TAKKECİ İBRAHİM AĞA VE CAMİSİ VE HİKAYESİ
Takkeci İbrahim, adından da anlaşılacağı gibi takke örüp satarak geçimini sağlamaktadır.
Ama bir hayali, dileği vardır…
“Yarabbi! Bana zenginlik İhsan eyle de bir cami yaptırabileyim!”
İstanbul’da yaşamaktadır…
Boğaz’da yalı değildir, derdi.
Ama takke örüp satmakla nasıl zengin olacak ve cami yaptıracak!
O, dua etmeğe devam eder…
Bir gece rüyasında; “Bağdat’ta iki salkım üzüm nasibin var, git onu al!” Diye bir ses işitir.
Önemsemez.
İstanbul nire, Bağdat nire!
Nasıl gider? İki salkım üzüm için o yol çekilir mi?
Arka arkaya, hatta aynı gece tekrar, tekrar aynı rüyayı görünce kararını verir…
Bağdat’a gidecektir.
Varını yoğunu bir araya getirir ve bir kervanla yola çıkar…
Bütün parası ancak yol parasına yetmektedir.
Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra nihayet Bağdat’a varır.
Bir kaç gün Bağdat’ta gezinir.
Bir hanın kapısına çömelir.
Han için parası yok..
Aç, yorgun ve bitkindir…
Nihayet, hancının dikkatini çeker Takkeci İbrahim’in perişan hali ve sorar:
Kimsin? Bağdat’ta ne arıyorsun? Karnın da aç.
Hemen asmadan iki salkım üzüm koparır ve uzatır…
Takkeci İbrahim’in gözleri parlar!
İşte, rüyası gerçek olmuştur…
Hancıya rüyasını anlatır…
Hancı da; hiç iki salkım üzüm için bu zahmete girilir mi?
Ben de rüyamda, İstanbul’da Takkeci İbrahim’in evinde gömülü bir küp altın var diye görüyorum ama gitmiyorum, der.
Geri döner ve evini kazar, altın küpünü çıkarır…
Eyüp Sultan’ın üst tarafında E-5 kenarında camisini yaptırır…
(Öteki Gündem proğramında dinledim. Hatırımda kaldığı kadar aktardım. Benim çok hoşuma gitti. Bakalım siz beğenecek misiniz?)
Kaynak: Ali Süzen
- Edirne’de Türk Dünyası Kadın Başlıkları Sergisi - Kasım 1, 2024
- Edirne Gastronomi Festivali Törenle Başladı - Kasım 1, 2024
- Edirne Orduevi Önünde Kaza - Kasım 1, 2024