EDİRNE KULİSİ M. Ali Terzioğlu Yazdı: Evlilik Üzerine Notlar!..
Evlilik Üzerine Notlar!..
“Rus Anneler, kızlarını ‘kocalarını mutlu etmek’ üzere yetiştiriyorlar bizimkiler ise ‘yolmak’!..”
Dedi, 4. Evliliğini bir Rus hanımefendi ile yapan ve nihayet aradığı mutluluğu bulan Eskikadın Köyü’nden evlilik danışmanı, filozof (H)asan Aga.
Yeğen, dedi ‘çok mutluyum’.
A be (H)asan Aga, mutluluğun formülünü bulmuş gibisin!
Peki, resmini de çizebilir misin mutluluğun, dedim.
Elindeki çapaya dayanarak şöyle bir doğrulttu yaşlı belini ve bana dik dik baktı.
Şimdi kaldırıp kafama indiriverecek diye korkmadım değil, doğrusu!
Ama O, şiddete meyilli olmak bir yana ‘şiddete’ şiddetle karşı olan biri…
Evlat, ben ressam değilim her şeyi şu hayatta deneyimleyerek gözlemleyerek öğrendim. Üç evlilik yaptım. Mutluluğun kıyısına bile yaklaşamadım. Ama bu son eşimde -ki Rus Asıllıdır- mutluluğun dibini gördüm. Allah razı olsun kendisinden!
Peki, (H)asan Aga ne fark var Rus kadınlarının bizimkilerden?
Çok fark var, evlat.. Bir kere Rus Anneler kızlarını, kocalarını mutlu etsinler, böylece kendileri de mutlu olsunlar anlayışı ile yetiştiriyorlar bizimkiler ise ‘yolmak’ ilkesi ile yetiştiriyorlar.. Daha işin başında damatlarını boğuyorlar. Boğuluyor zavallı damat borç batağında… ‘Bir kere oluyor, olursa en iyisi olsun. Benim kızımın elalemden nesi eksik? Fazlası var eksiği yok… Çalışıp ödesinler… Biz görmedik bari kızım görsün. ‘Biz yaşamadık, yaşayamadık bari kızım yaşasın!’ Birtanem o benim.. Kızım, kocanı borç batağına sok ki gözü dışarı kaymasın! O bir söylerse sen iki söyle sakın altta kalma, ezdirme kendini… Yetiştirme tarzı bu olan kız, elbette annesini dinleyecek. O zaman da olay mutsuz evliliklere gider. Baksana boşanma oranlarına… Neredeyse evlenenlerin sayısını geçecek, boşananlar!
Bir de evlat, bizim Türk Kadınları, evlilik cüzdanını alınca her şey bitti artık ‘tapusu bende’ diye bakıyorlar. Hele bir yeni anlayış var ki, evlere şenlik! Neymiş efendim, ben hizmetçi miyim ki kocama hizmet edeyim o bana hizmet etsin, anlayışı… Evlilikleri kemiriyor adeta bu düşünce. Halbuki, adı güzel kendi güzel Peygamber’imiz kızı Fatıma’ya, “kocana hizmet et, hürmet et onun kölesi ol ki o da efendin olsun bir efendinin karısı olmak, bir kölenin karısı olmaktan iyidir” demiyor mu? Tabi, Peygamber Efendimizin bu sözünü mealen söyledim. Bir de bizim Türk Kadınları, evlendikten sonra kendilerini salıyorlar, bakmıyorlar kendilerine… Hemen kilo alıyorlar. Tesellileri de ne biliyor musun? “Var ki yedim!” Afedersin ama ‘eşeğin ayağını ye’ diyesi geliyor, insanın. Obezite almış başını gidiyor. Televizyonda dizilerde çıtıpıtı hanımları, bakımlı hanımları gören erkek o kadınlara özenip “benim karım da böyle kendine baksa çekici olsa” diye iç geçirmez mi sanıyor, hanımlarımız?
Hele bir de çoluk çocuğa karıştıklarında anne olduklarında kocalarını ikinci, üçüncü plana atıveriyorlar. Baba, sadece “Bankamatik” görevini ister istemez üstleniveriyor. Çünkü ona ailede nasıl bir aile anlayışı ise artık, biçilen rol bu, maalesef. Anne olan bir kadın, ona annelik gibi kutsal bir mevki kazandıran kocasına karşı değişiveriyor. ‘En son babalar duyar’ özdeyişi(!) bir vakıadır gençler anlasın diye ‘gerçek’tir, diyeyim hadi… “Babalar, ailenin yetim ve ‘itilen’ üyesidir”. Acıyorum, bu tür ailelerdeki babalara vallahi acıyorum, evlat!.. Konuşturma beni daha fazla!..
Baktım ki, (H)asan Aga da evlilik üzerine söz çok.
Başka bir zaman devam etmek üzere onu toprak ana ve çapasıyla başbaşa bırakıp veda ettim.
Ne dersiniz hanımlar, (H)asan Aga haklı mı, haksız mı sizce?
Söz sizde!
Esen kalın.
Kaynak: M. Ali Terzioğlu
- Mehmet Ali Abakay Yazdı: Kitap Fuarı mı Çocuk Kitap Panayırı mı? - Kasım 25, 2024
- İstasyon Mahallesi’ne Ulaşım Artık Üst Geçitten - Kasım 21, 2024
- Mehmet Akkaşoğlu Yazdı: Allah’ın Güzel İsimlerinden El_Mütekebbir - Kasım 21, 2024