BABALAR GÜNÜ MÜ DEDİNİZ? Ömer ERBIYIK YAZDI: EVİN ÖKSÜZÜDÜR BABALAR

Evet bütün evlatlar bu yazımı mutlaka okumalıdır.
*
Babalar en kutsal varlıklar olan annelerin gölgesinde kalan gizli kahramanlardır.
*

Evin en öksüzü , en yalnızı, en kimsesizidirler.
O hep güçlü olmak zorundadır. Onlar asla zayıf olamazlar .
Çünkü onlar evin kahramanı olmak zorundadırlar.Onlar ağlayamazlar.
Çünkü onlar erkektir, babadırlar.
Hep kahraman olmak, kahraman kalmak zorundadırlar.
Sanırsınız ki o babalar et ve kemikten yaratılmamışlardır.
Ne sevdiğini gösterebilirler , ne de sevilmek istediğini.
*

Batan gemiyi en son terk eden de yine babalar değil midir?
Titanik faciasında yaşananları hatırlayalım.
Ölüme terk edilenler de onlardı.
*

Baba evde yokken varlığı aranan, varkende varlığı ağır gelen adamdır.
Hayatlarını ailelerine adamış olsalar da ;
Ne eşine ,
Ne de çocuklarına ,
Ne kendi ailelerine ,
Ne de eşinin ailesine yaranabilirler.
Hep arada kalırlar.
O yüzden ailelerde hep dayılar, teyzeler sevilirler .
Amcalar , hele ki halalar pek bilinmezler genelde.
*

Hep annelik yüceltilir. Ayıp olmasın diye de yanına babalık eklenir.
ANNELER GÜNÜ HER ZAMAN ÜZERİNE BASILA BASILA VURGULANIRKEN,
DUYURULURKEN, KUTLANIRKEN,
“BABALAR GÜNÜ” UNUTULUR GİDER.
Ya da ayıp olmasın diye şöyle böyle geçiştirilmez mi?
*

Bir çocuk düştüğünde düşen çocuğun hiç ;
“Babam” dediğini duydunuz mu hiç?
Babası yanında olsa bile bile “anam,anam” diye ağlar.
*

Evet evin en yalnızıdırlar babalar.
Bu yüzden en son babalar duymaz mı?
Aile içi yaşanan bazı hususlar ya saklanır, ya babaya yalan söylenir.
Yada baba ile paylaşma gereği dahi duyulmaz.
*

Babanın ailede en fazla sevdiği birey eşidir.
Tabiki çocuklarını da çok sever .
BİR BABANIN ÇOCUKLARINA YAPABİLECEĞİ EN BÜYÜK İYİLİK ONLARIN ANNELERİNİ SEVMEKTİR.
Eşinin ise en sevdiği çocuklarıdır.
En büyük aşk evliliklerinde dahi böyle değil midir?
Evet baba en çok eşini sever.
Eşi en çok yavrusunu sever.
Yavrusu ise ;
En çok kendi eşini , yavrusunun eşi ise en çok kendi yavrusunu sever.
Bu süreç böyle devam eder gider.
Bu durum ”Doğanın gereğidir” der babalar .
Kendilerini de böyle avuturlar.
*

Bir konuda çocuklar haksız olsa bile analar babaya karşı hep çocuklarını savunmazlar mı?
Çocuklarının yanlış kararlarında dahi çocuklarının yanında yer almazlar mı?
*

Babanın iyi bir işi olması , çok para kazanması gerekir.
Bir de az kazanıyor mu, yandı demektir o baba.
İşte o zaman eşinin, çocuklarının dırdırlarından kurtaramazlar kendilerini.
Biraz amiyane olacak ama ;
Evin eşeğidirler yani.
*

Her dışarı çıkışında ;
“Eve bir şey lazım mı?” diye evin soranı da onlardır.
Giymeyip giydiren,yemeyip yedirenidir.
Yeni çıkan şeyleri eşine, evlatlarına alan kendisi eskilerle idare eden değil midir baba?
*

Anne ya da çocuklar işsiz olabilir.
Ama baba işsiz olamaz. Erkek çalışır .
Ama tersi durumda erkekten bile saymazlar o babayı.
Evin geçimini sağlamak zorundadırlar.Hem de şartlar ne olursa olsun.
Dışarıda , işinde karşılaştıkları onca güçlüklere rağmen eve gelince birazcık kafa dinlemek isterken bile çoğu kez evde eşinin dırdırlarını çekmek,
Çocukların sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalmazlar mı?
*

“Ayşe hanımın, Hale hanımın beyi eşine şunları almış.
Bilmem şu lüks yerlere her hafta yemeğe gidiyorlarmış.”
“Haberin var mı Ahmet bey eşinin altına lüks bir araba almış.”
Sorular böyle devam eder gider.
*

Ya çocuklar?
“Babacığım ,Selim’in, Didem’in babası var ya, her hafta bunlara bilmem şu kadar haşlık veriyormuş.
Harca harca bitiremiyorlar.
Hep lüks Cafe’lere takılıyorlar.Ama ben onlara durumumuzdan dolayı pek takılamıyorum .”
“Selim okula babasının ona aldığı arabayla geliyor.Didem’e de babası liseyi bitirince istediği arabayı alacakmış.Haberin var mı?”
Babanın cevabı;
“Yavrum,hanım isterseniz bizden bir alt durumda olanları bir düşünseniz, halimize şükretseniz iyi olmaz mı?”
“Hanım ,yavrum ben memurum, emekliyim .Ama benin kazancın ise şu kadar. İmkânım olsa bende size vermez miyim, almaz mıyım”
Evet;
Bunları duyan hanımın ve evlatların babaya bakışları bir anda sertleşir.
*

Baba belki ağlamak ister onların yanında. Ama yapamazlar.
Dirayetli olmak zorundadırlar.
Belki bir köşeye geçip yalnız ağlarlar.
Babaların gözyaşları çok nadir akar.Hep içlerine atarlar.
Dalar giderler çoğu zaman.
Neyi düşündüğünü sorduğumuzda dudakları titrer , susarlar o zaman.
*

Ama her sıkıştığımızda ilk aranan kişi değil midir babalar?
Anneler olaylara duygusallıkla, babalar mantıkla yanaşırlar.
Bir baba yüz öğretmene bedeldir.Meyvesi olmasa bile gölgesi yeter.
Baba çocukların güvenerek yaslandıkları dağ değil midir?
Unutmayınız ki;
“Ömürlerinizin en güzel çağı annen ve babanızla olanıdır.”
*

Varsın kalmasın babandan bir ev yada villa.
Bırak olmasın fazlasıyla para ya da bir araba.
Takma bunları kafana.
Baba getirdiyse evinize helal bir lokma.
Mutlu etmez mi bu sizi ey Derya ve de Fatma.
*

Özellikle kız çocukları için baba kelimesinde çok özel anlamlar vardır.
Bir kızın sevdiği ilk adamdır baba.
Bundan sonra tanıyacağı tüm erkekleri babalarının özellikleriyle karşılaştırırlar.
Kızının ilk aşkı babası olsa da, büyüyünce kızının gönlü başka gençlere kayar.
En acısı ise yıllarca gözünden bile koruduğu ,
Gözünde güzeller güzeli o kızı gönlünü bir gence kaptırır.
Gelir adamın biri alır elinden.
*

Birinin ona yan gözle bile bakmasına dayanamayan baba, teslim eder bir başkasına o biricik kızını.
Babasına bin bir naz yapan o kız ise artık sevgilisinin, eşinin her dediğini yapan birisi oluverir birden.
*

Hele ki bazı kızlar vardır ki yeri geldiğinde babasına;
“Hadi be moruk” demeyi de bazen ihmal etmecektir.
Babasının hiç bir şeye değişmeyeceği böyle kızların gözünde baba artık işe yaramaz bir moruktur artık.
Kızlar belki eşlerinin kraliçesi olmayabilirler.
Fakat her kız yaşı kaç olursa olsun babalarının PENSESİ’dirler.
*

Evde yıllarca babası ile evde anlaşamayan, babaya muhalif olan ,özgürlüğünü elde etmeye çalışan oğlununa gelince ;
Onu ise hiç de sorma.
Babayla birçok konuda çatışan ,bazende kafa tutan o oğul nişanlısının ,eşinin yanında süt dökmüş kedi gibidir.
Yeri geldiğinde babanın verdiği parayla dahi bir ekmek getirmeye erinen o delikanlı ,
Artık eşi bir şey isteyecek diye ağızının içerisine bakan bir genç oluvermiştir.
”Emret aşkım , emret sultanım” sözcükleri eşine karşı bir bir ağızından çıkan bir delikanlıdır artık.
Babanın yemeyip yedirdiği ,giymeyip giydirdiği ,okutmak için her türlü fedakarlığa katlandığı o evlat için her şey kendi eşidir artık.
*

Halbuki babanın topladığını EVLATLARI SAÇAR.
Bir baba 10 evlada bakar da, 10 evlat bir babaya bakamaz.
BABANIN DUASI, HİÇ BİR ENGELLE KARŞILAŞMADAN, ALLAHIN HUZURUNA ÇIKACAĞINI DA HİÇ BİR EVLAT UNUTMAMALIDIR.
Babasının duasını alamayan hiç bir zaman iflah olmaz.
*

Bazı evlatlar babasının kıymetini bilmezler .
Ama babalarını kaybettiklerinde ise kıymet bilecek bir baba bulamazlar artık.
Evlat sahibi olduklarında o eski babaya karşı hataları film şeridi gibi geçer gözlerinin önünden.
“Seni çok özlüyorum babam” dersiniz.
“Ne olur bu gece rüyama gel ,saçlarımı okşa “ dersiniz.
“Sevgine öyle muhtacım ki “ diye seslenirsiniz.
Ama bir daha o baba yoktur artık.
*

Biliniz ki ;
Dünyada yaşayan bir baban, bir annen varsa,
Bayramdan bayrama da olsa gidip elini öpebiliyorsan ,BU HAYATTA ÇOK ŞEYİN VAR DEMEKTİR.
*

Babanın hiç büyümeyeceğini düşündüğü ,
Hiç bir karşılık beklemeden bütün sevgisini verdiği o yavruları göz açıp kaparcasına geçen sürede büyümüşler , birer birey olmuşlardır.
Ama o evlatlar ne kadar büyüselerde , ne kadar babalarına terslikler yapsalar da baba gözünde halen küçücük birer evlattırlar.
Ölünceye kadar duaları, maddi ve manevi desteği yine evlatlarının üzerinde olacak,
Baba gözünde o evlatlar hep küçücük kalacaklardır.
*

Baba diyardır.
Baba ocaktır.
Baba yârdır.
Kapıdır baba.
Sırtınızı dayadığınız dağdır.
Darda kaldığında yüz sürebileceğin bir eşiktir.
Sevincine dertlerine ortaktır.
Kah gürler, kah ışıldar.
Kimi zaman kaşları çatık olsa da yüreği sen için çarpan bir sırttır baba.
Gözyaşlarını omuzunda dindirebileceğin,
Dizine başını huzurla koyabileceğin güvenilir bir limandır baba.
Evlat babanın kıymetini bilmelidir.Gün gelir yanağını değil toprağını öpersiniz.
*

BİLİNMELİDİR Kİ BUGÜNE KADAR ÜRETİLEN HİÇ BİR NAVİGASYON CİHAZI BİR BABANIN EVLATLARINA GÖSTERDİĞİ KADAR DOĞRU YOLU GÖSTERMEYİ BECEREMEMİŞTİR.
Şu husus unutulmamalıdır ki;
“Babalar soğuk görünür .
Ama sıcaklığı öldükten sonra bile hissedilir.”

Bütün babalara şükranlarımı sunuyorum.

Sizler büyük insanlarsınız!

Ömer ERBIYIK

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.