Özcan Güner Yazdı: HİCRET

HİCRET
Tarihte bir çok göçler olmuştur. Kimi Kavimler ekonomik sebeplerden kimisi de başka başka sebeplerden yaşadıkları yerleri terk etmişlerdir. Ama dünya tarihinde hiçbir göç peygamberimizin hicreti kadar tarihin akışına etki etmemiştir.
Sözlükte “terketmek, ayrılmak, ilgisini kesmek” anlamına gelen hecr (hicrân) mastarından isim olan hicret “kişinin herhangi bir şeyden bedenen, lisânen veya kalben ayrılıp uzaklaşması” demektir; ancak kelime daha çok “bir yerin terkedilerek başka bir yere göç edilmesi” anlamında kullanılır. Terim olarak genelde gayri müslim ülkeden (darülharp) İslâm ülkesine göç etmeyi, özelde ise Hz. Peygamber’in ve Mekkeli Müslümanların Medine’ye göçünü ifade eder. Medine’ye göç eden Müslümanlara Muhacir, Resûl-i Ekrem’e ve Muhacirlere yardım eden Medineli Müslümanlara da Ensar unvanı verilmiştir.
Hepimizce malumdur ki 27 Ramazan 610 yılında Peygamberimiz elçi olarak görevlendirilmiş ve kendisine Kuran-ı Kerim indirilmeye başlanmıştı. İlerleyen zamanlarda İslam’ı anlatma gizli gizli devam ederken Hz. Ömer’in Müslüman olması ile açık davet başlamıştı. Mekkeli putperestlerin ilk tepkileri alaya almak idi. Zamanla Müslümanların sayısı artınca bu sefer şiddete başvurdular. Hatta sırf Müslüman oldukları için Yasir ailesini şehit ettiler. İslâm’da ilk şehit erkek sahabî, Yasir b. Âmir, ilk şehit kadın sahabî, onun eşi Sümeyye, ilk şehit çocuğu ise oğulları Ammâr’dır.
Gün geldi, her dönemin zalimleri gibi o dönemin zalimleri de ambargo uyguladılar. Tam bir yıl Müslümanlara yaşadıkları mahalleye mal satışını, alımını yasakladılar. Müslümanlar Habeşistan’a göç etmek zorunda kaldılar. Bir gaye uğruna geride malını mülkünü her şeyini bırakıyorsun. Bu çok müthiş bir fedakarlık. Deprem sebebi ile geçici olarak ilçemizde misafir ettiğimiz insanlarımızın ihtiyaçlarının giderilmesi için canla başla çalışan devletimizin bu şefkatine rağmen insanlarımız yaşadıklarının şaşkınlığı içindeydi.
Peygamberimizin iki önemli destekçisi amcası Ebu Talip ve Hz. Hatice anamız vefat edince o yıla hüzün yılı dendi. Efendimiz tebliğ çalışmalarına devam ediyordu. Bu hüznün yanında Taifte bahtsızlar tarafından taşlanması sonucu artık Mekke’de güvenli bir ortam Müslümanlar için kalmamıştı. Ama Allah’ın arzı genişti. Şairin dediği gibi:
Hatice’nin goncası, Ayşe’nin gülüydün.
Ümmetin gözbebeği, Göklerin RESULÜYDÜN.
Elçi geldin, elçiler gönderdin. Ruhunu Allah’a,
Elini ümmetine verdin. Beşiğin, yurdun, yuvan
Mekke’de bunalırsan Medine’ye göçerdin.
Biz bu dünyadan nereye Göçelim, ya MUHAMMED?
Yeryüzünde, riya, inkar, hıyanet Altın devrini yaşıyor..
Arıf Nihat ASYA
Tarihler 21 Haziran 622 yılını gösterirken Mekkeli kâfirlerin Darun Nedve denilen karar merkezinde aldıkları karar gereği peygamberimizin evine baskın yapıp onu öldüreceklerdi. Haberi alan peygamberimiz evden ayrılarak Hz. Ebu Bekir ile Hicrete başladılar. Bu arada peygamberimizi yakalayana ödül vereceklerdi. İzlerini kaybetmek için Sevr Mağarasına sığınmıştılar. Hani şu kapısını örümceğin yuva yaptığı mağara. Şairin dediği gibi:
Şu tekbîr getîren mağara,
Örümceklerîn değîl;
Peygamberlerîndîr, meleklerîndîr.
Örümcek ne havada
Ne suda, ne yerdeydî
Hakkı göremeyen
Gözlerdeydî.
Bahstsızlar peşindeydiler. Bir yandan da Medineliler o mübarek yolcuyu karşılamaya çıktılar. Bekliyorlardı. Ufuktan yolcular görününce dillerden şu sözler dökülmeye başlanışdı:

Ay doğdu üzerimize
Veda tepesinden
Şükür gerekti bizlere
Allah’a davetinden
Sen güneşsin sen aysın
Sen nur üstüne nursun
Sen süreyya ışığısın
Ey sevgili Ey Rasul
Ey bizden seçilen elçi

Yüce bir davetle geldin
Sen bu şehre şeref verdin
Ey sevgili hoş geldin
Ey Rasul sana söz verdik
Doğruluktan ayrılmayız
Sen ey esenlik yıldızı
Senin sevginle doluyuz

Hicretle yeni bir medeniyet doğuyordu. Hicrette mübarek Cuma Namazı ilk defa kılınıldı. Meşhur Mescidi Nebevi İnşa edildi. Muhacir ve Ensar kardeş ilan edildi. Bugün ensar ve muhaciri anlamayanlar milletimizi hiç anlamıyor demektir. Daha birçok olayın başlangıcı oldu bu hicret. Günümüzde bizim hicretimiz hata kusur ve yanlışları terk etmek olsa gerek.
Dostlar Hicret Müslümanlar için tarih başlangıcı oldu. Bu gün hicri 1445 yılına girdik. Halimiz kültürel açıdan ağlanacak haldeyiz.18 Temmuz itibari ile yeni yılımız başladı. Ancak, ne vitrinler süslendi. Ne Hicret gündeme geldi. Ne de sokaklar aydınlatıldı. Dostlar Balkanların Bilge Kralı Aliya İzzet BEGOVİÇ’in dediği gibi hasmına benzediğimiz an kaybederiz. Köklerimiz ile bağımızı kopardığımız an kuruyup giden bir fidan gibi yok oluruz. Hicri Yılınız Kutlu olsun Kalın Sağlıcakla Allaha emanet olunuz.
Kaynak: Özcan Güner

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.