Mehmet Ali Abakay Yazdı: Sezai Karakoç ve Vefa Borcumuz

SEZAİ KARAKOÇ ve VEFA BORCUMUZ
Vefatının üzerinden fazla süre geçmedi, Sezai Karakoç’un.
Biz, bir çok makaleyi hayatta iken kaleme alıp yayınladık.

Kimi dergi makalelerimizi ve Diyarbekir Yalnızlığı&Yalnız Diyarbekirliler Kitabımızı kendisine takdim ettik.
Yüzyüze görüştük, fotoğraf çekme hususunda çekincemiz oldu, şahsının kırılmaması adına.
Diriliş Yayınevi’nde ikŕâmda bulundu.
Kendi memleketini dinledi, can kulağıyla.
Kısa ve öz sorular sordu.
Şiirinde ve yazılarında Ergani ile Diyarbakır eksik olmadı.

Yüce Diriliş Partisi’nde aralıklı sohbetleri, parti sitesinde düzenli olarak yer aldı. Bu sohbetlerinde kendi ilçesinden ve şehrinden yeri geldikçe bahsederdi.
Vefatıyla birlikte medyada gazeteler, dergiler ve televizyonlar boş durmadı.
Gün Doğmadan Şiiri’ndeki ifadeler vasiyeti sayıldı, Şehzadebaşı Cami Haziresi’ne defn edildi.

Şiirleri salon toplantılarında okundu, elden ele dolaştı.
Kalabalıklarda yalnızlık, fikir ve sanat adamlarının bir vasfıdır.
Yayınevinde kitaplarını yayınladı, iki sayılık Şiir Sanatı ve 1960’dan 1992’ye kadar 235 Sayı çıkardığı 7 Dönemlik Diriliş Dergisi, altmışı bulan kitaplarıyla geride bıraktığı mirası oldu.

Diriliş Fikriyatı’nın kurucusu, mimarı Karakoç, bağımsız ve bağlantısız idealindeki dünya hayatını gerçekleştirmek için ömrünü Diriliş ile geçirdi.
Ergani 1933 Doğumlu Karakoç, dönemin sıkıntılı siyasî ve ekonomik durumu içinde ilkokulu âilesinin yanında, ortaokulu Maraş’ta, liseyi Antep’te yatılı okudu.
Bunun ötesini merak eden, elbette biyografisini okur.
Sezai Karakoç adına memleketi Ergani’de iyi niyetle Hükümet Eski Konağı bir odası müze, diğer odaları farklı etkinlikler için düzenlendi.
Bir odalık müzenin yetersizliği ortada.
Bu esnada Ergani’de ” Şair Memleketinde” Sempozyumu düzenlendi.
Ergani’nin sahip çıktığı bu değeri adına Diyarbakır’da iki sempozyum daha düzenlendi, biri de Ergani Sempozyumu oldu.
İlk sempozyum bildirileri, maalesef kitaplaşmadı, belirtelim.
Şehir Araştırmaları Merkezi tespitlerimizi son üç yıl Ergani üzerinde yoğunlaştırdık.
Merhum Babasıyla Amcasının kabrini tespit ettik.
Tapuda ismine bir arsanın 1980 sonlarında kayıtlı olduğuna rastladık.
Yine gazete köşemizde doğduğu evin bulunduğunu yazdık.
En son bir kısım öğrencileriyle Ergani’de bu evi iç kısımlarıyla birlikte görüntüledik.
Bu yazının sonunu nasıl bağlamak lazım.
İl merkezinde adı verilen bulvarı, Anadolu Lisesi ve Kongre Merkezi takip etti. Ergani’de bir okula ismi verildi.
Beklenen bu evin restore edilmesi ve Hükümet Eski Konağı’nın tümüyle müze haline getirilmesi.
Âilesinden görüştüklerimiz oldu, kimi öğrencileriyle görüşmelerimiz var.
Üzüldüğümüz iki cilt tutan hacimde yerell ve ulusal basında vefatıyla ilgili kupürler sonrası sessizliğe bürünenler.
Bu ismi nisyana terk mümkün mü?
Bir haftadır ulusal ve yerel basına yansıyan açıklamalarımıza ses veren olmadı.
Durum, bundan ibarettir, özetle.
Vefa, İstanbul’da bir semt adı olarak kalmamalı!…
Kaynak: Mehmet Ali Abakay

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.