Birlik Vakfı, Kırım Türklerinin Acı Gününü Unutmadı
Birlik Vakfı, Kırım Türklerinin Acı Gününü Unutmadı
Düzenlediği etkinlik ve programlarla toplumun tüm kesimlerini kucaklamayı amaç edindiğini gösteren Birlik Vakfı Edirne Şubesi, Kırım Türklerinin 18 Mayıs 1944 yılında yaşadığı sürgün ve acı günlerini, Trakya Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Rıdvan Canım’ın hazırlayıp sunduğu bir programla yad etti.
Dün gece saat 21.00’da Edirne Gençlik Merkezi Has Odada icra edilen programa seçkin bir davetli topluluğu katıldı. Slayt gösterisi eşliğinde yapılan programda Canım, Kırım Coğrafyası ve Kırım Türkleri hakkında genel bilgiler verdi.
Daha sonra da sözlerini şöyle sürdürdü:
“1944 Soykırımı’nın 80.Yıldönümünde Kırım Tatarları ve KIRIM
•
Dönemin Sovyetler Birliği lideri Joseph Stalin’in emriye 80 yıl önce ana vatanlarından kopartılarak Orta Asya’nın değişik bölgelerine sürgün edilen Kırım Tatarları için 1944 sürgünü hafızalardaki yerini koruyor. Kırım Tatar tarihinin en trajik olaylarından biri olan sürgünün ardından yakın bir zaman öncesinde de Rusya’nın tek taraflı Kırım’ı ilhak etmesiyle acılar bir kez daha tazelendi.
İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde Almanya’nın Kırım’ı ele geçirmesi üzerine Sovyet ordularının yarımadayı yakıp yıkarak terk etmesiyle başlayan Kırım’ın dramı, Nazi Almanyası’nın bölgeyi bir tatil beldesi yapma düşüncesiyle buradaki halkı sürgün etme düşüncesiyle devam etti.
Alman ordusunda bulunan taburlarda bazı Kırım Türkleri de Rus hakimiyetinden kurtulmak ve bağımsız bir Kırım Türk Devleti kurmak amacıyla görev aldı. Ancak, Kırım Türklerinin çoğunluğu Sovyet Kızıl Ordusu’nda Almanya’ya karşı mücadele ederek pek çok başarı sağladı. Kırım Türkleri gösterdikleri üstün başarılar sayesinde Rus ordusu içerisinde yüksek mevkilere ulaşsalar da Kırım Türklerine karşı düşmanlık besleyen bazı Rus komutanlar, onların Almanlarla işbirliği yaparak vatana ihanet ettiği iddiasında bulundular.
1943 yılının kasım ayında Stalingrad’da Alman ordusuna karşı galibiyet kazanan Kızıl Ordu birlikleri 10 Nisan 1944’te Kırım’ı yeniden aldı. Kızıl Ordu askerleri Kırım Türklerine karşı ağır baskılar uygulamaya başladı.
Yarımadada öncelikle Almanlar, Rumlar, Bulgarlar, Ermeniler zorunlu göçe maruz bırakıldı.
Kırım Türklerinin Sovyet halkına karşı ihanet ettiği iddialarının yer aldığı raporun Stalin’e sunulmasının ardından ise bütün Kırım Türklerinin yarımadadan çıkarılması için onay istendi. Ertesi gün Stalin’in imzasını taşıyan çok gizli bir kararnameyle tüm Kırım Türklerinin Kırım’dan sürülerek Özbekistan’ın belirli bölgelerine sürgün kararı verildi.
Kırım Türklerinin sürgünü 18 Mayıs 1944’te saat 03.00 civarında potansiyel tehlikeli olarak nitelendirilen kişilerin tutuklanmasıyla başladı. Yetişkin erkeklerin büyük çoğunluğunun Sovyet ordusuna alınması nedeniyle geride kalan kadınlar, çocuklar ve yaşlılar, Sovyet askerleri tarafından uykularından kaldırılarak 15 dakika içinde bulundukları yerlerin meydanında toplanmaları istendi.
Kırım Tatar kaynaklarına göre, 250 bine yakın Kırım Tatarı, 3 günde hayvanların taşındığı tren vagonlarına doldurularak yarımadadan sürgün edildi. Bu kişilerin yüzde 46,2’si zor koşullar altında açlıktan, hastalıktan, kötü yaşam koşullarından, kötü muameleden dolayı, bir kısmı da vagonlarda hayatını kaybetti.
Rusya’nın Kırım’ı ilhakıyla acılar bir kez daha tazelendi
Rusya’nın Kırım’ı 2014 yılında ilhak etmesinin ardından Kırım Tatar halkı 80 yıl önce yaşanan acıların bir benzerini tekrar yaşamaya başladı.
Rus yönetimi, 1944 sürgününde olduğu gibi önce Kırım Tatarları arasında potansiyel tehlike gördüklerini yarımadaya atadığı savcı eliyle hukuk dışı gerekçelerle yargılayarak ya hapisle cezalandırdı ya da Kırım’a girişine yasak koydu. Kırım Tatar halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov’un yarımadaya girişi engellendi.
Geçen yıl Kasım ayında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatarlarının 1944 yılında yaşadığı sürgünü soykırım olarak kabul etti. Kırım Tatarlarının Sovyetler Birliği döneminde yaşadığı sürgünün soykırım sayılmasını içeren tasarı 245 milletvekilinin oyuyla Ukrayna Parlamentosu’ndan geçti. Ukrayna Parlamentosu ayrıca, 18 Mayıs’ı, “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” ilan etti.
Zamanla Kırım Tatarlarının demokratik seçimlerle oluşturduğu Kırım Tatar Milli Meclisi’nin üzerinde baskı kuruldu. Rusya’nın Kırım’a atadığı savcı Natalya Poklonskaya, 15 Şubat’ta Kırım Tatar Milli Meclisi’nin kapatılması için Yüksek Mahkeme’ye başvurdu. İlk duruşma 3 Mart’ta yapıldı, davanın görülmesi değişik gerekçelerle 6 kez ertelendi.
Bu arada Poklonskaya 13 Nisan’da, mahkeme sonuçlanıncaya kadar meclisin faaliyetlerini durdurma kararı verdi. 26 Nisan’da Moskova yönetiminin görevlendirdiği mahkeme, Kırım Tatar Milli Meclisini “aşırıcı örgüt” kapsamına alarak faaliyetlerini yasaklama kararı aldı. Kırım Tatar Milli Meclisi ile doğrudan bağı olan 2 bin 500 Tatar ile onlarla ilişkisi olan herkesi aşırıcı örgüt üyesi durumuna düşürecek içerikte alınan karar baskıların artmasına yol açtı.
Kırım Tatar halkının evlerine, camilere, çocuk yuvalarına yapılan baskınlar ve Kırım Tatarlarını “terör örgütüne üye” olma suçlaması ile gözaltına almalar, mahkeme kararının ardından daha da çok arttı.
Rus yönetiminin Kırım’ı ilhakından bu yana büyük çoğunluğu Kırım Tatarı olmak üzere, yaklaşık 36 bin Ukraynalının yarımadayı terk ederek Ukrayna ana karasına geçtiği belirtiliyor.”
Bir sohbet havasında içilen çaylar eşliğinde süren program soru-cevap faslı ile sona erdi.
Haber: Ali Süzen
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024