Prof. Dr. Rıdvan Canım Yazdı: Biraz Tarih, Çokça İbret Dersi..!

BİRAZ TARİH, ÇOKÇA İBRET DERSİ..!

Efendim, burası Edirne’de Saruca Paşa Camii haziresi.. Tarihin bir döneminde, iktidar savaşlarının insanların başını döndürüp gözünü kararttığı bir zamanda başarılarının bedelini başlarını feda ederek ödeyen iki kıymetli devlet adamına, bir sadrazam ve bir vezire ait iki mezar taşı var burada..

Birisi devlet işlerindeki kıvrak zekası nedeniyle önce “Şeytan” denilen, ama sonradan bizzat Sultan IV. Mehmed tarafından bu lâkabı “ Melek” olarak değiştirilen Melek İbrahim Paşa’dır. Bu zat aynı zamanda IV. Murad’ın damadı idi- Mısır, Şam, Mora, Erzurum, Diyarbakır ve Budin valiliği yaptı. 1683-1685 yıllarında Osmanlı adına Budin (Budapeşte) kentini savunan birliklerin kumandanıydı.

Sonu gelmez siyasi ihtirasların adamı Sadrazam Kara İbrahim Paşa, padişah IV. Mehmed’i ikna ederek Melek İbrahim Paşa’ya attığı iftira ile 3 Aralık 1685 tarihinde başının kesilerek idam edilmesine sebep oldu. İbrahim Paşa’nın naaşı İşkodra kalesinde bırakıldı, kesik başı Edirne’ye gönderildi ve birkaç gün sonra Saruca Paşa Camii avlusunda kendisi ile aynı kaderi paylaşan Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın yanında gömüldü. İşte Melek İbrahim Paşa’nın mezar taşında yazanlar:

El Fatiha
Vali-i Budinken İbrahim Paşa kalenin
Virmedi bir taşın itti düşmanı cengile mat
Dediler ana melek reşketti cengine felek
Bulmadı dest-i kazadan akıbet bir dem necat
Hak tealâ rahmetin efzun edip mağfur ide
Kıldı bin doksanyedi salinde ol gazi vefat etti.

Diğer mezar taşı da Viyana kuşatmasının meşhur kumandanı, hepimizin tanıdığı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya ait.. Onu tanıtmaya sanırım gerek yok.. Aynı akıbete uğrayan Kara Mustafa Paşa’nın da naaşı Belgrad’da kaldı, kesilen başı Edirne’ye getirildi ve işte buraya defnedildi. Meşhur tarihçi Cevdet Paşa, eserinde Kara Mustafa Paşanın öldürülmesini şöyle değerlendiriyor:
“O zaman düşmanları, “eğer Sadrazam Kara Mustafa Paşa yaşarsa gelecek yıl yanlışlarını düzeltir, bu yenilgiyi düşmana ödetir ve parlayıp yükseklerde uçar, bizde onunla baş edemeyiz.” düşüncesiyle onu katlettirdiler. Ama böyle bir devlet adamının yerini kimin doldurabileceğini düşünmediler. Kişisel kin ve çıkarlarını devlet çıkarlarından üstün tuttular. İhanet ettiler. O da sonuçta bir insandı. Yanlışları olabilirdi. Öldürülmesi ise daha büyük bir yanlıştır.”
Onun da buradaki mezarının kitabesinde şunlar yazılıdır:

Ser-i Serdar-ı Ekrem Sadrazam Mustafa Paşa
Edip rıhlet civar-ı evliyada eyledi me’vâ
Kusuru yoğ iken sa’y ü gazâda min vech-i nev’â
Şehid ü hem said oldu firdevs-i ebed süknâ (1095-1684)

Yani “Başkomutan, Sadrazam Kara Mustafa Paşa, çevresini ermişlerin sardığı bir makama gitti. Çok çaba gösterdiği savaşta yaptıklarından ötürü suçu yokken öldürüldü. Şimdi ebediyen kalacağı, Cennetin altıncı bahçesinden sesi duyulan bir şehit oldu”. diyor.

Şimdi birinin bedeni Arnavutluk/İşkodra’da, diğerinin bedeni Sırbistan/Belgrad’da.. Kesik başları Edirne toprağında.. Mekanları cennet ola.. Ey Edirne, toprağında kimler yatıyor haberin var mıdır?
Kaynak: Prof.Dr. Rıdvan Canım

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.