EĞİTİM SİSTEMİ, UMUTLARI ÖĞÜTEN BİR MEKANİZMAYA DÖNÜŞMEMELİ
Anadolu Gençlik Derneği Edirne Şube Başkanı Abdülhamit İriş, yeni eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Ülkemizde eğitim politikalarının ekonomik politikalardan bağımsız olmadığını belirten İriş, mevcut sistemle eğitim veren okulların gençleri hayattan kopardığına dikkat çekti. İriş, “Kendi çıkarlarının peşinden koşan değil, başkalarının haklarını korumanın derdinde olan gençlere ihtiyacımız var” dedi.
Abdülhamit İriş açıklamalarına şöyle devam etti:
Öğretmenlerimizin, sistemden ve dayatmalardan kaynaklanan sıkıntıları aşarak çocuklarımızın ve gençlerimizin kalplerinde iyinin, doğrunun, faydalının ve adil olanın yer bulmasının gayretinde olacağına inanıyoruz. Ülkemizin ve dünyanın, adaleti, kardeşliği, paylaşmayı ve merhameti önceleyen; inancını ve kimliğini koruyarak başkalarının da hak ve hukukunu gözeten nesillere ihtiyacı var. Kendi tutumlarının peşinden koşan değil, başkalarının da haklarını korumanın derdinde olan gençlere ihtiyacımız var. Sabırlı ve azimli bir şekilde insanların hayrına çalışacak kadrolara ihtiyacımız var. İyi bir öğretmen, çatısı akan, sobası yanmayan, camları kırık bir okulda bile öğrencilerin kalbine dokunmanın gayretinde olabilir. Bize göre, atılacak en önemli adımlar gençlerimizin kalbi istikametindeki adımlardır.
HER ŞEYDEN ÖNCE MÜFREDATIN KENDİSİ PROBLEMLİ!
Eğitim hakkı, insan hak ve hürriyetlerinin vazgeçilmez bir unsurudur. Eğitimi yasal bir zorunluluk olarak görmekle, insan haklarının bir unsuru olarak görmek arasında büyük bir anlayış farkı vardır. Eğitimi yasal bir zorunluluk olarak görürseniz her türlü kimliğe ve inanca aynı ideolojiyi dayatan tek tip bir eğitim anlayışını ortaya koyarsınız. İnsanın varoluşuna dair kadim gerçeği yok sayan, köksüz ve pozitivist bir tarih anlayışını temel gerçeklikmiş gibi dayatan müfredatın her şeyden önce kendisi problemdir.
EĞİTİMİN KİMLERİN ELİYLE TASARLANDIĞINI İYİ BİLMEK LAZIM
Öncelikle farkında olmamız gereken bir gerçek var. Okullar ve üniversiteler ekonomik politikalarla sıkı bir ilişki içerisindedir. Bu ilişkinin farkına varmadan eğitimin politikalarının değerlendirilmesi eksik kalacaktır. Banka sahiplerinin sürekli büyüdüğü ve aynı zamanda yoksul ve yoksun insan sayısının da sürekli arttığı bir ortamda okullarımızda ve üniversitelerimizde kimlerin eliyle nasıl bir gelecek tasarlandığını görmemiz gerekir.
Çocuklar bizim çocuklarımız, gençler bizim gençlerimiz. Eğitim sistemi, insanların umudunu, ailelerin ve çocuklarımızın umudunu öğüten bir mekanizmaya dönüşmemeli. Gençlerimizi ne yarış atı haline getirmeliyiz ne de diplomalı plaza kölelerine dönüştürmeliyiz. Hepsinin bir değer olduğunun idrakinde olmalıyız. Biz her değişikliğe kötüdür demek durumunda değiliz ama her değişikliğin birkaç yıl içerisinde yeniden değiştirilmesinden endişe ediyoruz.
İSLAM’I BİLMEK DEMEK İSLAM’I YAŞAMAK DEMEK DEĞİLDİR.
Kur’an-ı Kerim dersinin ya da Efendimiz’in (sas) hayatının seçmeli ders olarak okutulmasını ya da İmam-Hatip Okullarının sayısındaki artışı elbette olumlu buluyoruz. Ama derslerin içeriğiyle dersin verildiği ortamın ve dersi veren öğretmenin de aynı dokusal bütünlüğün içerisinde olmasını arzuluyoruz. Diğer taraftan eğitim politikalarının ekonomik politikalardan bağımsız olmadığını belirtiyoruz. Eğer siz faizci kapitalist küresel ekonomik sistemin bir parçası olmuşsanız bunun doğal sonucu olarak eğitim politikalarınız da bu süreci işletecek kadroları yetiştirmeye ayarlıdır. Öğrencilere bazı değerleri öğretmekle öğrencilerde bazı değerlerin oluştuğunu görmek birbirinden farklıdır. Hele söz konusu İslam ise şunu altını çizerek belirtmek gerekir; İslam’ı bilmek demek İslam’ı yaşamak demek değildir.
Abdülhamit İriş, açıklamanın sonunda şunları kaydetti:
Sevgi diliyle konuşan öğretmenlerimiz ve velilerimizle eğitimin, karşılıklı bir etkileşim olduğu bilinci içinde çocuklarımızla gönülden gönüle sevgi ve bilgi bağı kurmanın öneminin farkındayız. Çocuklarımızın kişilik gelişiminde, yeteneklerinin keşfinde iş birliği içinde çalışırken sadece akademik başarıyı hedeflemek yeterli değildir. Eğitim verirken; yüksek insani değerlerimizi geleceğe taşımak için akıl ve bilginin yanında; sevgi ve hoşgörü daima olmalıdır. Başarılı bireyler yetiştirirken aynı zamanda, bunu değerlerine sahip çıkan bir kişilikle tamamlamamız çok önemlidir.
Bizler Anadolu Gençlik Derneği olarak “Bir yıl sonrasını düşünüyorsanız bir tohum ekin, 10 yıl sonrasını düşünüyorsanız bir fidan dikiniz, 100 yıl sonrasını düşünüyorsanız bir insan yetiştiriniz” anlayışı ile hareket ediyoruz ve bugün misyonu ve vizyonu ile bütün insanımızı kucaklayan, teknolojiyi kullanan, ilmi akademik seviyeli çalışmaları ile insanımızdan aldığı gücü yine onların istifadesine sunan özelliği ile çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Yeni eğitim ve öğretim yılının öğrencilerimize, öğretmenlerimize, velilerimize, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diler, sağlık ve başarılarla dolu olarak geçmesi temenni ederim.
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024