Hüseyin Özcan Yazdı: “Bağlılık Hasan” Filmi

“Nasıl olsa görürüm vakit var” derseniz bu filmi kaçırabilirsiniz. Zira nitelikli bir yönetmen iseniz, popüler kültürün uzağında, içinde pek çok güzellik ve mesajlar taşıyan filmler yapıyorsanız sinema salonlarında filminize yer bulamıyor; bulsanız da gösterimde fazla kalamıyorsunuz. Bu nedenle ivedilikle herkesin izlemesi ve kaçırmaması gereken muhteşem bir film. Semih KAPTANOĞLU’nun kalemine, yüreğine ve emeğine sağlık. Aslında filmle ilgili bir şeyler yazmayı düşündüm. Ancak Posta Gazetesi’nde Deniz ONUK, o kadar güzel yazmış, o kadar güzel tahlil etmiş ki filmin eleştirisini O’ndan alıntıladım:

“Bağlılık Hasan’, aslında bir iç hesaplaşma filmi. Bu üçlemenin ana teması, adı üzere ‘bağlılık’, evrendeki her şeyin birbiriyle bağlı olması, ve bu bağların kopmasının sebep olduğu zararlar. Biz insanların birbirimizle olan bağlarımızın yanı sıra, çevremizdeki doğa ile, dünya ile bağlarımız. Bu bağlar zedelenince, biz hem dünyadan, hem etrafımızdaki insanlardan, hem de kendimizden kopuyoruz bir bakıma.

Filmin önemli bir kısmı, “helalleşme” teması etrafında şekilleniyor. Yıllarca süren bir bekleyiş üzerine Hac sıraları gelen Hasan ve eşi Emine, Hac hazırlıkları sırasında bir geçmişle hesaplaşma yolculuğuna çıkıyorlar. Geçmişte yaptığı hatalarla ilk defa yüzleşmek zorunda kalan Hasan, ahlaki ve vicdani bir iç hesaplaşma ile karşı karşıya geliyor. Kaplanoğlu filmde “vicdan azabı”nı çok güzel yansıtmış. Verilen mesaj, etrafımızdaki insanlar üzerindeki etkilerini düşünmeden ve bencilce verdiğimiz kararlarımızın, er ya da geç bizi bir vicdan azabı şeklinde tekrar bulacağı. Kendi çıkarımızı seçmek ile iyi olanı yapmak ve ahlaki değerlerimizi korumak arasındaki iç çelişkiyi gözler önüne seriyor ‘Bağlılık Hasan’. Helalleşme yolculuğunda hatalarından kurtulup kendini ‘aklamak’ isteyen Hasan’a, karşılaştığı bir çoban şöyle diyor: “Sen önce kendinden kurtul!”

Filmin en dikkat çekici yönlerinden biri de nefes kesici görüntüler ve fotoğraflar. Doğanın güzelliği ve sesleri içinde kendinizi kaptıracağınız büyüleyici bir sinematografi… Her ne kadar bu yönü, filmin hızını kesip akıcı olmasını engellese de, bir bakıma da izleyiciyi içine çekiyor bu doğallık, kendinizi sanki o köyün bir parçasıymış gibi hissediyorsunuz. Doğa görüntülerine çok büyük bir yer ayırmış Kaplanoğlu. Belki estetik amaçlarla, belki bizim doğanın filmdeki ve dolayısıyla insan hayatı üzerindeki etkisini daha iyi kavrayabilmemiz için, belki de bir önceki sahneyi daha iyi kavramamız için bilerek uzun bırakmış bu ‘doğa’ sahnelerini. Elbette bu sahneler sadece güzellik amacıyla konulmamış filme, dikkatli izlerseniz aslında filmin tüm ögelerinin altında yatan başka anlamlar var. Metaforlar ve sembollerle yoğun bir anlatıma rastlıyoruz filmi izlerken. Ağır adımlarla yürüyen bir kaplumbağa, tarım ilaçlarının öldürdüğü bir kedi, felaket tellallığı yapan rüyalar, yılların anılarıyla yeşermiş ulu bir ağaç, ağacın yerine yapılan bir elektrik direği… Bu sembollerden anlam çıkarma görevi ise izleyiciye verilmiş.

Filmi izlerken, olayların gidişatı içinde heyecana kapılıp bu doğa görüntüleri sırasında sabırsızlandığımı fark ettim. Özellikle günümüz gençliği olarak bazen hayatın hızına yetişmeye çalışırken bazı önemli şeyleri unutuyoruz. Mesela etrafımıza bakmak; ağaçlara, hayvanlara, gökyüzüne… Olağan yaşamın süratli çizgisinde hep bir geride kalma korkusu ile yaşıyoruz, hayatı bir yarış olarak görürken de aslında dünyayı güzel kılan bu detaylar gözümüzden kaçıyor. Çevremizden kopuyoruz, aynı filmdeki karakterlerin doğa ile aralarındaki bağların kopmaları gibi.
‘Bağlılık Hasan’da birçok farklı temaya değinmiş Kaplanoğlu: doğanın önemi, bürokrasinin işleyişi, tarım ilaçlarının doğayı katletmesi… Ancak temel olarak, insanı anlatmak istemiş filminde. Ne iyi ne kötü, ne iyi kahraman ne de kötü adam olan insanı, her tarafıyla insanı. Genellikle sinemada izleyiciler, sempati duyduğu ve sevdiği ana karakterler üzerinden filme bağlanırlar, ancak bir Semih Kaplanoğlu filminde bunu bulmak zordur. Ne bir aksiyon, ne hızlı geçen sahneler, ne de heyecan verici bir hikaye var ‘Bağlılık Hasan’da, ancak eğer insanı tanımak istiyorsanız, kendi ruhunuza doğru bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız ve kendinizden bir parça bulmak istiyorsanız, bu film sizin ihtiyacınız olan şeye sahip.”

Kaynak: Hüseyin Özcan

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.