Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkan’ı EREN: “KIYMAYIN EDİRNE YENİ SARAY’ININ HAS BAHÇESİ TAVUK ORMANI’NA!

Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği& Trakya Üniversitesi müştereken Edirne Barosu Konferans Salonunda SARAYİÇİ TAVUK ORMANI’NI konu alan bir panel düzenledi.

Panele, ev sahibi Edirne Baro Başkan’ı Alper Pınar, Edirne Belediye Başkan Yardımcılarından Yaver Tetik, Trakya Üniversitesi’nden Öğretim Üyeleri, Ödüllü Fotoğraf Sanatçılarımızdan (Doğa Fotoğrafçısı) Ali Çıtak ve çevre dostları katıldı.

Ali Çıtak, hem slayt gösterimi ile Tavuk ORMANI fotoğraflarını izleyicilere sundu hem de ‘Kelebek Sergisi’ açtı. Her ikisi de büyük beğeni topladı.

Panelin açılış konuşmasını Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkan’ı Ayten Eren yaptı. Eren, Edirne’miz ve Tavuk ORMANI için çok, çok önemli şeyler söyledi. Ayten Eren’in bu önemli konuşmasını ilgili, yetkili, sorumlu ve çevre dostlarının dikkatine sunuyoruz:

‘’KÜLTÜREL VE DOĞAL DEĞERİMİZ: TAVUK ORMANI’’ başlıklı panelimize hoş geldiniz. Biz bu paneli 5 Haziran dünya çevre gününe yönelik hazırlamıştık ama ramazan bayram nedeniyle etkinliğimizi bu güne almak durumunda kaldık. Bu vesileyle Dünya Çevre Gününüzü ve geçmiş bayramınızı da kutluyorum.
Dünyamızda çevre sorunlarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Özellikle plastik çöpler ve küresel ısınma gibi insan kaynaklı problemler bütün bir doğal yaşamı tehdit ediyor. Elbette ki çevre sorunlarını yılda bir kere konuşarak sonuç alınamayacağını hepimiz biliyoruz. Ama en yakınımızdan başlayarak olumsuzluklara müdahale etmezsek yarın çok geç olacağının da farkındayız.
Arkadaşlar aramızda Edirne’yi sevmeyen kimse var mı? Hepimiz seviyoruz değil mi?
* Üç güzel nehrimiz var, kıyıları çöp içinde.
* Muhteşem mimari eserlere sahibiz bunlardan biri Selimiye Camisi, ama yıllardır çevre 
düzenlemesini gerçekleştiremedik.
* Kent ormanı, Tavuk ormanı gibi çok değerli yeşil alanlarımız var ama maalesef bizim hatalı 
yaklaşımlarımız nedeniyle her geçen gün orman vasfından uzaklaşıyorlar. 
Kime sorsanız kentimizi seviyoruz da bizimki biraz “ya benimsin ya kara toprağın” tarzı öldüresiye bir aşka benzemiyor mu sizce de? Oysa sevgi korumayı, gözümüz gibi sakınmayı gerektirmez mi? İnsan hiç kendi gözünü oyar mı arkadaşlar? 
Edirne’nin Osmanlıya başkentlik ettiği dönemlerde Tavuk Ormanı’na farklı coğrafyalardan getirilen ağaç cinsleri dikilmiş, ilaç yapımı için ecza bitkileri yetiştirilmiş … türlü türlü hayvanlara, bitkilere ev sahipliği yapmış yüz yıllarca buralar. 
Peki, biz ne yapmışız bunca değeri barındıran Tavuk Ormanı’na? Tarihi Kırkpınar Güreşlerinin yapıldığı bir alana dönüştürmüşüz. Sizce güreşlerin burada yapılıyor olması doğru mu? Hiç çayır çimen kalmamış mı ki Kırkpınar’la uzak yakın alakası olmayan Sarayiçi Tavuk Ormanı’nı güreş alanına dönüştürmüşüz. 
Her yıl Kırkpınar Şenlikleri’nde on binlerce insanı bu alana sokarak, bu değerli bölgenin kadrini kıymetini bilmeden, kebap dumanları içinde doğasını yağmalamayı sürdürmüşüz… Bu alanlara o kadar bakmamış, sevmemiş değerini bilmemişiz ki, piknik ateşlerini kırdığımız dallarla tutuşturmuş, davul zurna gürültüsünü kendimize eğlence edinmişiz. Bilumum hayvana, börtü böceğe ev sahipliği yapan güzelim doğayı sonu gelmez aymazlığımızla yaşanılmaz hale getirmişiz.
* Haydi, birileri bu hatalı kararı verdi diyelim, peki sonraki karar vericiler bu yanlışı sürdürmekle kalmayıp, üzerine çirkin bir stadyumu, bir beton yığınını kondurmayı nasıl içlerine sindirebildiler dersiniz? Tarihine bu kadar yabancı bir anlayışla Edirne gibi değerli bir kenti geleceğe taşıyabilir miyiz soruyorum herkese? 
Edirne’yi o kadar sevmemişiz ki, değerli endemik bitkilerin üzerine hiç başka yer kalmamışçasına restoranlar, kafeler, düğün bahçeleri yapılmasına izin vermiş, hatta günden güne iyice yayılıp yeni eklentiler yapmalarına göz yummuşuz.
Değerli katılımcılar , bildiğiniz gibi Tavuk Ormanı, zengin bitki örtüsüne sahip bir taşkın bölgesi, bu nedenle yapılanmaya uygun bir bölge değil. Buna rağmen yanlış yapılanmış iki ticari işletme ve koca bir güreş stadyumu mevcut. Bu ticari işletmeler için çok değerli ağaçlar kesilmiş, nadir bulunan bitkiler ayırt edilmeksizin üzerine binalar yapılmış, karşı çıkmamıza rağmen,ormanın içi beton yollarla kaplanmıştır.
Gelecek nesillerden ödünç aldığımız eşi benzeri olmayan bu tarih, doğa ve kültür alanı artık her yönden geri dönülmez kayıplara uğramış durumda maalesef… Bugün Tavuk ormanı gerçek değerinin teslim edilmesi için bizlerden koruma altına alınmayı bekliyor…
İşte şimdi, bu güzel kentin doğal ve kültürel miraslarını gelecek nesillere gönlümüz rahat olarak devredeceksek, hak ettiği değeri geri kazandırmak üzere kolları sıvama zamanıdır. Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği olarak; önce elimizdeki değerin ne olduğunu, neleri korumamız, nasıl korumamız gerektiğini bilerek yola çıkmak istedik.
Tavuk Ormanı hakkında yapılan akademik çalışmaları, muhatap kurumlar ve kamuoyu ile buluşturmak, bu değerin korunması için bundan sonra neler yapmalıyız’ı konuşmak üzere T.Ü.’nin desteği ile birlikte bu paneli düzenledik. Bu konudaki hassasiyetleri ve çalışmalara katkıları nedeniyle T.Ü. Rektörümüz Erhan Tabakoğlu’na , biraz sonra değerli çalışmalarını bizimle paylaşacak olan öğretim üyelerimize ve sevgili Baro Başkanımız Alper Pınar’a toplantı salonlarını bizlere açtığı için teşekkür ediyoruz
.
Bugün T.Ü Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden ve Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nden, bu alana ait değerli çalışmalarını, bizlerle paylaşacak olan hocalarımızla panelimizi gerçekleştireceğiz. Buradan çıkan sonuçları konunun muhatabı kurumlar ve kamuoyu ile paylaşacağız. Umuyoruz ki bu çalışmalarımız Belediye, Valilik kurumları, Üniversitemiz ve STK’ları arasında bir sinerji oluşturur, kamuoyunca Sarayiçi Tavuk Ormanı’nın gerçek değerinin farkına varılır ve korunması konusunda adımların atılması sağlanabilir.
Milli parkların, kaynak değerleri, gelecek nesillerin miras olarak devralacakları ve sahip olmaktan gurur duyacakları seviyede, önemli alanlar oldukları tanımından yola çıkarak, Tavuk Ormanı’nın bu kapsamda değerlendirilmesini öneriyoruz. Bu konuda bilim insanlarımız, muhatap kurumlarımız ve yerel yönetimlerimizin bir araya gelerek kalıcı bir çözüm sağlanmasını talep ediyoruz.EÇGD olarak üzerimize düşen her çalışmayı üstlenmeye hazırız,
Şimdi değerli fotoğraf sanatçısı sevgili Ali Çıtak’ı Tavuk Ormanı’nda yaptığı fotoğraf çalışmalarını bizlerle paylaşması için davet ediyorum
.Uzun zamandır bu bölgedeki olumsuzluklara karşı durmak üzere çalışmalar yapıyorduk. EÇGD Doğa Fotoğrafçılığı Grubuyla Tavuk Ormanı’nda yaptığımız etkinlik sırasında Ali Çıtak bize buranın ne kadar özel bir alan olduğunu ,endemik bitkileri,ecza bitkilerini gösterdikten sonra bizde oluşan farkındalık, bunun akademik,bilimsel yönünün çalışılarak yola devam edilmesi gerektiğini işaret etti..Teşekkürler Ali Bey…
Fotoğraf sunumları için teşekkürler Ali Çıtak..Emeğinize sağlık…
Kaynak: Ali Süzen

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.