Makaleler

Fevzi Çakmak ta bir Sabetay mıydı? FEVZİ ÇAKMAK ve KÜÇÜK HÜSEYİN EFENDİ’NİN BÜYÜK SIRRI FETÖ’nün Beyaz Türkler yani Sabetay tarafından

Yalnızlık Allah’a mahsustur, geleneğimizde, “yalnızlık” denilince bu sözle insanın yalnız yaşayamayacağı mı ifade edilir yoksa yalnızlığın övünülecek bir durum olduğu

Çoğu zaman, söz anlatmaktan aciz kalır manayı… O mana EDİRNE’dir. Sadece yaşanır belki de .. ve YAŞANMALIDIR. SİZ DE BİR

Sensizliğin verdiği ıstırabı, hüzne katık kılan ben, ruhumun acılarını, kederle kararak, şiirime aksettirirken, dayanılmaz sıkıntılar karşısında gurbetin kahrını çekip, seninle

Selatin camilerimiz azamet ve sekinetin bir araya geldiği kutsal mekanlardır. Azamet ruhu yükseltir; sekinet ona dinginlik verir. Câmi, cem’ olunan

” İki gözüm var iki böbreğim İstersen birini paylaşalım Şehirleri sevdiğimi biliyorsun Gel beraber gezip dolaşalım ” M. Ali Abakay

Bir İlim Adamının Unutulan İsmine Rahmetle Arada bir gezip dolaşmak lazım… Bulunduğunuz şehirde bilinmedik çok mekân vardır, insanın kendi ilgisine

Edirne’mizde adı hala anılan ve her daim anılacak olan “iz bırakan” valiler vardır: Görevi başında amansız bir hastalığa yenik düşen

İnsan su gibidir ve ulaşabildiği her yere sızar. Temiz su, kirli yerleri temizler, kirli su temiz yerleri kirletir. Bazı sular

Ey Can!.. Gece, çirkinlikleri ortadan kaldıran örtüdür, aydınlık oluncaya kadar. Ey Can!.. Kış, yağan karla siyahlıkları örter, her yer bembeyazdır

Öğrencilerden 15 kişilik bir grup öğretmenleri eşliğinde Baykar Makine’yi ziyaret eder. Haluk BAYRAKTAR,  İHA sürecini anlattığı esnada İHA’nın üzerine 8-17

Bu yıl, alakalı- alakasız bir çok il ve ilçede kitap fuarları ekim ve kasım 2021’de kitap okurlarını bekliyor. Biz, ŞEHİR

Resul ve sıdk… On dört asır öncesi. Yeni bir peygamber çıktığına dair söylentilerle bütün Arabistan çalkalanıyor. Tevrat’ta ve İncil’de bahsedilen

Allahım babacığımı aldığında, küçüktüm… Öğrendim ki, sen de daha doğmadan babasız kalmışsın… İşte o zaman,  yetimliğini sevdim. Altı yaşında iken,

Şehir konusunda duyarsızlığımız gittikçe artarken, insanın yaşam alanı oldukça daralıyor. Şehir/ler/de İnsan yalnızlığı, tüketim çılgınlığı ve kendi kendine ayakta durma,

Hz. Peygamber’in doğum günü… Bir şükrün ifadesi olarak belirtmeliyim ki, doğum günü pastası kesme gibi absürtlükler yok oldu veya iyice

Daima ” Ben” diyen kaybetmiştir, kişi güçlü olsa da. Güçlü olan haksızlığını ” Ben” ile örtbas ettikçe ” Biz” ortadan

bir şubat soğuğunda………………………….şiir ve yalnızlığım gelir aklıma soğuk gününde bir şubatın ekmeksiz susuz köşesinde odanın ellerim bana ait değil ayaklarım