Selim Gündüzalp Yazdı: Cümleye Merhabalar…

Cümleye Merhabalar…
Hayırlı ve bereketli günler inşaAllah…
Hani derler ya:
“Görenedir görene, yoksa köre ne?”
Haydi bakalım, açalım gözlerimizi…
Görelim, ne sürprizler bekliyor bizi…

Efendim…
Uzunca sokağımızın bir köşesinde yaşlı erik ağacımız…
Biraz gayret gerek onu görmek için…
Her gün merhabalaşırız…
Meyveleriyle bizi besler, yapraklarıyla sıcak günlerde gölgelik eder…
Kuşlara, börtü böceklere, kedilere, hasılı cümle mahlukata karşılıksız hizmet verir…
Bu vefalı tavrına hayran kalırım, bir dostu kucaklar gibi, bazen de gider kucaklarım…
Şükrümü sunarım Rabb’ime onun diliyle, onun eliyle…
O da hayatımızın şuracıkta bir parçası…
Yerinde durur kımıldamaz…

Çarşı pazar dolaşmaz…

Gün içinde telaşı, acelesi ve yarınlar için de rızık endişesi yoktur…
Ne lazımsa her şey ayağına gelir, tevekkülün sırrına erdiği için gönderilir…
Işık mı lazım, güneş etrafında döner…

Su mu gerek, yağmur binlerce metre yukarılardan imdadına yetişir…
Her yanı taştır, betondur ama o, incecik kökleriyle toprağa derdini anlatır ve dinletir de…
Allah namına, Rahman namına, Onun adına der, rızkına ulaşır…
Tezgâhını kurduğu yer, hiç elverişli olmasa da, sessiz bir fabrika gibi çalışır durur orada…
Tam bir teslimiyet ve tevekkül içinde…
Sonra, vakti geldiğinde bir mucize yaşanır…
İnsan olan insanı hayrette bırakır, ağaç denilen odundan meyve çıkarır Rabbimiz…
O tatlı, sulu ve sarı eriklerini Rahman namına sunar hepimize…
Millet ayırmaz, dil seçmez, renk tanımaz, dil bilmez meyve verir herkese…

Geçtiğimiz yıllardan birinde, üzerinde son kalan birkaç yaprak ve birkaç meyve, Aralık ayının bitimine kadar varlığını sürdürdü…

Ardından yine tomurcuklanmaya başladı hemen…
Kısacası durmak yok, faaliyete devam…
Her an, Rabbimizin sayısız güzel isminin tecellisine mazhar olmaya yine devam etti…
Yaz kış hizmet verir…

Kurur ayrı güzel, yeşerir ayrı güzel…
Çiçeğe durur, meyve verir, her hali ayrı güzeldir…
Ders verir bize:
“Kuru dallarıma can veren Allah, bir gün sizi de böyle haşredip, diriltecek… Toprağa girip kaybolmak, çürüyüp gitmek yok, orada unutulmak yok” der…
Çoğu insan tarafından meyve verdiğinde fark edilir erik ağacımız…
Gözümde bir ana gibidir…
Vefalıdır, cömerttir, şefkatlidir…
Yaradan’a karşı görevini yapmış olmanın huzuru vardır onda mütemadiyen…
Biraz ötesinde diğer meyveli ağaçlar, dutlar da var…
Bu da dikkatimi çeker durur…
Aralarında ne kavga çıkar, ne dövüş olur…
Birbirlerini geçmek gibi dertleri de yoktur, aralarında bir rekabet, bir yarış da yoktur…
Hepsi birbirinin hakkına saygılıdır…
Bir arada yaşarlar, sarmaş dolaş ve kardeşçe…
Bazen söylenir dururum kendi kendime:
“Biz bu mübarek vatan evlatları, biz ki, Yaradan’ın güzel kulları. Bari ders alsak şu erik ve dut ağaçlarından. Hep birlikte yaşamayı öğrensek. Hep bir arada sarmaş dolaş ve kardeşçe…”

Bir gün kesmeye kalktılar erik ağacımızı…
Müdahale ettik, kurtardık çok şükür hoyrat ellerden…
Onun bir şeyden haberi yok ama hakkı var üzerimizde…
Bu kadarcık da olsun…
Ne yani dost elimizi de uzatmayalım mı şu kara günde?
Bunu da bilesiniz…
Erik ağacım hakkını helal et…
Alan olmuş olmamış, sen dersini vermeye devam et…

Kaynak: Selim GÜNDÜZALP (Rahmet…)

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.