Ercan Çiftçi Yazdı: Uydurulmuş Tarih ve Uydurulmuş Bir Dini Anlayış: Şiilik
UYDURULMUŞ TARİH VE UYDURULMUŞ BİR DİNİ ANLAYIŞ: ŞİİLİK
Şiîlik; Sahabe-i Kiram gıybeti yapmanın dışında, sözde Hz. Ali taraftarı görünüp Müslümanlara zulmetmenin dışında hiçbir ilkesi ve ölçüsü olmayan, uydurulmuş bir tarih üzerinden uydurulmuş bir din ihdas ederek Mecusi-Zerdüşti geleneğini sürdüren ve İslâm ordularının yıktığı Pers-Sasani gibi devletlerin Farisi bir milliyetçilik anlayışı ile intikamını almaya çalışan “seküler” dinî bir mezhep…
Her tarafından iki yüzlülük, her tarafından ihanet, her tarafından çelişki, her tarafından efsane-bidat dökülen bir hadiseler ve fikirler yığını İran ve Şiîlik tarihi. Bir kaçını hatırlatacak olursak; Hz. Hüseyin’e gösterdikleri muhabbetin onda birini Hz. Hasan’a göstermezler. Çünkü onların gözünde Hz. Hasan hilafeti Hz. Muaviye’ye teslim etmiştir. Hz. Fatıma’dan öyle bahsederler ki, sanki Hz. Resulullah’ın tek kızı vardır. Oysa Allah Resulü’ün (Hz. Fatıma, Zeynep, Rukiye ve Ümmü Gülsüm) olmak üzere dört kızı vardır. Bilhassa Hz. Osman’a olan nefretleri o kadar fazladır ki, bu doğal olarak Allah Resulü’nün kızlarını ademe mahkûm etmek gibi acem takiyyeciliği ve ihanetini göstermektedir. Bakın bu uydurulmuş tarih ve uydurulmuş din nasıl bir mezhepçi holiganlığa yol açıyor.
“İran İslâm Cumhuriyeti”(!) sistematik olarak ta devrimin başlangıcından beri bir Şiî-Sünni iç savaşı çıkartmak için kışkırtmalarda bulundu. Birçok Cami tahrip edildi ve birçokları kapatıldı. Birçok Müslüman âlim ve Ehl-i Sünnetin önde gelen uleması bir dizi cinayetlerle öldürüldü, bunların birçoğu asılıp infaz edildi.
Anayasasında Sünniliğe yer vermeyen, Tahran’da tek bir Sünni camisinin yapımına müsade etmeyen, bakanlıklar, askeri, diplomasi, bürokrasi ve üst düzey önemli devlet makamların hiçbirinde Sünni vatandaşlara yer vermeyen Mezhepçi İran Şia Cumhuriyeti, Müslümanların üstünden hiçbir zaman kılıcını kaldırmadı, zulmünü bitirmedi. 13 Mart 2009’da birçok âlimi idam ettiği, 600 kapasiteli Ebu Hanife Camisi ve Okulunu 2008 yaz mevsiminde yerle bir ettiği gibi Şiî İran Devleti, Belucistan, Ahvaz ve Zahidan bölgesinde de Ehli Sünnet kesimlerini, önde gelen Sünni âlimleri sindirmeye, tutuklamaya, faili meçhul şekilde yok etmeye veya idam etmeye devam etti.
Bu arada hatırlatalım; Tahran’da 1 milyondan fazla Sünni yaşıyor; ancak bunların dini ibadetlerini yerine getirmek için bir tane bile camileri bulunmamaktadır. İranlı Sünnilerin Cuma namazlarını kamuya açık yerlerde kılmaları önünde engellenmektedir. Ehli Sünnet’in dini akidesi sürekli bir şekilde televizyonda, medyada, konferanslarda ve kamu açıklamalarında saldırıya uğramakta ve alimleri baskı altına alınarak susturulmaktadır.
Kaynak: Ercan Çiftçi
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024