MİSAFİR KALEMLER-HAYRETTİN KARAMAN YAZDI: ÇINARIMIZI KURUTMAYALIM

Bizim de derdimiz buydu. Bunun için çırpınıyorduk, hala da çırpınıyoruz! (Ali Süzen)

Çınarımızı kurutmayalım

Hayrettin KARAMAN
01 Tem 2018, Pazar

Osmanlı devletinin kuruluşu sırasında Osman Gazi’nin Şeyh Edebali’nin evinde gördüğü rüya rivayeti meşhurdur? Osman Bey rüyasında, koynuna bir ayın girdiğini ve o anda göbeğinden bir çınar ağacının çıkarak gölgesinin dünyayı kapladığını, gölgesinin altında dağların olduğunu, dağların dibinde suların çıktığını, kiminin bu sulardan içtiğini, kiminin bahçesini suladığını kiminin de çeşmeler akıttığını görür. Osmanlı Devleti’nin tarihi bu rüyanın açılımı gibidir. Milletimiz Anadolu’ya diktiği bu ulu çınarla asırlarca insanlara adalet ve merhamet suyu dağıtmıştır.

Allah Teâlâ’nın rahmeti gazabına galip olduğu için kullarının günahlarına, hatalarına, nankörlüklerine rağmen lütuflarını esirgemiyor. İşte bu lütuflardan biri de sevgili Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Ak Parti’nin şahsında, kesilip yakılan Osmanlı çınarının yeniden filizlenişi olmuştur.
Bu iktidar yalnızca Türkiye’de yaşayanların değil, dünyanın neresinde olursa olsun zulme uğrayan; baskı, işkence, gasıp, sömürü, tecavüz… altında inleyen insanların ümitleri haline gelmiştir.

Bu iktidarın bir özelliği de birçok okuryazar tarafından “İslamcı” olarak kabul edilmesidir. İyi veya kötü niyetle Ak Parti’yi İslamcı hareketin temsilcisi ilan edenler yüzünden bu iktidarın yapıp ettikleri İslamcılığın, İslam’ın ve Müslümanların not hanesine yazılmaktadır.

Ak Parti iktidara gelmeden önce sözde demokrasi ile yönetilen ülkemizde Müslümanların din hürriyetleri iyice kısıtlanmış, başkalarının hayatlarına müdahale etmeksizin Müslümanca yaşamak ve toplum içinde böylece var olmak isteyenlere dünya dar getirilmişti. Derin ve şümullü inkılablar şöyle dursun, İmam Hatip Okullarından mezun olanların üniversite tahsiline geçişlerinde adil davranılması, inancı gereği başını örtenlerin hak ve özgürlüklerden mahrum edilmemesi, çocuklarına İslam dersi ve eğitimi aldırmak isteyenlere imkan tanınması gibi küçük talepler bile şiddetle reddediliyor, laiklik bahanesiyle demokrasi, insan hakları ve özellikle din hürriyeti katlediliyordu.

Baskı altında bunalmış halkımız Ak Parti’yi iktidara getirdi, Ak Parti vaadlerini bir bir yerine getirmeye başladı, manevi alanda mevcut şartlarda yapabileceği kadarını yapmak için gayret gösterdi, maddi alanda da yar ve ağyarın kabul etmek durumunda kaldıkları hizmetlere imza attı.

Kimi sakallı kimi hacı, kiminin eşleri örtülü, namazlı ve niyazlı görünen ve “İslamcı Ak Parti” teşkilatında yer alan, parlamentoya milletvekili olarak giren, yine Ak Partili görünerek ve iltimaslardan yararlanarak devlette görev alan, partiyi kullanarak iş, imtiyaz, kredi, ihale, teşvik alan… önemli sayıdaki kişilerde görülen günahlar, ayıplar ve kusurlar yüzünden o güzelim çınarımız hastalandı, yaprakları sararıp dökülmeye, içine de de kurtlar düşmeye başladı.

Son seçimde Recep Tayyip Erdoğan’a gösterilen ilgi, sevgi, vefa ve destek yanında partiden esirgenen oylardan ilgililer ve sorumlular ders almazlarsa çınarın kuruyup devrilmesi -Allah korusun- kaçınılmaz hale gelecektir.

Şahsi menfaatlerinden başka amaçları ve dertleri olmayan, Parti’nin herhangi bir yerine işini görmek için sokulmuş bulunan sineklerden bir şey beklenemez; onlarla ilgili olarak yapılması gereken şey ilk fırsatta kovulmalarıdır.

Milletimizin, bütün insanlığın hayrına olan medeniyetini ihya ve değerlerini hayata iade davasının aracı olarak düşündüğümüz, bu sebeple sevip desteklediğimiz bu siyasi hareketin başında, tertemiz, ilk günkü kadar heyecanlı ve canlı, gecesini gündüzüne katarak hizmet için çırpınan bir başkanımızın ve çevresinde hala bozulmamış, ahlaklı, davasına bağlı bazı insanlarımızın bulunması bir şanstır ve ümitli olmak için önemli bir sebeptir.

Şimdi çınarımızı kurtarmak için başkanımıza, onun yanındaki salih ve sadık adamlarına düşen önemli vazifeler, almaları gereken hayati tedbirler var:

Kötü niyetli ve kusurları istismar ederek partiyi yıpratmak isteyenler olabilir, ama iyi niyetli, hiçbir şahsi beklentisi olmayan, yalnızca kötüye gidişin engellenmesi için düşünen ve düşündüklerini dile getiren (özeleştiri yapan) pek çok insanımız da var. İşte bu insanlarımızın mutlaka dinlenmesi, yazdıklarının okunması gerekiyor.

Partiye sızmış, önemli yerlere gelebilmiş ahlaksız çıkarcılar mutlaka temizlenmelidir.

İslam evet imandır, ibadettir, ama onun çok önemli bir temeli de ahlaktır ve edeptir. İslâmî görünüm (gösteriş) içinde ahlaki kusuru olanlar yalnızca partiye değil, İslam’a ve Müslümanların imajına da kötülük yapmaktadırlar. Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma, devlet otoritesini kendi menfaati için kullanarak servet edinme, işi ve imkanı ehline değil, ortak menfaati olanlara verme… ahlaksızlığın önemli örnekleridir. Parti içine sızmış, iktidarın imkanlarını kullanan, istediğini aldığı sürece dost görünen, alamadığında düşmanla işbirliği yapacağı şüphesiz olan bu ahlaksız asalaklardan çevrenizi temizlemekte gecikmeyin.

Millete hizmeti ön planda tutmayan, yerini korumaktan başka bir derdi ve faaliyeti olmayan kimselere imkan vermeyi sürdürmeyin.

Sevgili Başkan,

Mümkünse her şehirden gayr-i resmi olarak beş altı iyi kişi seçin, bunları yalnızca siz bilin; bu “iyi” den maksadım “güzel ahlakı ile tanınmış, bilgili ve ehliyetli, iktidardan hiçbir beklentisi olmayan” kişilerdir. O şehrin ve çevrenin doğru bilgisini bunlardan alın. Aday seçiminden imkan tahsisine kadar önemli tasarruflarınızda teşkilattan ziyade bu kişilerin raporlarına güvenin.

Sevgili Başkan,

Mevcut insan kalitemiz sebebiyle işinizin zor olduğunu biliyorum. Sizi biraz teselli edebilecek bir anekdot var:

Bir edepsiz adam Hz. Ali’ye gelmiş, onun yönetiminden şikayet ve kendisine “Senden öncekiler ne iyi idiler, başımıza gelenler hep senin kötülüğünden geliyor” diyerek hakaret etmiş. Hz. Ali ona şu cevabı vermiş: Bunlar benim kötülüğümden olmuyor; Ebu Bekr’in yanında ben vardım, Ömer vardı, Osman vardı… Ömer’in yanında da biz vardık, benim yanımda ise sen ve benzerlerin var, olanlar bundan oluyor.”

Ne yapalım, elbise yapmak için mevcut kumaşımız budur, ama kumaşın sağlam yerlerini kullanarak da sağlam bir elbise yapabiliriz vesselam.

Yeni Şafak Gazetesi’nden alıntıdır.

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.