M. Padak Yazdı: Kur’an’daki bilimsel mucizeleri neden Müslümanlar değil de gayrimüslimler tespit ediyor?

Kur’an’daki bilimsel mucizeleri neden Müslümanlar değil de gayrimüslimler tespit ediyor?

Bilimin bazen üç yıl boyunca araştırıp ortaya koyduğu bir sonuç bakıyoruz Kur’an’ın bir cümlesi imiş. Mesela denizler arasındaki yüzey gerilimi adı verilen ve iki denizin birbirine karışmasını engelleyen gizemin çözülmesi ancak bu yüzyılda gerçekleşmiştir. Halbuki Rahman Sûresinde, iki deniz arasında bir engelin olduğu ve bu engelin iki denizin birbirine karışmasını engellediği geçmektedir. Yani yüzlerce deney, gözlem, araştırma, bilimsel yolculuk, on binlerce sayfalık yazı dizisi, ancak Kur’an’da geçen bu sonuca ulaşabilmiştir.

Ya da demir madeninin nereden geldiği, nasıl oluştuğu ile ilgili gizem de bu yüzyılda çözüme kavuşmuştur. Zira demir atomunun oluşabilmesi için, içinde dünyanın da olduğu bu güneş sisteminin en az dört katı daha büyük bir enerjiye ihtiyacı olduğunu bilim insanları söylüyor. Yerkabuğu incelemesi, demir madeni ile ilgili araştırmalar, demirin magma ve dış kabuktaki durumu, demirin gücü ve demirle dünya arasındaki ilişkiyi çözmek, yüz yıllar aldı. Bilim, sonuç olarak demirin başka bir gezegenden veya güneş sisteminden geldiği sonucuna vardı. Halbuki Hadid Sûresinde geçen, demiri biz indirdik ifadesi, demirin başka bir yerden, yüksek bir yerden inmesi manasına rahatlıkla geliyordu.

Bunun gibi onlarca bilimsel mucize Kur’an’ın satır aralarında yer almaktadır.

İyi de bu Kur’an’ı biz okuduğumuz halde bu keşifleri neden gayrimüslimler yapıyor? Biz değil de neden onlar buluyor?

Yıllardır kafamı kurcalayan bu sorunun cevabını bugün bir zamirin merciini çözünce anladım. Anladım ki, bu zamirin mercii bile başlı başına bir mucize imiş. Aslında Kur’an, bu tür bilimsel mucizelerin gayrimüslimler tarafından ortaya çıkarılacağını da söylemiş. Yani Müslümanların çıkarması bir yana gayrimüslimlerin de bu alandaki çalışmalarına Kur’an zaten değinmiş. Nasıl mı?

Şimdi şu ayeti okuyalım.

سَنُرِيهِمۡ ءَايَٰتِنَا فِي ٱلۡأٓفَاقِ وَفِيٓ أَنفُسِهِمۡ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَهُمۡ أَنَّهُ ٱلۡحَقُّۗ أَوَلَمۡ يَكۡفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُۥ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدٌ

Varlığımızın delillerini, (kainattaki uçsuz bucaksız) hem ufuklarda hem de kendi nefislerinde ONLARA göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?

Fussilet Sûresi 53.

Bu ayette ONLARA diye ifade edilen kelime bir zamirdir. Ve bu zamir Müslümanlara değil, gayrimüslimlere dönmektedir.

Yani ayetin açılımı şöyledir: Varlığımızın delillerini hem ufuklarda hem kendi nefislerinde o iman etmemiş olanlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun…

İşte modern bilimin bazen on binlerce yıl, bazen yüzlerce yıl arayıp ortaya koyduğu bilimsel bir sonuç, her gün evlerimizde okuduğumuz Kur’an’ın satır aralarında yerini almaktadır. Nitekim, modern bilim, tanrıyı inkâr etme üzerine kurulmuştur. Ancak yüzlerce araştırma, gezi, tez, makale, keşif, buluş hep aynı şeyi söylüyor: Yaratıcı var!

Kur’an, zamiri ile dahi mucizevi bir kitaptır.

Rabbim bizleri Kur’an’ın hakkını veren kullarından eylesin! Kur’an’ı bize şefaatçi kılsın!
Âmin

M. Padak

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.