Ali Kırlı Yazdı: Kızgınlıktan Doğan Öfte Üzerine

KIZGINLIKTAN DOĞAN ÖFKE ÜZERİNE
Gün, bugün olarak mecliste yaşanan bir istenmeyen talihsiz olay üzerine bazı konuları işlemek aklıma geldi. İnsan öfkelenince elbette sağlıklı bir düşünce içinde olamaz.
Bu gibi durumlar, gerek aile içinde gerek iş yerlerinde gerek trafikte gerek siyasi tartışmalarda ve parlemento-mecliste gerek dernek, parti bir takım teşkilat çalışmaları içinde yaşamış olduğumuz hayatın bir çok yerlerinde karşımıza çıkıyor.
Öfkesine yenilip nefsine uyanlar, bir çok çalışmaların zorlaşmasına kendileri yani kendimiz vesile oluyoruz.
Sonuç olarak, yerine göre aynı davanın aynı partinin adamları kendi aralarında münakaşa ve fitne kapılarını açmış oluyorlar.
Bilhassa siyasi çalışmalarda ayrı parti içinde olanlar ile ve yine karşımızdaki kişilerin ayrı düşüncelerine karşı bir öfke ve kızgınlık içinde cevaplar vermeye başlayınca bu gibi kişileri dışlamış ve uzaklaştırmış, onları kendimize daha bir düşman hale getirmiş oluyoruz.
Bu bakımdan, bazı kişiler bazı gerçekleri duymamış veya bilmiyor olabilirler.
Bu gibi kişileri, daha en son söylenecek sözü ilk baştan söylediğimiz zaman bu sözler o kişilere çok ağır geldiği için bizden kaçıp gidiyor.
Bir başka misal ile daha İslamın A sını bilmeyenlere İslamın Z sini anlatınca yine karşı tarafı elimizden kaçırmış oluyoruz bu manada karşı taraftaki kişinin kültür yapısı ve yetiştiği çevreye çok dikkat etmek ona göre bir cevap vermek gerekir küçük bebek süt içer, mama yer onun önüne her türlü yemek koyunca biz sanıyoruz ki o bebek için çok güzel bir ziyafet çektik. Bu gibi misalleri elbette çoğaltabiliriz.
Bir avcı bile avına yaklaşırken yavaş yavaş hiç bir ses çıkartmadan yaklaşır, hatta yere bastığı adımına atacağı zaman yerdeki bir çöpün çıt demesine bile dikkat eder.
Bu bakımdan öfke ile her hangi birisine bir cevap verdiğimiz zaman aradaki köprüler yıkılır bunun yerine araya buz dağları oluşur ister istemez bir soğukluk meydana gelir.
Oysa dinimiz İslam, bazı konularda ümit verici olun hoş görü içinde müjdeci olun diye buyurmaktadır.
Bu bakımdan, her hangi bir kimse ile tartışma ve münazara yaparken onların kalplerini kazanmanın yollarını aramamız gerekir.
En başta İslam kardeşliği Müslümanlık hukukuna çok dikkat etmemiz gerekir.
Bir Müslümanın bize buğz etmesi kızgınca bakması kafirin bize gülümsemesinden daha hoş, iyi gelmesine inanmamız gerekir.
Söz, bir oka benzer demiş atalarımız, yayından çıktı mı artık geri gelmez ok yarası iyileşir dil yarası iyileşmez derler. Dava adamları olarak söz ve hareketlerimize çok iyi dikkat etmemiz gerekir, birçok sosyal medya tartışmalarında sabırla ve düşünerek hiç acele etmeden kendi fikir ve düşüncelerimizi cevap vermemiz yerinde bir davranış olur.
Bu dava kendi kendimizi tatmin etme davası değildir. Biz istiyoruz ki karşımızdaki kişiler, bir gün içinde değişip bizim konuştuklarımızı kabul etsinler bizim gibi düşünsünler.
Allah cc isteseydi, bütün insanları aynı düşünce seviyesinde yaratırdı bunun sonucu olarak herkes aynı şeyleri düşünür ve hiç bir ihtilaf meydana gelmezdi fakat sonuç olarak bir çok ilim dallarında teknik ve gelişmede hiç bir ilerleme olmazdı bu yüzden bazen ihtilafda rahmet vardır, deriz. Bir davada çalışmak mücadele etmek çok büyük bir sabır ister.
Bu bakımdan konumuz olan ÖFKE hakkında bir yerde bulmuş olduğum bir yazıyı ek olarak paylaşıyorum:
ÖFKE
…..Öfkeyi doğru ifade etme becerisini “öfke kontrolü” olarak adlandırabiliriz. Peki, bu kontrolü sağlamak kolay mıdır? Öfke kontrolü nasıl sağlanır?
Öfkeyi kontrol etmenin amacı, insanın bu duygusunu saldırgan davranışlara dönüştürmeden, kendisine ve çevresine zarar vermeden doğru olarak ifade etme becerisini kazanabilmesidir. Peki, bu kontrolü sağlamak kolay mıdır? Yetersizlik, acizlik, kıskançlık, korku, endişe, yalnızlık, itilmişlik ve de anlaşılamamak öfkeyi ortaya çıkaran duygulardır. Öfkenin kaynağı olan bu duyguları paylaşabildiğiniz, anlayabildiğiniz ve doyurabildiğinizde aktarımı da daha olumlu olacaktır.
Amacınız öfkeyi tamamen yok etmek değil, öfkenin aktarımında çevrenize zarar vermesini önlemektir. Öfke, doğal ve geçici bir duygudur, her insan yaşar. Önemli olan sinirinizin ve öfkenizin saldırgan davranışlara ve kine dönüşmemesidir.
HAKLIYKEN HAKSIZ DURUMA DÜŞEBİLİRSİNİZ
Öfkenizi kontrol edemezseniz,
haklı olduğunuz durumda bile haksız duruma düşebilirsiniz. Sinirinizi doğru bir şekilde ifade edememeniz, geri dönülmesi imkansız durumlara ve pişmanlıklar yaşamanıza sebep olabilir. Öfkenizi sağlıklı bir biçimde aktarabilmek için önce kendinizi tanımanız ve isteklerinizi bilebilmeniz gerekir. Duygularınızı açıkça ifade edebiliyor ve sorumluluklarınızı biliyorsanız, olumsuz duygularınızı da karşı tarafa sağlıklı bir biçimde aktarabiliyorsunuz, demektir.
ÖFKENİZİ KONTROL ETMENİN YOLLARI
• Öfkenin sağlıklı bir şekilde ifade edilebilmesi için öncelikle bazı farkındalıkları kazanmanız gerekir. Ne istediğini bilen, duygularını tanıyan ve düşüncelerini tespit eden insan, hislerini de doğru bir şekilde ifade eder.
• Öfkeli olan insan, olayları istemeden abartılı ve çarpıtılmış olarak algılar. Öfkenin hangi düşünceyle arttığını ve azaldığını gözden geçirin. • Olumsuzluk ifade eden ve öfke uyandıran “Asla” ya da “Her zaman” gibi sözcükleri zihninizde yakalamaya çalışın. Bu sözcüklerle başlayan cümleler kurmak, öfkelendiğinizde haklı olduğunuzu düşünmenize yol açar. Durumla ilgili yargıyı koyduğunuz için de problemin çözümüne katkıda bulunmaz. Öfkeli insanlar genellikle
düşünmeden yargılama ve bu yargıları yönünde davranma eğilimindedirler. Öfkeli olduğunuzda önce yavaşlayın,
gösterdiğiniz tepkileri gözden geçirin, aklınıza gelen ilk şeyi söylemeyin, asıl söylemek istediğiniz şeyi düşünün, karşınızdaki kişinin söylemeye çalıştıklarını dinlemeye ve anlamaya çalışın, hemen cevap vermeyin. Öfkenizin altında yatan gerçek düşünceyi bulmaya çalışın. O ortamdan bir süre uzaklaşıp, sakinleşmeye çalışın. Kendinizin ve karşınızdakinin öfkesinin kontrolden çıkmasına izin vermeyin. Derin nefes alıp verme egzersizleri yapıp, sakinleştirici durumlar hayal etmeye çalışın.
Bu sırada kendinize “Sakin ol!” ya da “Gevşe!” diyerek telkinlerde bulunun. Unutulmamalıdır ki, öfke duygusunu yok edemeyiz, mutlaka öfkelenmenize sebep olacak olaylar yaşanacaktır. Yaşamda her zaman için engellerle, kayıplarla ve istemediğiniz durumlarla karşılaşma olasılığınız vardır. Bunu değiştirmek imkansız. Olaylara bakış açınızı değiştirmek sizin elinizdedir. Bakış açınızın değişmesi, olayların sizde yarattığı öfke duygusunu taşınabilir boyuta indirgemenize ve doğru biçimde ifade etmenize yardımcı olacaktır.….
Kaynak: Ali Kırlı

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.