“Çingene/Romanlar, Kendi Sosyal Gerçekleri ile Yüzleşmek Zorundadır”
Özel bir televizyon kanalında yayınlanan “Üç Kuruş” dizisi, Roman toplumunda tartışma ve hoşnutsuzlukla karşılanırken Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği, konunun farklı bir boyutuna dikkat çeken yazılı bir açıklamada bulundu.
Adı geçen dernek başkanı Turan Şallı; “Romanların derdi, “Üç Kuruş” TV dizi değildir!.. Şunu da unutmamak adına; Çingene/Romanlar kendi sosyal gerçekleri ile yüzleşmek zorundadır. Çingene çalgısı ve algısı üzerinden kırılganlık ve alınganlık duygularından kurtulmamız gerekir.
Bugün geldiğimiz nokta; önyargıların içinde sıkışmışlıktan öte, derin yoksulluğun içine doğru yol alıyoruz. Bunların konuşulmasına, çözüm üretilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Sosyal felâket kapıda.” dedi.
Şallı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“ROMANLARIN DERDİ ‘ÜÇ KURUŞ’ TV DİZİSİ’DEĞİLDİR!
Türkiye toplumunun sosyokültürel, ekonomik anlamda en düşük sosyal statüye sahip tarihsel adıyla Çingeneler, ana akım medya’nın ticari kazanç olarak Çingene/Romanları konu alan televizyon dizileri, sinema filmleri olduğu kadar, edebi eserlere de konu olmuştur. Çizilen Çingene karakterler olumlu yönde kullanılmaya çalışılsa da genelde olumsuz önyargıların tekrarına da zemin hazırlayabilmektedir. Bunun son örneği; daha önceden iddialı tanıtım fragmanı ile öne çıkan ve Özel bir televizyon kanalında ’ÜÇ KURUŞ’ isimli Televizyon dizisinin birinci bölümün yayınlanmasından sonra İzmir CHP milletvekilimiz Özcan Purçu, basın açıklaması ile dizinin Çingene imgesinin kurgusallığın olumsuzluğuna dikkat çekmesi yerinde bir düşünce olmuştur. Şunu da unutmamak adına; Çingene/Romanlar kendi sosyal gerçekleri ile yüzleşmek zorundadır. Çingene çalgısı ve algısı üzerinden kırılganlık ve alınganlık duygularından kurtulmamız gerekir.
Bugün geldiğimiz nokta; önyargıların içinde sıkışmışlıktan öte, derin yoksulluğun içine doğru yol alıyoruz. Bunların konuşulmasına, çözüm üretilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Sosyal felâket kapıda.
‘Üç kuruş’ tanımı halk dilinde ‘değersiz’ anlamında kullanılmaktadır. Bunun diğer bir farklı anlamı ‘buçuktur’ o da millet olamamadır. Türkiye toplumunun sosyal statüsü en düşük olan Romanlar, derin yoksulluğa doğru sürüklenmektedir. Bizim derdimiz ‘üç kuruş’ televizyon dizisini aşmış durumdadır.
HUKUKEN ‘ÇİNGENE’ KELİMESİNİ KULLANMAK SUÇ DEĞİL.
Vekilimiz Özcan Purçu, “Hani Çingene kelimesini kullanmak yasaktı ?” sorusunu gündeme getirmiştir. Çingene kelimesini kullanmak hukuken “yasak” hükmü içermemektedir. 2014 yılında yasal şikâyete konu olan ‘Çingene’ kelimesi, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince; onur, şeref ve saygınlığı, rencide edici boyutta olmadığı yönünde bir kararı bulunmaktadır. Hukuken ‘Çingene’ tanımı içinde hakaret ve nefret söylemi içermiyorsa suç teşkil etmeyeceği’ şeklinde bir görüşü bulunmaktadır. Roman tanımı ‘toplumsal anlamda üst kimlik kazanmak’ olarak açıklanabilir. Ancak yine de Çingene imgesini saklamaya yetmez.
Gerçekleri saklamamak gerekirse; Biz Çingene veya Romanları toplumun dışına iten nedenleri kendi iç dünyamızda sorgulamamız gerekir. Kırılganlık ve alınganlıklarımız sorunlarımızı asla çözüme kavuşturmuyor. Özellikle kamusal alandaki olumsuz davranışsal özellikler, söylem dili, Çingene imgesine dönüştüğü çok görülmüştür. Türkiye’de yaşayan biz Çingene veya Romanların derdi ‘üç kuruş’ tv dizisi değildir. Derin yoksulluğun içinde kaybolmamaktır. Çingene çalgısının algısından kurtulmak için kendisini ister Çingene, ister Roman olarak tanımlayanların ortak mücadelesi ile olumsuz algılar azaltılabilir. ”
Haber MERKEZİ
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024