Zakir Tercan Yazdı: Dost Dediklerin…
DOST DEDİKLERİN…
İki insan arasında sıradan bir ilişkinin çok ötesinde derin bir sevgi ve saygıyı ifade eden dostluk, manevi kardeşliğe benzer…
Dostlar, kardeşler gibi birbirlerini kalpten severler, birbirlerine güvenirler, birbirlerini desteklerler, birbirleri için her türlü fedakarlığı göze alırlar.
Dostlar, birbirlerini kırsalar da asla ihanet etmezler. Dostlar, birbirlerine karşı vefakardırlar; birbirinin sırdaşı ve gönüldaşlarıdır.
Düşmanlığı Mert’çe olmayanların, Dost’ça davranışlarına kanmayın. Düşmanlığı Mert olmayanın, Dostluğunda da Mert değildir.
Bir gülün kokusu rüzgara, bir canın kokusu da dosta emanettir. Kim ki emindir dostuna, emin dostlar nasip olur ona.
Biz dostuda tanırız, düşmanıda. Özelliklede kardeşinim diyen kalleşleride. Akılsız köpek kurdun kocayacağını hayal ede ede ölürmüş.
Bu böyledir; “Senin olmadığın yerde seni savunanlar, gerçek dostlarındır.”
Ertuğrul Gazi diyor ki: “Dostluğun kıymetini bilemezseniz ihanetin bedelini ödersiniz!” Bencede bu tipler ve bu zihniyette olanlar bedel ödemeli…
Hz. Peygamberimiz Buyurmuş ki: “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin” (Timeyizi, 45) uyarısıyla arkadaş seçiminde dikkatli olunması gerektiğini bildirmiştir.
Dostların birbirlerini hem düşünce hem de davranış bakımından etkileyeceğini vurgulayan bu ifade, Kuran’da da vurgulanır.
Dünyada dostluklarını Yüce Rabbin rızasına bağlayanlar, dünya hayatında rahat etmekle kalmayacak, beraberliklerini ebedi alemde de sürdüreceklerdir. (Zuhruf, 43)
Unutmayın; Bir insanda vicdan ve yürek yoksa, bilesiniz ki o insanda vefanın kırıntısı bile yoktur.
Hz. Ömer demiş ki: “Bir kuzu yüzlerce koyunun arasında kendi Annesini nasıl buluyorsa yapılan iyilik ve kötülükler de elbet bir gün sahib’ini bulur. Siz içinizi ferah tutun..”
Vefa, bir karakter, geçici bir güzellik veyahut anlık gelişen bir duygu değildir; muhatabının kalbine ince ince, ilmek ilmek nakşedilmiş insanlıktır.
Ne güzel bir söz: “Birbirini yiyenler, bölüşemez bir dağı.. Birbirini sevenler, paylaşırlar bir dalı.”
İçimizi rahatlatacak bir teselli: “Gerçekleşmeyen her şeyin arkasında Allah’ın murad ettiği bir hayır vardır.”
Hayat bazı şeyleri kafana vura vura, bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir…
Allah bazen en güzel kapıları açmak için, Kulunu dar kapılardan geçirir. Sabırla beklemek lazım. Allah sabredenler ile beraberdir.
İnsanlar, nerede kuvvet görürse hak orada sanır, oysa hak ile güç pek az birleşir. Doğru bildiğini doğru gördüğünü anlatmadıkdan sonra insan olmanın ne manası var ki!
Eğer bir işi yapabileceğimize inanırsak, ne kadar güç olursa olsun başarırız. Fakat, kendimizi dünyadaki en basit bir şeyi yapamayacak biri olarak görürsek köstepek tepecikleri bile gözümüze tırmanamayacağımız kadar yüksek görünür.
Nokta kadar menfaat için, virgül gibi eğilenler, sonunda düz hat olup çiğnenmeye mahkumdurlar.
Buradayım, yanındayım’ diyen kimseyi yarın yanımızda bulamayabiliriz. Gün gelir, alıştığımız bir mekâna artık uğramayabiliriz. Sevdiğimiz bazı şeylerden uzaklaşabilir, küçümsediğimize muhtaç hâle gelebiliriz. Hayatta oldum/buldum diye bir şey yok, ‘ne olacağım’ gailesi var.
Hayattan intikam almak zevki sefa bir hayat yaşamaktan ibaret değildir; yetim başı okşamak, kimsesize kol kanat germek, fidan dikmek, yaralı bir kuşa özgürlüğünü vermek, başkası için dua etmek… Hasılı, iyiliği gölgemiz misali sahiplenmek şu hayattan alınacak en güzel intikamdır.
Kaynak: Zakir Tercan
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024