Edirne Mimar Sinan Vakfı 30. Mezunlar ve Gönüllüler Buluşmasını Gerçekleştirdi
Edirne Mimar Sinan Vakfı 30. Mezunlar ve Gönüllüler Buluşmasını Gerçekleştirdi
Her yıl Temmuz ayının ilk cumartesi günü yapılan ve Selimiye Camii yanındaki Balkan Kültür Merkezinde bu yıl 30 uncusu gerçekleştirilen Edirne Mimar Sinan Vakfı Geleneksel Mezunlar ve Gönüllüler Buluşması programında konuşan Gümüş, vakıf çalışmalarının yanı sıra ülke ve dünya gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
HAK VE ADALET ÖTELENEMEZ
Hak ve adaletin her şeyin üstünde olduğunu söyleyen Edirne Mimar Sinan Vakfı Kurucusu eğitimci- yazar Hasan Gümüş “Hiçbir tarikatın, meşrebin, cemaatin grubun veya hiçbir makamın, partinin hatırına adalet ilkelerinden taviz verilemez.” dedi.
Yurt içinden başta İstanbul ve Ankara olmak üzere çeşitli bölgelerin yanı sıra Bulgaristan, Romanya, Batı Trakya, Kuzey Makedonya, Arnavutluk ve Kosova’dan çok sayıda vakıf gönüllüsünün katıldığı programda katılımcılara hitap eden Gümüş, gönüllülük ve adalet temalı konuşmasında güçlünün değil, haklının ve hakikatin yanında yer almanın önemini vurgulayarak “Hak, hakikat ve adalet ötelenemez. Biz kendimize bakalım. Kimden yanayız, tavrımız nedir? Güçlüden yana mı, haklıdan ve adaletten yana mı? Asil ve şerefli, kaliteli ruh ve vicdan sahipleri, her zamanda ve mekanda ve her kişiye karşı hakkın ve hakikatin yanında yer alırlar.” dedi.
NİYET, HAREKET, GAYRET VE SAMİMİYET
Aynı zamanda 2008 Yılı Başbakanlık Vakıf İnsan Ödülü sahibi olan Hasan Gümüş, Vakıf ruhunun ve medeniyetinin temelinde gönüllülük esasının yer aldığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gönüllülük zor bir iştir, bu yolda bahaneleri aşmak kalite ister, herkese nasip olmaz. Herkesten gönüllü olmaz. İlk önce gönüllülüğe niyet etmek lazımdır. Sadece niyet etmek yeterli olmaz, harekete geçmek gerekir. Hareket de yeterli olmaz, gayret ederek sonuç almak gerekir. Ama o da yetmez, samimi olmak gerekir ki işin aslı samimiyettir.”
“İNSANLAR MADENLER GİBİDİR.”
Gönüllülüğün Allah’ın lütfu ve keremi olduğunu belirten Gümüş konuşmasında şunları kaydetti:
“Gönüllülerin başbuğu ve piri Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde insanların altın ve gümüş madenlerine benzediğini, cahiliye döneminde hayırlı olanların Müslüman olunca da hayırlı olduklarını haber veriyor.
Hz. Ömer ve Ebu Cehil, ikisi de şiddetli İslam düşmanıydılar. Ama iman şerefi Hz. Ömer’e nasip oldu, çünkü düşmanlığında bile samimiydi. Ebu Cehil’e nasip olmadı. Çünkü Efendimizin peygamber olduğunu, yalancı olmadığını, doğru yolda olduğunu biliyordu ama nefsine ağır geldiği için düşmanlığına devam etti.
Kalite kalitedir. Samimi, gönüllü insanlar altın gibidirler. Kıymetleri bilinsin bilinmesin farketmez. Yere düşsün, dedikodusu yapılsın, önü kesilmeye çalışılsın, hakarete uğrasın farketmez.”
SİYONİZMİN KİMYASI BOZULDU
Konuşmasının önemli bir bölümünü Filistin ve Gazze’de devam eden zulme ayıran Gümüş şöyle konuştu:
“Bizim Filistin, Gazze, Kudüs ile, bir Müslüman olarak, bu şerefli milletin bir mensubu olarak alakamız vardır. Hepsinden öte vicdan sahibi gönüllü insanlar olarak alakamız vardır. Gazze’ye imkanlarımızı seferber ettik. Zulüm devam ediyor.
Gazze’de bir avuç mücahit kardeşimiz şehitler verdiler ama siyonizmin kimyasını bozdular. Siyonizmi dünyanın, insanlığın kalbinde, vicdanında boğdular. İnanıyorum ki bu zulüm bitecek, zafer yakındır.”
40 YILLIK VAR KAPISI
Edirne Mimar Sinan Vakfının 40 yıldır “var kapısı” olduğunu belirten Hasan Gümüş, insanın emeğini ve zamanını merhamet, şefkat ve muhabbet üretmeye, düşman değil dost kazanmaya harcaması gerektiğini vurguladığı konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
“Artarak devam etsin muhabbetimiz.
Artarak devam etsin hizmetimiz.
Akar su gibi aksın kıyamete kadar.
Durmadan aksın, bulanmadan aksın.
Buluşsun ellerimiz mazlumlarla, kimsesizlerle, gariplerle.
Engelleri çok olan bu yolda merdivenleri ağır ağır çıkacaksın.
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak.
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak.
Baş eğik, gönül mesrur, vücut yorgun.
Şükredeceksin Cenab-ı Mevla’ya.
Sahip olduğun için ehl-i sefaya, ehl-i vefaya.”
Katılımcıların da söz alarak duygu ve düşüncelerini dile getirdiği ve ilgiyle takip edilen programın sonunda Trakya Üniversitesindeki bölümlerinin yanı sıra Vakfın Balkan İrfan Merkezinde (Bir Merkez) aldıkları eğitimlerini de tamamlayan mezun öğrencilere sertifikaları verildi.
Daha sonra da katılımcılara vakıf yemekhanesinde öğle yemeği ikram edildi.
Ardından temsilcilerle kısa istişare ve bilgi alışverişinde bulundu.
Haber-Yorum: Ali Süzen
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024