Bay Önder Arpacı’yı Takdimimdir.
Sayın Okur, baştan itiraf edeyim de yazımı okuma zahmetine katlanmayın. İşte, itiraf ediyorum: Ben Milli Eğitim Sisteminin işleyişinden anlamam. Bilmediğimi de bilirim ve “Fes’elü ehlez-zikri in küntüm la ta’lemün” yani, “Bilmediğinizi bilenlerden sorunuz” ayet-i kerimesi emri mucibince(gereğince) bilmediğimi bilenlerden sorarım. Nitekim, bu yazıyı karalarken epey bir bilgi edindim ve tereddüt ettiğim yerleri de yine sordum. Bu girizgahtan sonra “Bay Önder Arpacı’yı sizlere takdimim” e başlayabilirim, sanırım. Hala, Edirne Kulisini okuduğunuza göre demek ki, baştaki itirafımdan sonra yazımı okumaktan vazgeçmemişsiniz. E, hadi öyleyse başlayalım takdime!
Bay Arpacı, bildiğiniz gibi Edirne İl Milli Eğitim Müdürü Oluyor.
‘Yaşlı editörüm’ Ali Süzen, biliyorum bu sözümden hoşlanmıyor ama realite de bu! Allah kendisine sağlık, sıhhat, moral ve mutluluk ve uzun ve bereketli ömür nasip etsin! Bu hayır duamdan sonra umarım ‘yaşlı editör’ dediğim için beni affeder.
Ali Süzen, istese de benden bir şey gizleyemez. Çünkü; ondan bir an bile ayrı kalamıyorum. Ne yapsa, kimine konuşsa ve telefonuyla mesajlaşsa bile benim gözümden hiçbir şey kaçmaz, kaçamaz. Zaten o da bunu çok iyi bildiği için gizleme zahmetine girmez.
Dün akşam ona whatsaap’tan, bir öğrencisinden mesaj geldi. Şöyle diyordu mesajda öğrencisi: “Allah ın selâm rahmet ve bereketi üzerinize olsun. Sağlık âfiyet huzur bereketli ömür niyaz ediyorum Rabbim’den. Sürekli bir gayret bir çalışma azminize hayranım. Mümin duyarlıliğınızla eksik veya yanlış gördüğünüz durumlara müdahil oluyorsunuz. Haber yapıyor gündem oluşturuyorsunuz. Hocam sizi gıptayla takip etmeye çalışıyorum mâşaallah… Dün aldığım bir bilgiyle afalladım korktum ümitsizlik çukuruna düştüm adeta. Ben şartları, mevzuatı bilmem. Lâkin hele bu dönemde gözbebeğimiz İHL’ lere bizim mahalleden olmayan kişilerin müdür atanmasını, müdahale edilmemesini içime sindiremiyorum. İl milli eğitim, ilçe milli eğitimdeki arkadaşlar niçin var? Hiç mi adam kalmadı da İHOrtaokuluna bir türkçeci bayan müdür atandı. Bunun sonuçlarını, önünü arkasını nasıl düşünemez de müdahale etmezler. Birkaç yıla kalmaz manen kapalı olan okullarımızın maddî olarak da kapısına kilit vururlar… ögrencisizlik bahanesiyle başka okula devrederler. Çok üzgünüm çılgınca koşarcasına dünyevileşiyor, aşınıyor gelecek nesillerimizi elimizden kaçırıyoruz… daha da acısı bunun gamını tasasını ızdırabını duymaktan bile fersah fersah uzağız. Akşamdan beri rahatsızdım sizi görünce geçmişteki mücadele, çalışma ve fedakârlıklar aklıma düştü. Kolay kazanılmadı şuanki imkânlar… Rabbim yâr ve yardımcımız olsun. Derdimi paylaşmak istedim. Hakkınızı helâl edin. Rabbim’e emanetsiniz, selâmlar hürmetler.”
Peki, bu mesajı alınca Ali Süzen ne mi yaptı? İşte o anı kaçırdım sayın okur! Belki de sessiz sessiz gözyaşlarını içine akıtmıştır. Benim, gözümün her an onun üstünde olduğunu bildiği için benden uzaklaşıverdi. ‘Benim de kalbim var, ben de insanım’ aa,
bu eski bir şarkının sözlerinden bir bölüm değil miydi? Aman, neyse ne işte o üzülünce benim üzülmemem mümkün mü?
Sabah olunca editörümün yüzüne dikkatlice baktım. Geceyi keyifli geçirmediği, geçiremediği her halinden belliydi. Zaten duygusal adam. Kurucu Müdür, daha doğrusu okulun atanan asil ilk müdürü olan Ali Süzen, 11 yıl geceli, gündüzlü emek verdiği, arsasını da devletten (Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nden) satın aldığı, tamamen hayırsever vatandaşların bağışlarıyla devlete kazandırdığı 4 katlı 500metre karelik okul binasında ikinci sınıfta yanlış hatırlamıyorsam 20 öğrenci, birinci sınıf kayıtları ise 15 öğrenci ile kapanmış bir okulu, kolay mı 200-250 öğrenciye çıkarmak!
100 kontenjanlı devlet parasız yatılı kısmını açıp önce dernek yurduna aldığı öğrencileri, 6 ay sonra sınavla devlet parasız yatılı kısmına geçirmek ve böylece İHL’den mezun olana kadar o öğrencinin iaşe-ibate(yedirip içirme, yatacak yer temin etme)’sini bedavaya getirip kitabını, defterini harçlığını, elbisesini devletin karşıladığı okumak isteyene kolaylıklar zincirine eklemesi, az şey midir? Tabii, o bunlardan bahsetmeyi pek sevmez ama dedim ya ben yakinen biliyorum.
Sonra ne mi yaptı?
Tabii ki, bu konuda en yetkili merciye; Edirne İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Dr. Önder Arpacı’ya whatsaap’tan o kendisine gelen ve onu çok, çok üzen mesajı aktardı:
“[8.09 11:40] Ali: Sayın Müdür,
[8.09 11:40] Ali: Bu WhatsApp mesajı
[8.09 11:41] Ali: Bana, bir öğrencimden
[8.09 11:41] Ali: O, aynı zamanda
[8.09 11:42] Ali: …. İHL derneği yönetiminde
[8.09 11:42] Ali: Bir açıklamanız olacak mı olmayacak mı?
[8.09 11:43] Ali: Yayımlanmak üzere
[8.09 11:43] Ali: www.edirneyiseviyorum.com’da”
Peki, Bay Arpacı ne cevap verdi?
Bir cevabı olsaydı herhalde cevap verirdi, değil mi sayın okur?
Ya da Ali Süzen Hoca’yı kaale almadı Bay Doktor Arpacı!?
Almasın, aldırırlar kaale Ali Süzen’i ya da onu hafife almanın, cevap vermeye bile değer görmemenin, bu yılların eğitimcisi değerli editörümü muhatap bile kabul etmemenin maddi olmasa bile manevi bir cezası, manevi bir tokadı olmayacak mıdır sizce?
Bence olacaktır, bundan hiç kuşkunuz olmasın!
Sendika ağası ile sendika ağasının karısını Edirne’mizin en güzide okuluna, Fen Lisesi’ne müdür tayin edip güya sırtını sağlam yere dayadığını zanneden Bay Arpacı!
Al takke, ver külah! Ahbap, yarenlerini oraya buraya, seçkin kurumlara müdür atarken veya atanmasına ön ayak olurken duyumlarıma göre Sayın Vali Bey’den bile fırça yemişsin! Unutma ki, yerin kulağı, pardon Mim Ali Terzioğlu’nun kepçe gibi kulakları vardır.
İşte, sana hodri meydan diyorum Bay Arpacı!
İmdi, bundan böyle dosyanı aralamaya başlıyorum.
Bil bakalım dosyada neler var?
Bilirsin, bilirsin ama bilmemezlikten gelirsin!
Ama iş işten geçti ve Pandora’nın Kutusunu bana açtırdın!
Bekle gör, bak bakalım neler çıkacak!?
Şimdilik, burada keseyim ama o sendika ağası kılıklı, ebedi şef konumundaki Eğitim Bir-Sen Edirne İl Temsilcisi, ben “Dalgıç” kıyafetimi giydim. Sen de “Dalgıç”lığı biliyorsan, ki bilmen lazım Saros orada!
Sana da TERZİOĞLU Ali .M hodri meydan diyor.
Çünkü; Terzioğlu olarak ben, yıllarca Er Meydanı KIRKPINAR görmüş adamım.
Ne var yani KIRKPINAR görmüşsen, sanki biz görmedik mi?
Diyorsun, öyle mi?
E, hodri meydan, o zaman!
Şimdilik, esen kal sevgili okur!
Allah’a emanet olunuz.
Dua eder, dua bekleriz, efendim!
09 Eylül 2021, Edirne
Kaynak: M. Ali TERZİOĞLU
- Edirne Ticaret Borsası Altın Çağını Yaşıyor! - Eylül 26, 2021
- Edirne Kulisi Huzurlarınızda Veli-Der - Eylül 20, 2021
- Şovmen Müdür Ertan Çekiç Hakkında Soruşturma Açılmalıdır - Eylül 15, 2021
Bilgilendirmeniz için Allah cc razı olsun.
Edirne denince aklımada halen çağ kapatıp çağ açan Fatih Mehmet Hanın doğduğu evin bir otel olarak kullanıldığı geliyor. Bu durumdan çok rahatsızız. Bazı arkadaşların iddiasına göre o binada doğmadığı ama o levha orada halen asılı.