Soner Duman Yazdı: Beş Büyük Mahrumiyet

BEŞ BÜYÜK MAHRUMİYET

Rabbimiz bu varlık âleminde her şeyi bir sebebe bağlamıştır. Mesela yağmurun yağması için bulut sebeptir. Çocuğun doğması için annesi ve babası bir sebeptir. Bitkinin hayatta kalması için su bir sebeptir.

Nasıl ki varlık âleminde böyle bir sebeplilik ilişkisi varsa insanların hayatında da böyle bir takım sebeplilikler vardır. İnsan, Allah’ın varlık âlemindeki ve insanlar arasındaki yürürlükte olan denklemlerine riayet ederse hem bu dünyada hem de âhirette huzura erer. Bu kanunlara riayet etmezse bu dünyada da âhirette de huzuru yakalayamaz.

Şimdi âyetlerde dile getirilen beş önemli denklemden söz edeceğim. İnsanlar beş şeyi terk ederlerse beş şeyden mahrum kalırlar:

1. Şükrü terk eden, elindeki nimetin daha da artmasından mahrum kalır.

Kafes kuşun kaçmasına engel olduğu gibi şükür de nimetin elden çıkmasına engel olur. Üstelik o nimetin daha da artmasına vesile olur.

Bu formülü Rabbimiz şu âyette ortaya koymuştur:

“Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir!” (İbrahim 14/7)

2. Duayı terk eden, icabet nimetinden mahrum kalır.

Dua çağrı demektir. Dua eden kimse Rabbini yardıma çağırıyordur. Rabbimiz kullarının çağrısına asla sağır kalmaz, duymazdan gelmez. Mutlaka bir cevap verir. Bu cevap bazen kulun istediğini vermek suretiyle olur, bazen onun istediğinden daha farklı ama onun için daha hayırlı bir şey vererek olur. Bazen de bu dünyada bir şey vermeyip sevabını âhirette almak üzere duasını âhiret azığı kılmak suretiyle olur.

Kim dua ederse mutlaka bu üç sonuçtan biri ile karşılaşır. Rabbimiz bu formülü şu şekilde bildirir:

“Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.” (Bakara 2/186)

“Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, ben de sizin duanıza icabet edeyim.” (Mümin 40/60)

3. Zikri terk eden, Allah’ın kendisini anmasından mahrum kalır.

Rabbimiz bir âyette şöyle buyurmaktadır: “Siz beni zikredin (anın) ki ben de sizi anayım.” (Bakara 2/152)

Peygamberimizin belirttiğine göre Rabbimiz şöyle buyurmuştur:

“Kulum beni yalnızken zikrettiğinde ben de onu kendi başıma anarım. Kulum beni bir topluluk içinde andığında ben de onu, ondan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım.” ( Buhari, Tevhid, 15; Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 2)

Siz şimdi bu yazıyı okurken aklınıza “mademki ben Rabbimi anınca O da beni anıyor, işte ben de O’nun adını anacağım” diyerek “Lâ ilahe illallah”, “Subhânallah”, “Elhamdülillah”, “Allahu ekber” deseniz (ki bu yazıyı okurken demiş oluyorsunuz) bilin ki Allah da şu an sizi anıyor! Allah’a kendi adınızı zikrettirmekten büyük bir nimet olabilir mi? Âlemlerin Rabbine adınızı andırmaktan büyük bir bahtiyarlık olur mu? Bunu terk ettiğinizde nasıl bir bedbahtlığa mahkûm olacağınızı düşünsenize!

4. Tövbe ve istiğfarı terk eden, günahlarının bağışlanması nimetinden mahrum kalır.

Peygamberler dışında hiçbir insan masum, günahsız değildir. Ölümün ise ne zaman bizi yakalayacağını asla bilemeyiz. Günahlarımıza tövbe etmeden öldüğümüz taktirde Rabbimiz bu günahları bağışlayabilir de bağışlamayabilir de. Ancak samimi olarak tövbe ettiğimizde günahlarımızı bağışlayacağını defalarca belirtiyor. Şimdi tövbeyi, istiğfarı terk edenler nasıl bir nimeti teptiklerinin farkındalar mı?

5. Allah yolunda malını harcamayı terk eden, malının arttırılarak bereketlendirilmesi nimetinden mahrum kalır.

Rabbimiz onlarca âyette Allah yolunda harcanan malın asla azalmayacağını, bereketleneceğini, sahibine âhirette kazandıracağı gibi dünyada da arttırılacağını bildirir. Hal böyle iken cimrilik eden, kendi aleyhine cimrilik etmiş, malını arttırma ve bereketlendirme nimetinden mahrum kalmış olur. Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa; karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.” (Bakara 2/272)

“İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O’ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.” (Muhammed 47/38)

Rabbimiz bizleri kendisinin koyduğu bu kurallara uyan ve mahrumiyetten kurtulan bahtiyar kullarından eylesin. Bizleri nefsine uyup da nimetleri kaçıran bedbahtlardan olmaktan muhafaza eylesin.

Kaynak:Soner Duman 18 Muharrem 1446 – 24 Temmuz 2024 Çarşamba

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.