Esma Şenol Yazdı: Dua…

Dua…
Kardeşleri tarafından karanlık kuyuya atılmış Yusuf (as )’a Cebrail (a.s) kuyudayken şu duâyı öğretti: “Allah’ım, ey bütün sıkıntıları gideren, ey bütün duâlara icâbet eden, ey bütün kırıkları saran, ey bütün zorlukları kolaylaştıran, ey bütün gariplerin sahibi, ey her garibin sahibi, ey kendisinden başka ilah bulunmayan, seni her türlü noksandan tenzih ederim.,

Balığın karnında karanlıklar içinde kalmış Yunus’ (as )’ın “La ilahe illa ente Subhaneke inni kuntu minezzalimin.”

Meali: “Senden başka ilah yoktur. Sen sübhansın. Gerçekten de ben zalimlerden oldum.”, duası …
Mağarada Ashabı kehfin (imanlarını koruma derdine düşüp mağaraya sığınmış yiğit gençlerin) Rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten veheyyi/ lenâ min emrinâ raşedâ(n)”
Anlamı: “…“Rabbimiz! Bize tarafından rahmet ver ve bize, (şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla!..”” diye niyâz etmişlerdi. (Kehf, 10) ,

Ashabı Rakîm’in ki onlar Kur’ân-ı Kerîm’de zikredilen “Ashâb-ı Rakîm”, İsrâiloğulları zamanında yaşamış üç gençtir. (el-Kehf, 9)
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, onların pek çok yönden ibretlerle dolu kıssasını şöyle anlatır:
“Sizden evvelki ümmetlerden üç kişi yola çıktılar. Yağmur başladı. Korunmak için dağdaki bir mağaraya sığındılar. Derken dağdan bir taş yuvarlandı ve mağaranın ağzını tamamen kapattı. Birbirlerine:
«−Vallâhi sizi buradan sadâkatten başka bir şey kurtaramaz. Onun için her biriniz sadâkatle yaptığı bir amelini vesîle edinerek Allâh’a duâ etsin!» dediler.
İçlerinden birisi şöyle duâ etti:
«–Allâh’ım! Anne ve babam çok ihtiyardır. Ben âileme, onlardan evvel bir şey yedirip içirmezdim. Günün birinde hayvanları otlatmak için uzaktaki bir ormana gitmiştim. Eve döndüğümde onlar uyuyakalmışlardı. Onlardan evvel âilece süt içmeyi hoş görmedim, anne babamı da uyandırmak istemedim. Elimde süt çanağıyla bekledim. Nihâyet gün ağarırken annem ve babam uyandılar ve sütlerini içtiler.
Allâh’ım! Eğer bu işi Sen’in rızân için yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar!»
Bunun üzerine taş bir parça açıldı, lâkin çıkılacak gibi değildi. İkincisi şöyle yalvardı:
«–İlâhî! Amcamın bir kızı vardı. Bir erkek, bir kadını ne kadar çok sevebilirse, ben de onu o kadar seviyordum. Onunla beraber olmak istedim. Lâkin teklifimi kabul etmedi. Birkaç sene sonra bir kıtlığa uğrayınca bana başvurdu. Kendini bana teslim ederse, ona yüz dirhem vereceğimi söyledim. Çâresiz kabul etti. Tam el uzatacağım sırada:
“–Allah’tan kork da haksız olarak mührümü bozma!” dedi.
Elimde imkân olduğu hâlde, Allah’tan korkarak ondan uzaklaştım. Verdiğim paraları da ona bağışladım.
Allâh’ım! Eğer bu işi sırf Sen’in rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz belâyı üzerimizden gider!»
Mağaranın kapısı bir parça daha açıldı, ancak yine çıkılabilecek derecede değildi. Üçüncü şahıs da şöyle duâ etti:
«–Allâh’ım! Ücretle birkaç amele tuttum ve ücretlerini verdim. Lâkin biri ücretini almadan bırakıp gitti. Ona vereceğim parayı çalıştırıp artırdım. Bir müddet sonra o adam yanıma gelerek:
“–Ücretimi ver!” dedi. Ben de:
“–Şu gördüğün deve, öküz ve koyun sürüleri senin ücretinden üremiştir, al hepsini götür!” dedim. O da:
“–Ey Allâh’ın kulu! Benimle alay etme!” dedi.
“–Seninle alay etmiyorum, hakîkati söylüyorum.” dedim. Bunun üzerine malları aldı ve hepsini sürüp götürdü.
İlâhî! Eğer bunu Sen’in rızân için yapmışsam, içinde bulunduğumuz belâyı üzerimizden defet!»
Nihâyet taş, mağaranın ağzından kaydı, onlar da mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler.” (Bkz. Buhârî, Edeb 5, Enbiyâ 53, Büyûʻ 98, İcâre 12, Hars 13; Müslim, Zikir, 100; Ahmed, IV, 274)
, Arş ı âlâdan (cennetten) iptilalar diyarı olan arza indirilmiş Âdem(as)’ın :”Rabbena zalemna enfüsena ve in lem tağfir lena terhamna, le nekunenne mine’l-hasirin” (Araf 7/23) Anlamı : “Rabbimiz! Kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz şüphesiz kaybedenlerden oluruz.”
tufandan kurtuluş için imdad dileyen Nuh (as)’ın
Allah Teâlâ onlara, gemiye bindiklerinde ve inecekleri sırada nasıl dua etmeleri gerektiğini öğretmiştir.
Gemiye binip yerleştiklerinde:
‎الْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي نَجّٰينَا مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ
(Elhamdulillahillezî neccânâ minel kavmiz zâlimîn)
“Bizi o zâlimlerin elinden kurtaran Allah’a hamdolsun” demelerini;
İnecekleri sırada da:
‎رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُنْزِل۪ينَ
(Rabbi enzilnî münzelen mübâreken ve ente hayrul münzilîn)
“Rabbim! Beni güvenli ve bereketli bir yere ulaştır. Çünkü, insanı gideceği yere ulaştıranların en hayırlısı sensin!”,

Kendine ezâ veren halkın zulmünden uzaklaşarak Rabbine sığınan Mûsâ’as ın Kasas Suresi -24 . Ayet
rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr(fakîrun). Mûsâ aleyhisselam rabbine sığınarak şöyle dua etti; “Ey Rabbim! Bana lutfedeceğin her türlü hayra muhtacım!” diyen,

Yüreğine evlâd acısı düşmüş Yâ’kub (as)’ın
“«Ben, sıkıntımı, keder ve hüznümü sâdece Allâh’a arz ediyorum.» dedi…” (Yûsuf, 86)
, Fir’avn sarayına hapsolmuş Âsiye vâlidemiz’in
“Benim için katında cennette bir ev yap, beni Firavun’dan ve onun kötülüklerinden kurtar, beni şu zalimler topluluğundan kurtar!” (et-Tahrîm 66/11) diye dua etmiş, bunun üzerine kaya parçası altında ezilmeden önce Allah ruhunu kabzetmiştir (Taberî, Câmiʿu’l-beyân, XXVIII, 110; Aynî, XIII, 47),
Ateşe atılacağı zaman
İbrahim as’ın duası “Hasbünallahü ve ni’ mel vekîl , ni’mel mevlâ ve nimen nasîr “ Türkçe anlamı: Allah bize yeter, O ne güzel dost , ne güzel yardımcı, O ne güzel vekildir
Onların dâr’a düşmek gibi ortak bir halleri ardı ve herbirinin dara düştüğü anda yaptığı dua ve niyazlarını Yüce Rabbimiz işitti ,kabul etti ve onları bulundukları halden kurtardı .
Onlar işte bu kelimelerle ve ahsen amelleri ile merhametlilerin en merhametlisi Rabbimize sığındılar da , Rabbimizin afvı , rahmeti ve merhametiyle darlıktan kurtuluşa mazhar oldular …
Rehberimiz mukaddes kitabımız Kur’an ı Kerîm ve örneğimiz ,muallimimiz Efendimiz Hz Muhammed (sav ) bize bunları haber veriyor hem de sadece bir döneme hapsetmiyor , çağlara veriyor mesajını … Dua , dua ,dua…
Bugün dardayız yâ Rabbi İslam ümmetinin has kulları darlık içinde ama Rabbine verdiği sözde durmanın bahtiyarlığı ve izzeti ile huzurla Rabbine koşmakta , bazı kulların da sana isyan ve seni nisyan ile şımarmış ruhu daralmakta…
Bütün nebîlerinin darlık hallerinde söylediği kelimelerle yalvarıyoruz ya Rabbi kurtar bizi darlıktan… Şehitlerinin masum yavruların hürmetine kurtar bizi darlıktan Amiiin!
Kaynak: Esma Şenol

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.