Emine Erdek Yazdı: ‘Yaşasın Enayilik!’

”Yaşasın Enayilik”

‘Hizmet edeceğiz insana. Bir annenin kayıp evladını aradığı gibi arayacağız hizmet edebileceğimiz vesileleri, bir hastanın şifa aradığı gibi, bir âşığın asırlardır görmediği sevgilisini köşe bucak aradığı gibi arayacağız. Bulduk mu kaçırmayacağız fırsatı. Uçağa binerken önümüzde birisi olacak, kucağında çocuk, elinde valiz. Herkes o anneciğin yanından geçip çıkacak merdivenleri telaşla ama biz duracağız, yükleneceğiz o valizi, koltuğa kadar götüreceğiz. Uçak inecek ve biz soluğu onların yanında alacağız, valizi yükleneceğiz, belimiz ağrıyacak anne dua edecek ama. İşimize geç kalacağız, bebek gülecek ama. O gülüş gelecek aklımıza, o dua düşecek gönlümüze belimizin ağrısı şifa olacak kalbimize, güleceğiz. Faturasını ödeyememiş birisi çıkacak karşımıza, “Allah rızası için” diyecek; cebimizdeki son parayla ödeyeceğiz faturasını. Doğalgazı açılmış bir ev ısınacak akşama, kadın hamdolsun diyecek, çocuklar neşeyle havaya zıplayacaklar, adam gözleri dolu dolu “Allah razı olsun” diyecek. Enayi misin diyecekler bize, desinler. Hz. Ömer gelecek aklımıza, demeyeceğiz hiç bir şey, susacağız öyle mütebessim ve vakur. Namaza başlayan kölesini azad edermiş Hazreti Faruk(r.a) Bunu bilen kölelerden bazıları azad olmak için namaza başlamışlar, o bilmezden gelmiş. Demişler ki; “Kölelerin seni aldatıyor ya Ömer”, bakmış acı acı yüzlerine ve ölçüyü koymuş: Allah’la aldanan aldanmaz!

Birisinin bir işi olacak halledemediği, koşturacağız onunla beraber, şaşıracak “Yahu sen benden daha çok dertleniyorsun” diyecek, halimizi görenler “Senin bu işten bir menfaatin mi var” diye soracaklar, susacağız ve diyeceğiz ki; “Yok kardeşim, ben enayilerdenim sadece.” Dertleneceğiz kardeşlerimizin derdiyle. Borçlunun borcuna kendi borcumuza koşturduğumuz gibi koşacağız, hastanın tedavisi için kendi hastalığımıza derman arar gibi uğraşacağız, boynu büküğün yüzünü güldürmeye, açın karnını doyurmaya, talebenin yetişmesine, garibin işinin hallolmasına uğraşarak tüketeceğiz ömür dediğin çileyi. Divanelik güzeldir, enayiliğe paha biçilemez, delilik ahiret akçesi.

Dertleneceğiz kardeşlerimizin derdiyle. Başkasının derdi bizi gerecek. Başkalarının derdiyle uğraşmaktan kendi derdimize vaktimiz kalmayacak. Bir de bakacağız ki âsan oluvermiş cümle umurumuz/işlerimiz. Bir de bakacağız ki garip kuşun yuvasını Allah yapıyormuş. Öleceğiz sonra, alacaklar bizi bir ulu divana. Sermayemiz yok, günahımız çok, amelimiz hiç olmuş. Perişanız, bükeceğiz boynumuzu, el-aman diyeceğiz, el-aman. “Getirin” diyecek o vakit bir ses belki de “Getirin!” Bir doğalgaz faturası koyacaklar terazinin sevap kefesine, bir valiz, bir burs, yetim bir tebessüm, içli ve fakir bir dua… “İlişmeyin kuluma” diyecek, “O benim enayilerimdendir, azad ettim onu.”

Şükür secdesine kapanacağız o vakit gözyaşlarıyla, omzumuza bir el dokunacak şefkatle, bizi kaldırıp sarılacak boynumuza heybetle ve usulca fısıldayacak kulağımıza: ‘Allah’la aldanan aldanmıyormuş değil mi?’
Kaynak: Emine Erdek

admin
Sosyal Medya

admin

1953 yılında Edirne'de doğdu. İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. 11 yılı lise müdürlüğü olmak üzere 25 yıl öğretmenlik yaptı ve 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'ndan emekli oldu. Üniversite yıllarından beri hobi olarak çeşitli yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı olan 'BAŞARI HİKAYELERİ' 14 Haziran 2018'de yayımlandı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Gönder
Haber İhbar Hattı
Haber İhbar Hattı..
Lütfen Sağ Alttaki Gönder Butonunu Tıklayınız.