İdris Günaydın Yazdı: Büyük Soru

BÜYÜK SORU

Şöyle bir düşünelim. Düşünmek adamı kafir yapmaz. Hristiyanlık İsrailoğullarına gönderilen bir din iken Yahudiler inanmadılar. Hatta Yahudi Pavlus İncil’i bozdu ve dört İncil’i “hak İncil” diye Hristiyan Dünyasına kabul ettirdi. Ayrıca kendi kitapları Tevrat’ı da İncil’in yanına koyup “Kitabı Mukaddes” diye Hristiyanları kandırdı.

Bugün Kitabı Mukaddesi okuyanlar birbiriyle çelişen İncil nüshalarından sonra Tevrat’taki aşk hikayelerini de okuyorlar. Hem de peygamberlerin.

Bu benzetme bana ait değil. “Tevrat’ta başka ne aşk hikayeleri var” sözü bir Hristiyan kadın tarafından tarafıma söylendi.

Dikkat edin. Yahudiler kimseyi kendi dinlerine çağırmıyorlar. Çünkü Yahudilik bir ırk dini. Yahudi olunmaz Yahudi doğulur. Ayrıca onlar kendilerinin Şeytanla Havva annemizin gayrı meşru birleşmesinden doğduklarını yani aslında piç olduklarını ileri süren bir kavim. Yahudi olmayan tüm milletler Adem ile Havva’nın meşru birleşmesinden doğdu. Bize Goim diyorlar.

İncil ve Hz. İsa, İsrailoğullarına gönderildiği halde inanmıyorlar. Fakat İncil ve Hristiyanlığı bozuyorlar. Zaten sadece İncil’i ve Hristiyanlığı değil tüm peygamberlerin düzenini ve tabilerini ifsat ettiler.

Fesatlık konusunda o kadar uzmanlaşmışlar ki, Armenius Frederic Vamebery’nin anlattığı şu hikayeyi yeniden hatırlamak lazım: Osmanlı sarayında, Şamlı Reşit Efendi diye bilinir. İki tarikatın seyri süluk sahibi. Kitapları var. İstanbul’da Süleymaniye Medresesinde müderris. Bu adama Abdülhamit hal yanıyor: Çözdüm ki; her yanım casus diyor. Mabeynim casus, katibim casus, aşçım casus… o casus bu casus. Bir sana halimi arz edebiliyorum! Bu adam yıllar sonra yazdığı hatıralarında bu olayı anlatınca şunları söylüyor: “Bir beni çözememiş…” Demek o da casusmuş. Yahudiler her konuda bitirimler.

Peki büyük soruyu sorayım: BÖYLE İKEN İSRAİLOĞULLARI İSLAM’I BOŞ BIRAKMIŞLAR MIDIR? Hayır. Kur’an’a toslayanlar onda istediği tahribatı yapamayınca Hadislere yönelmemişler midir?

Peygamberimiz zamanında Yahudilikten İslam’a dönen şu üç isme dikkat! Abdullah b. Selam, Vehb.b. Münebbih, Kab el Ahbar… Bunların üçü de Yahudi alimi ve hadis tahdis ettiler.

Hayret edilecek bir durumdur ki; bugün dünyada hâlâ hadis alanında en büyük otorite İgnaac Goldzier’dir. Kimdir bu? Polonyalı bir Yahudi. İslam neden onun bu kadar ilgi alanına giriyor? Çünkü İslam’ın ilk kaynağı üzerinde operasyon yapamıyorsan ikinci kaynağı üzerinde yapabilirsin.

Çünkü Sünni kaynaklara göre Peygamberimizden 200-300 sene sonra, Şii kaynaklara göre 400-500 sene sonra yazılan hadisler gerçekten muhafaza edilebilen metinler midir?

Bu metinlerden çıkıyor devenin idrarının içilebileceği. Bu rivayetlere dayanıyor; peygamberin idrarını bir adamın içmiş olması.

Bunlar akıldan, bilimden, vahiyden uzak şeyler değil midir? Bunlara sağlıklı cevap verebilmek mümkün mü?

Bu yazın rahmetli anneme Kur’an okuttuk. Yedi kardeşten altımız çoktan karar vermişti. Orada yaptığım konuşmada, annemin bu bağışlara ihtiyacı yoktur. Çünkü o her yönüyle hazırlıklı kadındı. Ölüye Kur’an veya mevlid okunmasının faydalı olup olmayacağı tartışmalı. Biz bu okumaları kendimiz için yapmalıyız. Çünkü bizim ihtiyacımız var. Ana kitabımız Kur’an’da ölüye Kur’an okumak yok. Altı hadis kitabının Nesei hariç diğerlerinde böyle bir rivayet yok. Dolayısıyla okuyan okudu, sevabını aldı; dinleyen dinledi, sevabını aldı. Yenildi, içildi. Bunlar da ölenin yaşayanlara bir ikramıydı.

Buna itiraz şöyle geldi. Üsdülgabe Fi Temyizis Sahabe adlı bir tarih kitabında yazan bir olayla ilgili itiraz geldi.

Dini konularda yanlışları beyan edenler ana kaynaklardan delil gösteriyorken karşı görüşü savunanlar ya altı hadis kitabının dışındaki hadis denilen metinlerden ya da tarih kitaplarından delil getiriyorlar.

Tekrar sorayım: Yahudiler Hristiyan Dünyasını lime lime ederken Müslüman Dünyayı boş bırakmışlar mıdır?

Asla. Belki de en büyük tahribatı içimizde yaptılar. Düşünmekten gayrı sağlıklı yol yok vesselam.

Kaynak: İdris Günaydın

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.