Bakan Gül: Çocuğun bir eşya gibi icraya konu olmasını kabul edemeyiz

‘Mağdur ve İnsan Odaklı Adalet Anlayışı Seferberliği’ Edirne’den başladı
Bir dizi ziyaretler için Edirne’ye gelen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ilk olarak kentteki bir otelde düzenlenen ‘Mağdur Odaklı Adalet Buluşmaları’ toplantısında konuşma yaptı. Pratik sonuçları ve çözümleri arayıp benimsediklerini belirten Bakan Gül, bu kapsamda ele alacakları meselenin başında çocuk teslimi geldiğini ve çocuğun bir eşya gibi icraya konu olmasını kabul edemeyeceklerini söyledi.
Mağdur Odaklı Adalet Buluşmaları toplantısında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Mağdur Hizmetleri Birimi’nin kurulduğunun müjdesini veren Bakan Gül, mağdur ve insan odaklı adalet anlayışı için seferberliği Edirne’den başlattıklarını vurguladı.

Bakan Gül, Edirne’den Kars’a kadar 84 milyon görüşü, düşüncesi, siyasi anlayışı, mezhebi, yaşam tarzı ne olursa olsun hepsinin hukukunu, hakkını en yüksek standarda taşıma, yükseltme ve koruma kararlılığında olduklarını vurguladı. Adliyenin kapısının adaletin kapısı olduğu anlayışıyla çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, kapıdan giren kim olursa olsun, bu kapıdan adaletle çıkmasının, temel görevleri olduğunu aktardı.

“O acı tabloların son bulmasını sağlayacağız”

Boşanma sırasında veya sonrasında sürecin en masum bir o kadar da kırılgan ve örselenen tarafının çocuklar olduğunun altını çizen Bakan Gül, Ayrılmış çiftlerden anne baba arasında kalan çocukların maruz kaldığı o acı tabloların son bulmasını sağlayacaklarını vurguladı.

“Çocuğun bir eşya gibi icraya konu olmasını kabul edemeyiz”

Suça karşı önleyici ve tedavi edici politikaların geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını belirten Bakan Gül, bu konuda yetişmiş insan kaynağı, mevzuat altyapısı ve kurumsal kapasite bakımından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çok önemli adımlar attıklarını ifade etti.

İki tarafı yormadan, işi yokuşa sürmeden ve sürüncemede bırakmadan pratik sonuçları ve çözümleri arayıp benimsediklerini söyleyen Bakan Gül; “Bu kapsamda ele alacağımız meselelerin başında yine çocuk teslimi meselesi gelmektedir. Çünkü çocuğun çok üzülerek söylüyorum bir eşya gibi icraya konu olmasını kabul edemeyiz. Bu konu çok hassas ve önemlidir. Dünyanın her yerinde de ya polis ya icra gibi, belli bir kurum devlet otoritesi çerçevesinde çocuk diğer tarafa gösterilmediği zaman devreye girmektedir. Gösterdiğinde medeni bir şekilde onu görüp tekrar teslim ettiğinde sorun yok. Sorun gösterilmediğinde çıkıyor ve burada da devlet mekanizması devreye giriyor. Ama biz diyoruz ki ‘Bu devlet otoritesi icra kanalı ile olmasın.’ İcra Müdürlüğü değil Mağdur Hakları Merkezi ile uzman arkadaşlarımız eşliğinde psikologlar, pedologlar, sosyologlar, çalışmacılarla arkadaşlarımızla yine valiliklerimizin koordinasyonunda bu konudaki uzmanlar marifetiyle bu çocuk teslimini, çocuk teslim merkezleri de oluşturarak sağlamayı hedefliyoruz ve bu konuda da netice alacağımıza inanıyoruz” şeklinde açıklamada bulundu.

Çocukların tesliminin devlet otoritesi icra kanalıyla olmaması gerektiğini vurgulayan Bakan Gül, çocuk teslimatının ‘Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü’ kanalı ile yapılmasını hedeflediklerini aktardı.

Adalet hizmetleri verilirken ortaya çıkan eksiklikler görüşüldü

Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri’nin adliyedeki bütün mağdurların eli, kolu ve gözü olacağını aktaran Bakan Gül, mağdura adalet hizmetleri verilirken ortaya çıkan eksiklikleri yapacakları toplantıda değerlendireceklerini belirtti.

Toplantıdan çıkacak sonuçların çok değerli olacağını ifade eden Bakan Gül; “Kolluk hangi konuda tıkanıyor, hangi talepleri var, ne gibi sorunlar yaşıyor, uzmanlarımız hangi sorunları yaşıyor? Özellikle ihtisaslaştırmaya çalıştığımız yargısal çalışmalarda diğer kurumlarda ne gibi ihtiyaç var ve bunlar bir mevzuata mı, uygulamaya mı ya da başka bir teknik ihtiyaca mı bir yeterlilik duyuyor, ihtiyaç duyuyor? Bunların analizini hep beraber yapacağımız önemli bir toplantıda şimdiden başarılar diliyorum. Tüm bu toplantılar gerek Edirne’miz, gerekse tüm Türkiye’deki mağdura yönelik yaklaşımlarımıza da sahada önerileri alacağımız değerli bir toplantı olacaktır, fırsat olacaktır” ifadelerine yer verdi.

“Mağdurun hakları korunmalı”

Kendi çocuğunu görmek için icraya yatırılan paranın kabul edilebilir bir durum olmadığını savunan Bakan Gül, bu durumu da sona erdirecek çalışmayı, kendi çocuğunu görmek için icraya para yatırma uygulamasının sona ermesini sağlayacaklarının altını çizdi.

Mağdur hakkının temel unsurlarından birinin mahremiyet hakkı olduğuna değinen Bakan Gül, mağdurun ifşa edilmemesi ve özel hayatının korunması hakkının hiç bir suretle elinden alınmaması gerektiğini aktardı.

Mağdur haklarının çiğnenmemesi gerektiğini dile getiren Gül; “Mağdur hakkının temel unsurlarından biri mahremiyet hakkıdır. Ancak üzülerek görüyoruz ki bazı basın yayın organlarında, sosyal medyada hatta bu alanda faaliyet gösteren kimi STK’lerde bu hassasiyet paylaşılmıyor. Bunu üzülerek görmekteyiz önemle hatırlatmak isterim ki çocuğun üstün yararının ya da bir mağdur kadının özel hayatının veya kişisel verilerinin hiçe sayıldığı paylaşımlar, haberler, görüntüler insan onuruna ve hukuka aykırıdır. Bu konuda herkesi daha dikkatli ve özenli olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Kamuoyunun takip ettiği soruşturma ve davalarda adalet ve hukuk adı kullanılarak adaletin ve hukukun ihlal edildiğine tanık olduklarını hatırlatan Bakan Gül, adaleti yerine getirecek olanın yargı mensupları olduğuna değindi.

“Reyting uğruna kişilerin geleceğini çalmaya kimsenin hakkı yoktur”

“Etkileşim almak, reyting yükseltmek için adalet kavramının kullanışlı bir araç haline getirilmesini kabul etmediklerinin altını çizen Bakan Gül; “Mağdurun kişilik haklarını özel hayatını ihlal ederek o kişinin, o çocuğun gelecekte bir hayatı olacağını düşünmeden kişisel verilerini paylaşarak geleceğini çalmaya kimsenin hakkı yoktur. Adaleti yerine getirecek olan, titizlikle tüm delilleri araştıran, gecesini gündüzüne katarak hakikat peşinde koşan mağdurun da sanığın da haklarını gözeten yargı mensubudur. Kolluğun, adli ve idari personelin emekleridir. Onların da bir ana, baba, eş kardeş olduğunu hatırımızdan çıkarmayalım. Onlarında vicdanları kanatan olaylarda, toplumun her kesiminin paylaştığı duyguları, kolluk görevlimiz de uzmanımız da yargı mensubumuz da paylaşmaktadır. Türkiye bir hukuk devletidir, kurumlarıyla, kurallarıyla, kanunlarıyla, bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde yargı delile bakar, dosyaya bakar, anayasaya bakar. Bu kapsamda süreç hukukun üstünlüğü çerçevesinde işler” şeklinde konuştu.

“Uzayan süreler kişilerde mağduriyet oluşturuyor”

Milletin yargıdan beklentisinin adil bir kararın makul bir sürede verilmesi olduğunu aktaran Bakan Gül, Türk milleti adına karar veren Türk yargısından bu beklentinin en doğal hak olduğuna değindi.

Bazı davalarda uzayan sürelerin kişilerde mağduriyet oluşturduğuna dikkat çeken Bakan Gül, bu konuda akla gelen ilk örneğin boşanma davaları olduğunu belirtti.

Boşanmalarda tazminat, velayet kusur tespiti ve diğer usuller nedeniyle davaların yıllarca sürmekte olduğunu ifade eden Bakan Gül, bu süreçte tarafların birbirini örselediği gibi asıl mağdurun çocuklar olduğuna dikkat çekti.

“Tek celsede boşanma olacak bir modelle ilgili çalışma yapıyoruz”

Boşanma davalarındaki hukuki prosedürü kısaltacak bir model üzerinde çalışmaların sürdürüldüğünü dile getiren Gül, Boşanmak isteyenlerin hâkim huzuruna geldiğinde her iki tarafında istemesi halinde tek celsede boşanabileceği bir modelle ilgili çalışma yaptıklarının müjdesini verdi.

“Kadına şiddete tahammülümüz yok”

Boşanma süreçlerinde kadına yönelik şiddet olaylarının yaşanabildiğini ve bu duruma tahammül edilemeyeceğinin altını çizen Gül, Kadına karşı şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket edildiğini

Anımsattı.

Boşanma sürecinde kadınların şiddete maruz kalmalarına yol açan olayların çok sık yaşandığını müşahede ettiklerini ve gördüklerini belirten Bakan Gül; “Kadına şiddet konusunda en küçük bir tahammülümüz ve en küçük bir şekilde toleransımız yoktur, olamaz. Nerede olursa olsun, ne şekilde yaşanırsa yaşansın kadına karşı şiddetle mücadelede en güçlü bir şekilde tavrımızı, kararlılığımızı ve mücadelemizi kesintisiz bir şekilde sürdüreceğiz. Mücadele etmeye devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi Meclis kapanırken 4. Yargı Paketi’nde boşanmış eşe karşı işlenen suçlar ve şiddetlere yönelik bir artırım getirdik, müeyyidesini artırdık. Yine bu çerçevede elbette sıfır tolerans ilkesi, şiddeti önleyici tedbirleri de yine ayrıca sürdüreceğiz” dedi.

Bu konuda önemli uygulamalardan birinin elektronik kelepçe olduğuna dikkat çeken Bakan Gül, özellikle kadına yönelik şiddette, tekrarlanma riskinin yüksek olduğu konularda, elektronik kelepçe tedbirine hükmedildiğini ifade etti.

“Daha demokratik Türkiye için yolumuza devam edeceğiz”

Mağdur odaklı adalet anlayışıyla hareket ederek mağdurların örselenmelerinin önüne geçmeye çalıştıklarını anlatan Bakan Gül, mağdurların mağduriyetlerinin sona ereceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan iki temel politika belgesi olduğunu belirten Gül; “Yargı Reformu Strateji Belgesi, güven veren ve erişilebilir adalet için ve yine İnsan Hakları Eylem Planı, burada da özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik Türkiye için yolumuza devam edeceğiz” dedi.

“Bir mağdurun gözünün yaşının silinmesi, yaralarının sarılması çok değerlidir”

İnsan odaklı perspektifle bu çalışmalara ve bu mevzuat değişikliklerine sahip çıkılması çağrısında bulunan Bakan Gül; “Bir mağdurun gözünün yaşının silinmesi, mağdura el uzatmanız en değerli işlerden biridir, onların yaralarının sarılması. Bu konuda da başarılı olacağınıza her türlü gayreti gösterdiğinizi ve göstereceğinize inancımız tamdır. Adli görüşme odalarından biri de Edirne’de bulunmaktadır. Yurt dışında görülen örnekler artık ülkemizde başlamıştır. Adli görüşme odalarında yine çocuk ve kadının bir daha örselenmesinin önüne geçici uygulamalar hayata geçmiştir. Edirne’de de vardır ve aldığım bilgiye göre bugüne kadar 231 görüşme buralarda yapılmıştır. Yani 231 insan örselenmemiş, tekrar o anı yaşamammış, bu çok değerlidir. Bundan dolayı hepinize tüm yargı mensuplarımıza, uzmanlarımıza, kolluğumuza, emeği geçen kurum temsilcilerimize teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

edirnehaber

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.