Lâ Edrî Yazdı: İdris Günaydın’a Reddiye

İDRİS GÜNAYDIN’A REDDİYE

İdris Günaydın isimli, günü aydın kendisi karanlık birisi “İsa öldü” deyû salâ vermiş. İki ayeti alıp büyük alim, müçtehid edasıyla işkembe-i kübrasından hüküm vermiş.

Ey hazret-i İdris, önce usul bileceksin. Usulsüz vusul olmaz, usul esasa mukaddemdir, laflarını duymadın mı sen. Aslında dediklerin cevap vermeye de değmez ama neyse.

Bir meselede hüküm verirken veya görüş beyan ederken o konuyla ilgili bütün ayetler, konuyla ilgili bütün hadis-i şerifler erbabınca göz önünde bulundurulur hüküm ona göre verilir. Hüküm sahibinin bağımsız, bağlantısız, korkusuz, ihlaslı  olması gerekir.

Öyle bektaşi gibi işine gelen bir iki ayeti alıp diğerlerini ve konuyla ilgili hadisleri görmezden gelmekle, yok efendim geçmiş kipi imiş bilmem ne kipi imiş diye laf ebeliği yapmakla olmaz. Sen önce Türkçe’yi bir öğren, Muhammed yazmayı ve sonuna gelen eki üstten virgül ile ayırmayı öğren.

Bu konuda en isabetli incelemeyi yapan zat, Allame Düzceli Muhammed Zâhid el Kevseri’dir. Ciddi bir eğitim almış, modernist akımlara karşı Ehl-i Sünnetin  yılmaz savunuculuğunu yapmış alim, arif, entellektüel bir zattır. 1922 de Türkiye’den ayrılmak mecburiyetinde kalmış, Mısır’da ilmi faaliyetlerde bulunmuş, batının etkisiyle İslam’ın genel kabullerini tartışmaya açan kompleksli ilim adamlarıyla cesurca tartışmalara girmiş, tüm tartışmalarda açık bir üstünlük sağlamıştır. Bugün Arap aleminde Osmanlı dostu ne kadar kalbur üstü alim varsa bu zatın ya öğrencisi, ya da öğrencisinin öğrencisidir. (Mesela, Abdülfettah Ebu Gudde)
Zahid El Kevserî hazretleri “Nüzul-i İsa Meselesi” kitabını, meşhur modernist  Mahmut Şeltut’un fetvasına reddiye olarak Arapça yazdı. Günü aydın İdris, merak etme Türkçe de yayımlandı, Türkçen de zayıf ama alıp okuyabilirsin, daha rahat anlarsın.

Şeltut pes etti. El Kevserî hazretleri Hz. İsa (a.s) ın ruh maal ceset (ölmeden cesediyle birlikte) göğe kaldırıldığını, kıyamete yakın yeryüzüne indirileceğini, ve bu konuda Ehl-i Sünnet’in icma’ının olduğunu delilleriyle ispat etti.

Artistlik yapıp dinde yeni icat çıkarmanın anlamı yok. Hz. İsa’nın Yahudiler tarafından çarmıhta öldürüldüğünü kabul eden (Kur’an ayetini inkâr etmiş olduğu için) küfre düşer, kafir olur.

Hz. İsa’nın başka bir surette ölmüş olduğunu söyleyen ise Ehl-i Sünnet dışı bir bidatçı sapık olmaktan kurtulamaz.

Bilmeden, iyi niyetle böyle söylüyorsa ahmaktır, bilerek söylüyorsa hin oğlu hin bir haindir.

Ey hazret-i İdris. Sen Diyanet’in sözcüsü müsün veya gizli danışmanı mısın bilmem ama bu yumurtayı senden önce Diyanet Reisi A. Erbaş’ın yumurtladığını biliyoruz. Yumurtacılık yaptığına göre üstteki fotoğrafa da iyi bak.

A. Erbaş’ın ve senin icma’a aykırı fikrini ve itikadını görsel olarak da resmediyor.

Yıl: 2013
Yer: Vatikan

Üstte; İsa Mesih

Altta soldan sağa;
1-Müteveffa dinler tarihçisi Prof. Ö. Faruk Harman (Allah taksiratını affetsin)
2-Firari Fetöcü Prof. Suat Yıldırım.(Erbaş’la birlikte Adil Öksüz’ün doktorasını onaylayan jürinin başkanı)
3-Prof. Ali Erbaş (Diyanet reisliği öncesi, sarıksız, matruş, Fetöyle teşriki mesai günlerinde)

Bilmem anlatabildim mi işin ucunun nerelere gittiğini İdris?

İsa öldü yada ölmedi demek niçin önemli?

Öldü demekle hristiyani/nasrani inanca ve söyleme yaklaşmış ve onlara hoş görünmüş olunuyor.

Kimin arabasına binerse onun türküsünü söyleyen Erbaş’ın, Fetönün dinlerarası diyalog arabasına binince öğrendiği ve söylediği türküyü, arabayı değiştirmiş olmasına rağmen hala değiştirememiş olduğu görülüyor.

Siyasi türküleri değiştirdi ama itikadi türküleri değiştirmedi. Nasıl olsa bindiği yeni araba açısından siyasi türkü önemli, itikadi veya fıkhi olanların bir önemi yok. Meydan boş, istediği gibi güfte ve beste yapmak, söylemek serbest.

Ey İdris, sen de o koroda hanende ve sazendelerden birisin anlaşılan, rahat ol, senden çok var piyasada.

Sende usul, dil, edep, ilim olmadığı, belli ama akıl ve mantık var mı o da şüpheli.
İsa’nın nüzul edip peygamberimizin şeriatiyle amel etmesinden onun peygamber olarak gelmiş olacağı sonucunu nerenden çıkarıyorsun? Peygamberimizden sonra Hz. Ebu Bekir geldi, diğer halifeler geldi, peygamberimizin şeriatiyle amel ettiler, etmeye çalıştılar. Onlar da mı peygamberdi İdris?
Uyanınca, günün aydın olunca, salim kafayla bir daha düşün.

Sen kimlere ve nerelere yaranmak istiyorsun, senin amacın ne?

Son olarak, Allah’ın adaletiyle ilgili ileri geri konuşmak ise sana hiç düşmez İdris. Terazi, mizan, mahşerde kurulacak, merak etme, o zaman bu yumurtalarının hesabı görülür, adaleti anlarsın.
Kaynak: Lâ Edrî

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

One thought on “Lâ Edrî Yazdı: İdris Günaydın’a Reddiye

  • Ağustos 2, 2024 tarihinde, saat 23:40
    Permalink

    Ali Hocam
    Bu la edri denen şahıs İsa nın ölmediğini mi savunuyor

    Yanıtla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.