Naim KARAMAN: BAYRAM
Sevgili dostlar. Size, “Bu bir aşk bayramıdır” demek geliyor içimden. Muhabbet ve sevgi tarafı ağır basıyor da onun için… Hz. İbrahim dedemiz, Celâl ve Azamet sahibi Mevlâ’mızı öylesine sevmiş ki, uğrunda hiçbir insanın yapamayacağı fedâkârlığı göze almış; oğlu İsmail’i kurban etmiş. Bugün, her hangi bir insan bu işi yapsa katil olur. İbrahim, defalarca rüyada kendisini bu işi yaparken görmüş. Peygamberlerin rüyası, diğer insanların rüyasına benzemez. Yusuf’un daha peygamber olmadan gördüğü, geleceğin mutluluğunu anlatan rüyası gibi…
Allah ile peygamberleri arasında çok özel bir anlayış ve anlatış biçimi vardır. Peygamberliğin doğasına has bir algılama biçimi ve sadakat vardır; ciddiyet vardır. Aynı rüyanın peşpeşe üç defa görülmesi Cenâb-Hakk’ın, Hz. İbrahim’i ciddi bir imtihandan geçirmek istediğini anlatıyor. Dostun dostla iletişimini sağlayan özel şifreleri, İbrahim’i bu işi öyle algılamaya itiyor. İbrahim, kulluk gayretinde o kadar ciddi ve derinlerde ki, tereddüt bile etmiyor; nihayet kararını veriyor… Teslimiyetle bıçağını bileyliyor, tereddüt göstermeden çalıyor, ciğer paresinin boynuna. Lâkin İbrahim için ateşe “yakma!” emrini veren irade, bıçağa da bütün bileyilenmişliğine rağmen “kesme!” emrini yetiştiriyor. Ne kadar çaldı etti ise de, bıçak bir türlü İsmail’i kesmiyor…
Oğul İsmail, daha o yaşta gönlü Allah sevgisi ile dolmuş bir sevgili kul. Allah O’na da babasına lutfettiği fıtratı vermiş, sevgilisinin uğrunda göze almayacağı hiçbir kahramanlık yok. Duyguları, algılamaları itibari ile babası ile aynı kodlara, aynı anlayış derinliğine sahip. Aynı şifreler O’na da verilmiş. Babası, rüyasını anlattığı zaman, sanki bunu bekliyormuş gibi: “Emrolunduğun şeyi yap babacığım, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın!” diyor, Mina’da. İnsanlık tarihinin ve medeniyetimizin en kutlu olayı, İlâhî aşkın, sevenlerle sevilen arasındaki esrarengiz cilvesi tecelli ediyor. Ve gâipten bir ulu kurban zuhur ediyor. Sadece İbrahim ile İsmail’e değil, insanlığın bütününe bir ulu ikram bu… Helâl olan, insan kanı değil. Allah’ın insan kulları için yarattığı kurbanlar, hem helâl olacak hem de gücü olanlara kurban kesmek vacip olacak. Kesenler, İbrahim ile İsmail’in erdiği sevaba ve ululuğa erecek, mutlu olacak, murada erecek. Dualar, dilekler kabul olunup bütün günahlar af edilecek!
Buradan anlıyoruz ki Allah’a ulaşacak olan, kurbanın kanı değil insanın takvasıdır; sevgisi ve aşkıdır; çünkü ameller niyetlere görevdir. Azamet ve Celâl sahibi Allah mümin kulları için zorluk degil, kolaylık diler. Bir gün evvelden teşrik tekbirleri ile ululamaya başladığımız O güzel Mevlâ’mız için, ertesi gün kurbanlarımızı takdim etmeye, ihlasla nefislerimizin zincirlerini teslim etmeye başlıyoruz. Nefsimizi çiğniyor, teslim olma irademizi canlı tutan ruhlarımızı besliyor, kulluk irademizi güçlendiriyoruz.
Allah devamını getirsin, tamamına erdirsin! Kazasız, belâsız bir aşk ve muhabbet bayramı yapmayı nasib etsin! Gelin, bizi büyüten atalarımızı, analarımızı, büyüklerimizi ziyaret edelim! Dualarını alalım, gönüllerini hoş edelim! Bütün akraba ile, komşularla münasebetlerimizi yenileyelim! Bayram ikliminden faydalanarak, küs olduğumuz kardeşlerimizle barışalım. Eski dostları hatırlayıp arayalım! Sevgiye bir dikiş daha atalım! Unutmayalım ki, bayram ne kadar sevinme bayramı ise, daha da çok sevindirme bayramıdır. Çocukları, gençleri sevindirelim ki, yarın onlar da bizleri ve başkalarını sevindirsinler. Kurban Bayramı’nız mübarek olsun! Haydi tekbirlerle başlayalım: “Allahu Ekber! Allahu Ekber! Allahu Ekber!” diyerek ve siz devam edin… Sevgi ve selâmlarımla… Kardeşiniz Naim
Medinecik
23.10.2012
Not: Naim Karaman (1941-2014) hukukçu ve İstanbul Merkez Vaizi. Rahmete vesile olsun, inşallah! (A. Süzen)
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024