmetkar devlet anlayışının gelişmesi için yapılır, vatandaşın mutluluğuna endeksli şekillenir.
Malazgirt(Me-lez-gırt) meydan muharebesi de “Allah u ekber,” nidaları ve “Yektir Allah yek”(Birdir Allah bir) sloganıyla yapıldı, ilayı kelimetüllah için yola çıkıldı ve zafer ile sonuçlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuştukları bunun tefsiri mahiyetinde oldu ama pratikte öyle mi değil mi? size bırakıyorum.
Gelin bir kaç ifadesini beraber analiz edelim.
85 milyon vatandaşlarımızın her birini selamlıyorum,
Gayet güzel, kucaklayıcı, cumhurbaşkanının ağzına yakışan bir ifade oldu. Çünkü o herkesin cumhurbaşkanıdır, herkesin ondan beklentisi vardır. Ama ve lakin, pratikte karşılığı platformda yoktu, En azında grubu/genel başkanları Mecliste olan partilerin de Genel Başkanları orada olmalıydı, diye düşünüyorum. Daha çok Cumhur ittifakına mensup partilerin Genel Başkanları oradaydı.
Kardeşlik hukuku ile sorunlarımızı çözeceğiz,
Konuşmasının sonuna doğru “sorunlarımız varsa kardeşlik hukuku ile çözeriz” demesi de yerinde bir ifade ve umut vericiydi. Doğrusu bu ifadeyi ilk olarak eski Diyanet Başkanımız Prof.Dr.Mehmet Görmez hocamızdan duymuştum, “Kürt meselesini kardeşlik edebiyatı değil, kardeşlik hukuku ile çözülebilir.” demişti.
Malazgirt zaferi bir inşa ve ihya hareketidir,
Evet inşa ve ihya hareketi, hakka yönelerek toplumumuzu ihya etmeliyiz bu ihya ile istikbalimizi inşa etmeliyiz. Şu anda serseri mayın durumunda olan bir toplum haline geldik, sokak serserilerle dolu, önünde planı programı olmayın, sabah akşam hesabını yapan bir topluluk konumundayız. Buna bir ruh kazandırmak lazım.Bu ruhun adı maneviyattır, ittihattır, güvendir.
Malazgirt yolumuzu aydınlatan bir fenerdir,
Evet Malazgirt(Me-lez-girt(erken zapt ettik)) ruhu önümüzü açar, yol gösterir, var olan sorunlarımızı çözer, bir yandan bizi Türkçülük belasından, diğer açıdan Atatürkçülük belasından kurtarır. Bu ülkenin adı Türkiye , resmi dili Türkçe, vatandaşların bundan bir şikayeti de yok ise birileri daha Türklük adına ne istiyor anlamakta zorlanıyorum.
Vahdete destek, zulme karşı bir zaferdir
İçeride vahdet, dışarıda zulme karşı bir olmak, bu toplumun şanına yakışan bir duruştur. İkisi de vazgeçilmez hasletlerdir. Hak hukuk ve adalet kavramlarının içini doldurarak vahdeti sağlamak, bu birliktelikten cesaret alarak dünyada zulme hayır demek vazifemizdir.
Malazgirt zaferi Türkler kadar Kürtler, Araplar ve diğer Müslümanların ortak zaferidir.
Bu ifade de yerinde bir cümle, birlikteliğimiz perçinleştiren bir hakikat, o gün yan yana kol kola olduğumuz gibi bu gün de aynı şekilde yaşamak mümkündür diye düşünüyorum. Geleceğimizin teminatı bu yaklaşımda saklıdır.
İlay-i kelimetüllahı yüceltme davasıdır.
İşte hayatın özü bu ifadede mevcuttur. Aslında bu uğurda çalışmak her insanın asıl amacı olmalı, bu kelime adaletin tecelli edilmesini sağlar, vahdeti tesis eder, her türlü şirki ortadan kaldır.
Buna rağmen bir türlü net bir karar veremiyoruz; artık Türkçülük ve Atatürkçülükten kurtulmamız lazım. Anadolu insanına yazık oluyor.
Bu memleket hepimizin, bayrak hepimizin, ay yıldızlı bayrağın gölgesinde insan gibi yaşamak varken 85 Milyona Türk deme kompleksi bize yakışmıyor, ayrıca apaçık bir yalandır. Böyle tuhaf ifadelerle vatandaşlarımızı oyalamak doğru değildir, 85 milyon vatandaştır, eşit haklara sahiptir, devlet hayatı kolaylaştırmak için var olan kurumlar bütünüdür.
Cumhurbaşkanı bir hedef gösterdi, o hedefe varmak için düzgün bir yolda yürümek de bize düşüyor, diye düşünüyorum.
Haydi hayırlısı olsun, şimdilik bu kadar.
NOT:Bu sene bir önceki yıla göre katılım daha da yüksekti. Alanda Bayraklardan seyrek bir gölge oluşturulmuş, zaman zaman serinlemek için yağmur kıvamında su serpiliyordu.
Protokolde oluşan arıza ise Kuvvet Komutanlarından değil, protokol sırasını yapanlardan kaynakladı. Siz eğer Kuvvet Komutanlarını bazı partilerin Genel Başkan Yardımcılarından sonra veya Gençlik Kolları Başkanlarından sonra davet ederseniz bu durumun oluşması normaldir, benim dahi zoruma gitti. Gevezeliğe gerek yoktur.
ALINTI;
Alparslan 1029 doğum 1064 arasında yaşamış 2. Selçuklu hükümdarı. Bizans’ın elindeki Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ı aldı. Yani Malazgirt zaferi önemli bir savaştır, Anadolu’nun fethi buradan başlamıştır. Abbasi halifesi Alparslan için ‘Ebul Feth’ lakabını kullanmıştır. Kürtler Me-lez-girt diyorlardı, 1071 yılında Bizans Ordusu ile savaşan 40 bin kişilik Selçuklu ordusunun içinde 10 bin civarında MERVANİ Beyliği’nin Kürtleri vardı. Yazışmalarda kardeşlerimiz tabiri ile geçen bu Kürtler Anadolu’nun İslamlaşmasında önemli görevler almışlardı. Aynen Çanakkale’de olduğu gibi Osmanlıda birçok kaynakta bu gazilerin savaş alanında ‘YEKTİR ALLAH YEK’ cümlesini bir parola gibi haykırarak düşmana saldırırken kullanmışlardır. Bu slogan diğer Müslüman Türkler ve Araplarda da kullanılmıştır. ‘YEKTİR ALLAH YEK’ 1950’li yıllarda Türkiye’de çevrilen bazı filmlerde bile dile getirilmişti, bu slogan yalnız Malazgirt’te değil Osmanlının Çanakkale dahil diğer savaşlarında da ‘Yektir Allah yek’ Osmanlı Ordusunun kullandığı bir savaş narasıdır. İslam kardeşliğinin en güzel örneği, Anadolu toprakları ve son olarak Çanakkale Şehitliğidir. Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Arnavut, Boşnak hepsi İslam imanı ile kardeşlikte buluşmuşlardır.
Musullulardan Seyyid İbrahim’in torunu Seyyid Zekeriyya İYİLİK
Kaynak: Emrehan Kaya, Tarih: 28-08-2024
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024