Ya Milletin Askeri Ol, Yada Bu Mesleği Bırak!
Ya Milletin Askeri Ol, Yada Bu Mesleği Bırak!
Devlet tarif edilirken; “Yasama, Yürütme ve Yargı olmak üzere bir sac ayağı üzerindedir” denir, mevcut diğer kurumlar bir şekilde bu erklerden birine bağlıdırlar. O erk de yürütme olduğunu biliyoruz.
Haberi Sesli Dinle
FacebookTwitterGoogle+Whatsapp
Devlet tarif edilirken; “Yasama, Yürütme ve Yargı olmak üzere bir sac ayağı üzerindedir” denir, mevcut diğer kurumlar bir şekilde bu erklerden birine bağlıdırlar. O erk de yürütme olduğunu biliyoruz.
Devletin sevk ve idaresinde dördüncü müdahil yasal bir etken yoktur, olsa da tanımak doğru değildir. Bir şekilde mevcut yasa ve anayasa böyle bir güce kapı açık bırakmamalıdır.
*Yasama organı olan Meclis, milletin huzuruna endeksli yasama faaliyetini gösterir, denetleme görevini yapar,
*Yargı, mevcut yasalar çerçevesinde adaletin tecelli olması için mesai harcar,
*Yürütme de, bakanlıklar aracılığıyla vatandaşa hizmet eder. Devlet budur, bu!
Bizim ülkemizde hülyalarda yaşayan kimi gaflet ehli hala bu hakikati kavrayamadılar.
Görevi ülke savunması olan kimi asker “ben Atatürk’ün askeriyim” der, Kimi karanlık odakların deve dişleri “anayasanın ilk dört maddesi değişemez” diyerek parmak sallıyor,
Kimisi İslam hukuku karşısında “biz laikliğin bekçileriyiz” deyip ileri geri konuşuyorlar. Bu tür insanlara “haydı oradan!” demekten başka bir şey söylemeye gerek yok.
Birilerinin iki pırpır takıp babalarımızı düğdüğü günler oldu, ama biz Anadolu insanı olarak okuduk, milyonlarca üniversite mezunu olarak bu milletin hizmetinde çalıştık/çalışıyoruz. Devletin ana erklerine gözdağı verenlere pabuç bırakacak halımız yok, hem bu vatandaşların vergileriyle okuyacaksınız, yaşayacaksınız hem de millete parmak sallayacaksınız kabul edilir gibi değil.
Kemalist sistemin bu ülkenin insanına verdiği sıkıntı gereğinden fazla oldu ve o yüzyıl kapandı, bir daha böyle bir sıkıntının devamına tevessül edenler en yakın zamanda adaletin bariyerlerine takılacaklar. Öyle canı isteyen gelip kendince disiplinsizlik yapamaz. Halk sizi yutar, bu defa FETÖ falan gibi kendinizi saklama imkanınız da olamaz bilesiniz.
Yeni sistem de kesinlikle Kemalist sistem olmayacak, 23 Nisan 1920 günü dualarla açılan Meclisin ruhu, İstiklal Marşının özü ve Veda hutbesinin temasıyla barışık bir devlet nizamımız olacak, haberiniz olsun. Cesaretiniz varsa kefir olduğunuzu, bu ülkeyi küfrün tesirinde kalması için çalıştığınızı deyin, halk size yasal yetki versin olur biter, münafıklığa gerek yoktur.
Bu ülkede en yüksek rütbe vatandaşlıktır, vatandaş rıza devri kapandı. Bir ara İstanbul’da önemli bir stratejik toplantıdayız, konuşmasına başlayan herkes “sayın başkanım sayın paşam” deyip konuşmasına başlayınca anladık ki aramızda bir emekli general var. Konuşma sırası generalimize gelince dedi ki; “bazı arkadaşlarımız hala o eski ünvanımla beni anmak istiyorlar, halbuki ben emekli olunca konuşmamın bir paragrafında Orgenerallikten Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına terfi ediyorum şeklinde konuştum”.dedi. Müthiş bir alkış ile ilgi topladı. Bizim daha ağzı süt kokan teğmenlerimiz “Mustafa Kemalin askerleriyiz” diye nara atıyorlar, bin teessüf ederim! Bu ordu milletin ordusudur, ya milletin askeri olun, ya da bu mesleği bırakın!
Olmuyor olmuyor, müsaade edin bu ülkede huzur içinde yaşayalım, adamsanız ülkenin güvenliğini sağlayın, Baş komutanın komutasında, Milli Savunma Bakanının emriyle hareket edin, biz de size hakkımızı helal edelim.
Bu ülke 85 milyon vatandaşındır, bu ordu da bu milletin ordusudur, ordu vatanı dış tehditlerden korumakla yükümlüdür. hırtpırt Musrafa Kemalin ismiyle milletin karşısına çıkmayın e mi?
Bu kadar açık ve net söylüyorum o eski karanlık aklın tortularından akıl alıyorsanız vay halinize, daha ne diyeyim.
İşinize bakın işinize.
Kaynak: Eyüphan Kaya
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024