Sadettin Bayram Yazdı: Eski ve Yeni Hıdırellerimiz
ESKİ VE YENİ HIDIRELLEZLERİMİZ
Hıdırellez; bir milleti oluşturan fertlerin bir araya gelerek, ortak bütçe ve dayanışma ile Sevinçte, tasada, kıvançta bir olmanın verdiği hazla baharın kutlanması olayıdır.
Aslında bu tür kutlamalar evrenseldir. Türklerde Hıdırellez ( Hızır ve İlyasın Peygamberlerin buluşması) Acem coğrafyasında Mihrican, Hıristiyanlar da ise Paskalya olarak kutlanır.
Ülkemiz coğrafyasında hıdırellezlerin uygulaması farklılık gösterir. Hıdrellezlerin tekâmül içerisinde olduğunu söyleyemeyeceğim. Hıdrellezler de her şeyde olduğu gibi değişim içerisindedir. Bunu en iyi şöyle anlatabiliriz. Şimdi ki Hıdrellezler hem perhiz yapma hem de lahana turşusu yeme gibi bir şekil aldı.
Pazaryeri müftümüz muhterem Dr. Şerif Gedik hocamız da öğle namazı öncesinde hıdrellez konusunu çok veciz bir şekilde ifade ettiler. “ Hıdrellez dini bir vecibe değildir, geleneksel bir adettir. 5-6 Mayıs günlerine tekabül eden Hızır ile İlyas peygamberlerin buluştukları gündür. Nevruz ile de bir alakası yoktur. Tüm Anadolu da ki uygulamaları dikkate alınırsa yağmur ve şükür duasıdır. Yani Yüce yaratıcımıza yakarmadır. Hal böyle olunca icrası da bu minval üzere olmalıdır.” Hıdrellez dini bir vecibe olmadığına göre eğlencenin duaya galebe çalması olmamalıdır.
Birçok yerlerde hıdrellez programlarına katılıyoruz. Uygulamalar aynı istikamette seyrediyor.
Burada, Fıranlar köyümün eski hıdrellezlerinden bahsedip yeni uygulamalar hakkında haddimiz olmayarak birkaç kelam etmek isterim. Gençler eski hıdrellezleri görmediler. Bu husus bence kayıtlara geçmelidir.
Köyümüzün etrafında yeşillikler her zaman mevcuttu. O gün çocuklarda ap ayrı bir heyecan olurdu. Kuzusunu kapanlar Derebollukta toplanırdı. Kazanlar kurulur, onlarca kuzu kesilir, pilavlar pişirilir, pişen pilavın ve ayranların lezzeti hiçbir şeyle kıyaslanamazdı. Nezih ve neşeli bir ortamda yemekler yenilirdi. Genç kızlar ve delikanlıların etkinlikleri ayrı ayrı olurdu. Hanımların icraatları konusunda düğünlerde olduğu gibi ayrı olurdu. Derebollukta şimdi Karagözlerin ahırı bulunduğu yerde tarihi anıt gibi olan meşeler genç kızlar salıngaçlar kurarlar ve yanık türkülerini söylerlerdi. İp atlama ve met oyunları oynanırdı. Damlaca Çeşmesinin önünde çok büyük bir ceviz ağacına ve işlikte salıngaçlar kurulurdu. O yıllarda köyümüz oldukça muhafazakâr idi. Çalgı olmazdı. Sadece dualar yapılırdı.
Şimdi hıdrellezler format değiştirdi. Dua ediyoruz ama aynı zamanda çalgılar eşliğinde oyunlar oynuyoruz. Kadın erkek hassasiyeti kalktı. Oldukça modernleştik. Genç kızlar artık köy meydanında erkeklerin gözleri önünde oynamakta bir beis görmüyorlar. Salon düğünleri buraları da maalesef etki altına aldı. Dereboluk, Damlaca ve harmanlıklar artık kullanılamaz oldu.
Yani, şimdi hem Allaha yakarıyoruz hem de meydanda kadınlı erkekli oynayabiliyoruz. Ben bunları dile getirdikçe “ Hangi devirde yaşıyoruz.? Sorusuna muhatap olabiliyorum. Bu durum hem perhiz yapmak hem de lahana turşusu yemek ile eş değer değil midir?
Bilecik’te aynı günde onlarca hıdırellez kutlaması yapılıyor. Devlet ricali hangi davete katılacağını şaşırıyor. Etkinlikte geniş ve güçlü imkanları olanlar daha fazla ziyaretçi akınına uğruyor. Uygulamalar hep aynı. Ye, iç, dua et ve eylen.
Bana kalırsa hıdırellezlerin yeniden düzenlenmesinde fayda vardır. Milletimizin çok değer verdiği gün çok daha milli, manevi fiğürlerle kutlanması daha uygun olacaktır.
Profosör Dr. Nurfettin Kahraman ve Doçent Doktor Refik Arıkan hocalarımızın bu konuda “ Bilecik te Hıdırellezler “ isimli makalelerini okumakta fayda mülahaza etmekteyim.
Daha güzel hıdırellezlerde buluşmak ümidiyle.
Kaynak: Sadettin Bayram
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024