M. Ali TERZİOĞLU YAZDI: DALDAN DALA

Bir Kırkpınar’ı daha geride bıraktık. Kırkpınar’ın başlangıcı Cuma günü Selimiye Camii’nde kılınan Cuma namazı iledir. Camide, başta güreşseverler olmak üzere güreşçiler, Kırkpınar Ağası, Vali ve Belediye Başkanı dahil diğer erkan bulunur. Yani, camiye her yönüyle Kırkpınar’ın ruhu siner, sinerjisi dolar Kırkpınar’ın…
O nedenle vaiz, vaazında hatip hutbesinde bu ruhu daha da canlandırmak için konu olarak güreşten, yiğitlikten, Kırkpınar’dan bahsetmek durumundadır. Beklenti budur, icabı budur… Gel gör ki Edirne Müftülüğü, özellikle hutbede rutinin dışına çıkamamış, havayı koklayamamış, Ankara’da hazırlanan hutbeyi okumak, sonunda da birkaç cümle ile konuya değinmek durumunda kalmıştır. Rahmetli Müftü İbrahim Koçaşlı, bu heyacanı, bu ruhu, bu coşkuyu daha da arttırıcı hutbe verir, centilmenlik ve dürüstlük duygusunu pekiştirirdi. Velhasıl; Edirne Müftülüğü iyi bir sınav verememiştir.
Kırkpınar’ın ev sahibi Edirne Belediyesine gelince…
Kırkpınar’da seyirci sayısının üçte bir oluşu, festival kısmının olmayışı belediyenin işini kolaylaştırmış, 2. döneminde olan Başkan Recep Gürkan, tecrübesiyle bu organizasyondan yüz akıyla çıkmıştır.

Fırtınalı sel felaketine gelince…
Tam anlamıyla Edirne’miz iki defa doğal afet yaşamıştır. İlkinde editörüm Ali Süzen de nasibini almış ve Bosna Köyü yolunda kavaklığa parkettiği aracına, devrilen kavak ağacı isabet etmiş, sol çamurluğunu ve kaputunu değiştirmek durumunda kalmıştır. Ne şanslı adam değil mi ama… Edirne ilindeki yaklaşık 165 bin araçtan sadece onunkini bulmuştur kavak ağacı devrilecek yer olarak! Şaka bir yana bu ciddi olayı hafif atlatmıştır sayın editörüm. Kendisine bir kez daha geçmiş olsun diyorum.
Peki, belediyemiz ne durumdaydı sel felaketlerinde?
İlkinde zaten yağış çok değildi. Yollara devrilen ağaçlar da belediye ekiplerinin zamanında müdahalesi ile kaldırılarak yollar açılmıştır. İkincisinde ise şiddetli fırtına ile sağanak yağmur 20 dakikada Edirne’yi felç etmiştir. Buna ne altyapı dayanır, ne üst yapı! Siyasi rakiplerinin bu olayı altyapı eksikliğine bağlamalarını Başkan Gürkan, ” siyasi ahlaksızlık” olarak nitelendirmiştir ki tamamen haksız da değildir. Ne var ki; zamanında rögar ızgaralarının temizliğinin yeterince sıklıkla yapılmamış olması, su basmanı seviyesinden aşağıda bulunan yerlere işyeri ruhsatının verilmiş olması ve selden sonra cadde ve sokaklardaki çamur birikintilerinin yıkanmaması, kuruyunca toz olarak insanımızın istifadesine(!) sunulmuş olması belediyenin eksiklikleridir.

Yollara gelince…
Yol mu varki Edirne’de diyesi geliyor insanın. Tam bir rezalet… Tabii ki sanayideki oto tamircileri ve oto yedek parçacı esnafı bu durumdan son derece memnun olması lazım çünkü işleri kat ve kat artmış durumda. Şaka bir yana Edirne’mize gelen ziyaretçilere bu durumu anlatmakta cidden güçlük çekiyor insan. Belediye ne yapıp etmeli, bu duruma acilen çözüm bulmak durumunda olmalıdır. Aksi halde aracı arızalanan her vatandaş belediyeyi sorumlu tutup tazminat davası açsa yeridir. Eski ve yeni Sanayi Sitelerindeki yollar ise yıllardır felaket! Hiç mi Başkan Gürkan’ın yolu sanayiye düşmez! Düşmüyorsa bile ya danışmanlar ne iş yapar?
Yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım: Başkan Gürkan rögar kapaklarının yol seviyesinde olması konusunda çok hassas ve bu konu bir şehrin gelişmişlik seviyesinin neredeyse ölçüsüdür.

M. Ali TERZİOĞLU
20 Temmuz 2021, Bosna Köy/Edirne

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.